Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, “Savaş kolay, barış ise zordur, biz zora talibiz. Biz çözüm için her yola başvururuz. Baldıran zehri içmekse, biz o baldıran zehrini de içeriz. Yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin” dedi. Erdoğan, partisinin dünkü Meclis grubunda, “Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık” sözleri için, “Cesaretin varsa onu Rize’de de söyle” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da “Hodri meydan” diyerek yanıt verdi. “Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz” diyen CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in sözlerini anımsatan Erdoğan, “Mardin’de söylediğimi İstanbul’da, Ankara’da söyledim, yakında Rize’ye gideceğim orada da söyleyeceğim. Hodri meydan, cesaretin varsa Tunceli’ye gidip o millet tanımını orada da yap görelim” dedi. “Kendi içinde bir türlü haddini, kendini, ceddini bilmez tipleri barındıran bir Genel Başkan’dan bir şey olmaz” sözleriyle de yüklendiği Kılıçdaroğlu’nun, kendi milletvekilinin Dersim’le ilgili sözlerine kendisi de Dersimli olduğu halde bir tavır koyamadığını savunan Erdoğan, “Koyamaz da. İrade işi. ‘Milliyetçilik ve ulusalcılık aynı şeylerdir’ diyor. Biri eski dildeymiş biri yeni. Sevsinler seni” dedi. Erdoğan, konuşmasında şu mesajları verdi:
İNSANİ Mİ, VİCDANİ Mİ?
(Türk Antropoloji Enstitüsü’nün 1940 tarihli bir kitabını göstererek) Raflarda yüzlerce kafatası var. 10 ayrı bölgeden toplamışlar, kadın ve erkekler üzerinde ölçümler yapılıyor. Olur mu öyle şey demeyin, vesikası burada. Reisicumhur olarak Mustafa Kemal, İsmet Paşa’nın da o zaman altında Başbakan olarak imzası var. Nurettin Beyefendi’ye İstanbul Darülfünun Emiri’ne bunlarla ilgili tebrik yazılmış. Bu insani midir, vicdani midir? Dinimizde, inanç dünyamızda yeri olabilir mi? Şeytan kendisinin ateşten, insanın ise topraktan yaratıldığını söyleyerek kibirlenmiştir. Kendi soyunun diğerinden üstün olduğunu iddia eden hiç şüphesiz şeytanın izindedir. Rabbim, ‘sizi boylar, kabileler halinde yarattık, ta ki tanışasınız’ diye buyuruyor. Sonra devam ediyor, ‘Hepiniz çamurdansınız, birsiniz’ diyor. Peygamberimiz de veda hutbesinde ‘Arab’ın Acem’e, Acem’in de Arab’a üstünlüğü yoktur’ diyor. Kimse bir başkası karşısında böbürlenmeyecek, kibirlenmeyecek. CHP, MHP, BDP hepsine ithaf olunur. Sayın Bahçeli özellikle sana ithaf olunur. 1 Mayıs 1920’de Gazi Mustafa Kemal Meclis kürsüsünde, ‘Meselenin bir daha gelmemesi ricasıyla (demek ki o da çok bunalmış bizim bunaldığımız gibi) bir iki noktayı anlatmak istiyorum. Burada kastedilen zevat yalnız Türk, Çerkez, Kürt, Laz değildir, fakat hepsinden mürekkep samimi bir mecmuadır’ diyor. Ziya Gökalp, Nâzım Hikmet, Mümtaz Turan, kime bakarsanız millet kavramının bu minvalde, kucaklayıcı anlamda kullanıldığını görürsünüz. MHP Genel Başkanı, milliyetçilik anlamında ne kazandırdığını açıklasın. Borç devşirip hazineyi boşaltmaktan başka ne yaptı? Nerede dikili ağacı var? Milliyetçilik hakaret, küfür etmek midir... Milliyetçilik buysa kusura bakmayın biz buna prim vermeyiz. Sabah akşam hakaret ederek, nefreti büyüterek milliyetçi olunmaz, millete hizmet ederek milliyetçi olunur.
KAN YÜZLERİNE BULAŞIR
Terör meselesiyle ilgili MHP hakaret etmek dışında tek bir cümle kurmadı, tek bir öneri getirmedi. CHP yalpalamaktan, çark etmekten başka bir şey yapmadı. CHP Genel Başkanı ‘tek şehit gelirse sorumlusu Erdoğan’dır’ diyor. Adeta şehit gelsin de Başbakan’a yükleneyim diye bekliyor. Biz bu ülkede MHP ve CHP’ye rağmen kardeşliği tesis edeceğiz. CHP, MHP ve BDP bugüne kadar kanın durması için inisiyatif almadı, sorumluluk üstlenmediler. Eğer bundan sonra da sorumluluktan kaçarlarsa, akan her damla kandan onların eline yüzüne bulaşacaktır.
Çözüm süreci için destek alamadık
ÇÖZÜM sürecinde BDP’li vekillere İmralı için izin veriliyorsa, tek sebebi, bu yolda bir adım atılabilir mi? Biz Allah’ın izniyle, milletimizin hayır duasıyla, milletin başını öne eğecek bir adım atmayız. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak, hiçbir girişimin içinde olmayız. Savaş kolay, barış zordur. Bu süreçte ne acıdır ki siyasi partilerden, medyadan, sanatçılardan, özellikle de bu ülkenin aydınlarından, yeterli desteği alamadık, ama almayı bekliyoruz.
Suç işlememiş olanlar, ailelerine kavuşabilirler
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, İmralı süreciyle ilgili yaptığı değerlendirmesinde, PKK üyelerinin silahlarını bırakmaları halinde ailelerine kavuşabileceklerini söyledi. Avusturya’ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Abdullah Öcalan tarafından BDP’ye gönderilen mektupla ilgili olarak “Demek ki olumlu şeyler oluyor” dedi. Erdoğan, süreçle ilgili şöyle konuştu: “Şu andaki süreçte eğer silahları bırakarak ülkemizi terk ederlerse dünyada gidecek yer çoktur. Komşu ülkelere gidebilirler. Onların kendi takdiridir biz onu bilemeyiz. Milletimiz bize diyor ki ‘Nolur anaların göz yaşı dinsin, şu akan kan dursun.’ Bunun için de elimizden gelen her şeyi tüm riskleri sırtlanarak bu adımı attık. Her şeye rağmen bu adımı attık ve bundan sonraki süreçte de atmaya devam edeceğiz. Biz diyoruz ki silahlar bırakılsın. Gömülsün. Gideceklerse gidebilirler. Ülkemizde kalmak isterlerse zaten suça bulaşmamış olanlar hanelerine, annelerine, babalarına kavuşabilirler. Öncelikle Sayın Demirtaş bir şeyi iyi öğrenmesi lazım. Bu ülkede iki eşit halk diye bir tespit yaparsanız bu ayrımcılıktır. Kantar tutmayabilir. Bu yanlış bir tespittir. ‘Et tırnak gibiyiz’ dediğiniz zaman bu gönüllerin tüm 76 milyonun birbiriyle kaynaşmasıdır. Ben Kürt kardeşlerimle et ile tırnak gibiyim.”
MGK’da doğum günü sürprizi
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, dün yapılan 2013’ün olağan ilk MGK toplantısında Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na doğum günü sürprizi yaptı. Erdoğan’ın 59, Davutoğlu’nun da 54’üncü yaşı kutlandı. MGK sonrası, PKK ile barış sürecine ilişkin vurgu yapılmazken “Terörle mücadelede kararlılığımız sürecek” açıklaması duyuruldu. / Uğur ERGAN / ANKARA