Güncelleme Tarihi:
26 Nisan 1986 tarihinde Çernobil Nükleer Santralı’nda meydana gelen korkunç kaza bütün dünyayı sarstı. O dönem Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne (SSCB) ait olan santralda yaşanan kazadan sonra etraftaki yerleşim yerleri boşaltıldı. Çok sayıda insan hayatını kaybetti. Kanser vakalarında hızlı bir artış görüldü.
Emrah Uygun - Ece Emre
Çernobil’deki tehlikeleri azaltmak için AB tarafından çalışmalar başlatıldı. 1995 yılında başlayan projeler günümüze kadar devam etti. 2004 yılında dördüncü reaktörü kontrol altına almak için başlayan projede sona gelindi. Projedeki tek Türk firması Okyanus Grup’tu. Bu projeyle dördüncü reaktör çelik bir kafesle kapatıldı. Reaktörün sökümünün ve radyasyon etkilerinin bitmesinin 100 seneyi bulabileceği öngörülüyor.
4’ÜNCÜ REAKTÖRE ÇELİK KAFES
Okyanus Grup Proje Müdürü mimar Emrah Uygun, çalışmaları şöyle anlattı: “1995’te Avrupa Birliği (AB), kendi ülkelerine zarar geldiği için bir fon oluşturdu. Dördüncü reaktörü tamamen içine alacak çelik bir kafes sisteminde karar kılındı. 2007 yılında dünyanın en büyük Fransız inşaat firmalarından ikisi bu işi yapmak üzere anlaştı. Projenin mühendislik süresi dört sene sürdü. Proje, yapı 100 sene bozulmayacak ve bakım istemeyecek şekilde yapıldı. Ukrayna’daki geçmiş yüzyıldaki hava durumu verilerine bile bakıldı. Ukrayna tarihinde bir kez hortum olmuş. O bile hesaba katılarak projede geliştirmeler yapıldı. 2011 yılı sonunda görüşmelere başladık. 2012 yılında ise çelik kafesin içindeki ve dışındaki paslanmaz çelik kaplamayı yaptık. 2012’nin sonunda montaj başladı. Montaj süreci beş sene sürdü. Patlayan bölgenin üzeri çok riskli olduğu için çelik kafes 500 metre geride yapıldı. Daha sonra raylı sistemle taşınarak dördüncü reaktörün üzerine oturtuldu. İşin en önemli kısmı bizdeydi. Radyasyon sızıntısını önlemek için yaptığımız çelik kafeste yapacağımız en ufak bir hata felakete neden olurdu. O yüzden çok kritik bir süreçti.”
ÇOK ZOR İŞÇİ BULDULAR
OKYANUS Grup Proje Müdürü mimar Emrah Uygun, Çernobil’de çalışacak personelin kolay bulunmadığını, işçilerin Çernobil denildiğinde korktuklarını, ailelerin izin vermediğini ve kabul edenlere piyasaya göre daha yüksek ücret ödendiğini dile getirdi. Kendi çalıştığı dönemde günlük radyasyon miktarının 16 mikrosieverti geçmediğini, tüm işçilerin detaylı bir çekapa sokulduğunu, radyasyonun tetikleyebileceği en ufak bir rahatsızlığı olanların götürülmediğini ve bölgede görev yapan işçilerin herhangi bir sağlık şikâyeti olmadığını belirtti.
