Batuhan OKUR <br>batuhanokur@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2008 00:00
YIllardIr elektronik cihaz ala ala öğrendiğim bir kural var: yeni piyasaya çıkan bir ürünün ilk versiyonunu almamak. İstinası olmayan değerli bir kural bu. Sebebi de çok basit. İlk yapılan ürünler pazara hızlı çıkabilmek amacıyla alelacele yapıldıkları için bir sürü eksik ve hatalarla dolu olduklarından, kullanıcı tecrübesi her zaman kötü oluyor.
iPhone’da bu sistemi bozup, ürünün büyüsüne kapılıp kendime değilse de eşime aldım. Bu arada epey kurcalayıp hevesimi de aldım. Temmuz ayında iPhone’un ikinci versiyonu piyasaya çıkacak, ancak önceleri hevesle beklediğim ikinci versiyonu alma konusunda ciddi şüpheler kafamda oluşmaya başladı. iPhone yeni versiyonuna 3G ve GPS desteği ekledi. Bunlar gerçekten, hele benim gibi kolay kaybolabilen biriyseniz, çok değerli özellikler. Telefonun kalınlaşması, alüminyum arka gövdeden plastiğe dönmeleri eksileri, ancak yine de almaya engel olacak kadar can sıkıcı değil.
Can sıkan noktalar başka. Birincisi Apple, değiştirmeye çalıştığı operatör cenderesinin kurbanı oldu. İlk versiyonda büyük bir atılım yapmış ve operatörlere boyun eğmemiş hatta AT&T gibi büyük cep telefonu operatörünü iPhone üzerinden aylık kazandığı paranın bir kısmını Apple’a vermeye dahi ikna etmişti. Bir anlamda tekere çomak sokmuş AT&T’ye boyun eğdirmişti. İşler ikinci jenerasyonda değişti. Şimdi iPhone satın alabilmek için gidip aldığınız dükkanda 2 yıllık kontrat imzalamak zorundasınız. Bu nedenle de eskisi gibi gidip telefonu alıp çıkmak maalesef mümkün değil. Ya açıktan satılan ülkelerden birinden dünyanın parasını verip alacaksınız ya da paşa paşa Türkiye’ye gelmesini bekleyeceksiniz. Bu arada Türkiye, ne hikmetse iPhone’un ilk satılacağı ülkeler listesinde yok. Türk insanının yemeyip içmeyip cep telefonuna para harcadığı düşünülürse Apple’ın ciddi bir pazarlama hatası yaptığı ortaya çıkar.
İkinci nokta, Apple’dan ikinci kuşak iPhone için daha yeni bir şeyler beklerdim. GPS ve 3G zaten bekleniyordu dolayısı ile sürpriz olmadı. Birinci nokta ile birlikte hayal kırıklığı oldu bile diyebilirim. Bütün bu iPhone çılgınlığı devam ederken bir arkadaşım vasıtasıyla piyasaya çıkmadan Nokia e71 ile tanıştım. Uzun süredir e61 kullanıcısı olan biri olarak yeni e71’i ciddi şekilde değerlendirme fırsatı buldum. e71’de iPhone gibi GPS desteği eklemiş, zaten 3G desteği olan e61’in tek eksiği GPS olmaması idi o da gelmiş. E61’in klavyesi Blackberry gibi muadillerine göre çok iyi değildi. e71 klavye işini çözmüş, yeni klavyeyi kullanmak çok daha kolay. Üstelik, e71 hem incelmiş hem de güzelleşmiş. e71’de e61 gibi uzun pil ömrüne sahip, dolayısı ile cep telefonunu sık kullananlar için ideal. Bana göre e71 Nokia’nın bu güne kadar ürettiği en iyi telefon.
Tam e61’i emekliye ayıracakken birbirinden iyi iki telefonun piyasaya çıkması aklımı karıştırdı. Şimdilik e71 alıp, iPhone’un Singapur’da satılır hale gelmesini beklemekten başka çare yok. Ancak iki telefon alıp cep telefonuna bu kadar para harcayınca hem hanımdan fırça yiyeceğiz hem de Türk olduğumuz tescillenecek.