Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2001 00:00
TARLABAŞI CADDESİ'nden geçerken göz alıcı, sevimli bir binanın üstündeki yazı dikkatimi çekti:Cervantes Enstitüsü.İspanyol Kültür Merkezi'nin yeni mekánı.İspanyollar, edebiyatlarının simgesi niteliğindeki, La Mancha'lı Yaratıcısı Don Quijote'nin yazarı Miguel de Cervantes Saavedra'nın (1547 - 1616) adını Merkez'e vermişler.Oraya gitme hevesi uyandı hemen bende. Bir edebiyatçıya duyulan saygının göstergesi. Bir binaya, daha kapıdan girerken bile insan saygı duygularıyla donanır.Ardından, Alman dilini öğreten kurumlara verilen Goethe Enstitüsü adını anımsadım.Uluslar, büyük edebiyatçılarını unutmuyorlar, üstelik her vesileyle onların sayesinde uluslararası alanda varlıklarını üst düzeyde kanıtlıyorlar.Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın atasözü değerindeki dizesini bir kez daha analım:‘‘Uluslar büyük evlatlarıyla soluk alırlar.’’* * *ŞİMDİ neden soluk alamadığımızı, kültür, edebiyat adamlarına değer vermeyişimiz yüzünden boğulduğumuzu anlıyorum.Yurtdışında Türkçe öğreten, Türk kültürünü tanıtan mekánlara neden edebiyatçılarımızdan birinin adı verilmez.Yahya Kemal Enstitüsü, Reşat Nuri Güntekin Enstitüsü, Yunus Emre Enstitüsü...Düşününce, daha birçok ad sıralayabiliriz.Türk edebiyatının değerli adlarını yurtdışında da tanıtmış oluruz.Neden kendi edebiyatçılarımızı yüceltmekte hasis davranıyoruz?Görüşüme karşı geleceklerin söyleyeceklerini tahmin ediyorum.Cervantes'i bütün dünya biliyor, ya bizim edebiyatçılarımızı?O görev de bize düşüyor; Kültür Bakanlığı'ndan eleştirmenlere, dergi yöneticilerinden sivil toplum kuruluşlarına, yazar örgütlerine kadar geniş bir kesim bunun gerçekleşmesi için çalışmalı.Kültür merkezlerini açalım, onları tanıtma görevi de o zaman yapılır.Cervantes adı uluslararası bir değer, öyle bir edebiyatçı ki yetmiş iki dile çevrilmiş, diyebilirler.Edebiyatımızın önemli adlarını onlara duyuralım, kitaplarını çevirelim.* * *BİZİM de klasiklerimiz olduğu kanısındayım, yeter ki edebiyatçılara bu saygın yaklaşımı sağlayalım.
button