‘UZUN ZAMAN SONRA ÖĞRENDİLER’
ÇERNOBİL’de beş sene kalan ve işçi sorumlusu olarak görev yapan Yücel Musaoğlu görev yaptığı süre boyunca yaşadıklarını şöyle anlattı: “48 yaşındayım. 1996 yılından beri yurtdışında inşaatlarda çalışıyorum. 2013 yılında Rusya’da görev yaparken Çernobil’den teklif geldi. İlk başta gitmek istemedim. Çernobil ismi ilk başta korkutmadı desem yalan olur. Rusya’da görev yaparken çalıştığım bölgede Çernobil felaketinden kaçan çok sayıda aile vardı. O kadar acı hikâyeler anlattılar ki... Gitmeyi ilk başta o yüzden de istememiştim. Fakat daha sonra gitmeye karar verdim. A’dan Z’ye saç telimden tırnağıma kadar herhangi bir hastalığım var mı diye bakıldı. Sağlık kontrolü çok uzun sürdü. Sonrasında eğitimler başladı. İş sağlığı ve güvenliği eğitimi de uzun sürdü. Sonrasında radyasyon konusunda bilgilendirildik. Bütün bunları görünce içimdeki endişe azaldı. Beş sene boyunca dördüncü reaktörün 300 metre gerisinde görev yaptım. Çalışacağım alana gidene kadar beş radyasyon kontrol noktasından geçiyorduk. Evliyim. Çernobil’de çalıştığımı eşime ve aileme söyleyemedim. Çok uzun zaman sonra öğrendiler. Eşim çok endişe etti. Ama Çernobil’de diğer işlere oranla daha çok kazandık.’’
RADYASYON KOTASINI DOLDURAN BÖLGEDEN UZAKLAŞTIRILIYORDU
ÇERNOBİL’de çalışanlar için Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) açıkladığı yıllık radyasyon doz miktarı kotası uygulandı. Dünya Sağlık Örgütü yıllık miktarı 20 milisievert olarak belirledi. Ama firmalar risk almamak için bu rakamı 13 milisieverte çekti. Bütün çalışanların üzerinde dozimetre zorunluluğu vardı. Dozimetreler Ukrayna devleti tarafından verildi. Dozimetrelerle sürekli olarak ölçüm yapıldı. Çalışanların günlük limiti 100 mikrosievertti. 100 mikro sieverti dolduranlar dozimetredeki sinyal devreye girdiği için hemen bölgeden uzaklaşmak zorundaydı.
600 MİLYONU AŞKIN İNSAN ETKİLENDİ
NÜKLEER santralda görevli 44 işçiden 28’i patlamadan 3 ay sonra hayatını kaybetti. Uluslararası Doktorlar Örgütü ve Radyasyondan Korunma Birliği’nin raporlarına göre Çernobil’in çevreye verdiği zarardan 600 milyondan fazla insan etkilendi. Kazadan sonra santralda görev yapan 830 bin görevliden 125 bini 20 yıl içinde öldü. Birleşmiş Milletler raporuna göre ise 6 bin kişiye tiroid kanseri teşhisi konuldu. Patlamadan hemen sonra 4’üncü reaktörün zemini ve etrafı betonla kapatılmıştı.
MESAİ GÜNÜNDE 15 DAKİKA
ÇERNOBİL Nükleer Santralı’nda radyasyon oranının en yüksek olduğu yer dördüncü reaktörün patladığı 30 metre yüksekliğindeki nokta. O nedenle orada görev yapanlar maksimum 15 dakika kalabiliyor. Günlük radyasyon miktarı 15 dakikada doluyor. Sahada çok büyük bir alarm sistemi mevcut. Herhangi bir durumda alarm çalmaya başlıyor ve saha acilen boşaltılıyor. Ardından tüm işçiler teker teker sağlık kontrolünden geçiriliyor.
KOTASI DOLANLAR TÜRKİYE’YE
Reaktör 24 saat gözlemleniyor. Sabah 09.00’da işe başlayacak işçinin bütün bu prosedürü geçmesi için saat 05.30’da kalkması gerekiyor. Hazırlık aşaması yaklaşık 3 saat sürüyor. Bir işçinin kaç ay çalışacağı vücudundaki radyasyon miktarına bağlı. Yıllık kotası erken dolanlar hemen Türkiye’ye geri gönderiliyor.
33. YILINDAKİ ÇERNOBİL FACİASINA AİT DETAYLAR