Cephanelik patlaması davasında şehit yakınlarından bilirkişi ücretine tepki

Eskişehir’deki Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde bugün yapılan davanın 12’nci duruşmasına, tutuksuz sanıklar Albay Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran ve üsteğmen Tuncay Aydın vareste tutulmaları nedeniyle katılmadı. Duruşmaya şehitlerin yakınları ile avukatlar katıldı.

ALDIKLARI PARA HARAM OLSUN

Duruşmada konuşan şehit er Onur Fikret Dülger’in babası Zekai Fırat Dülger, "Sanık avukatları mahkemeye verdikleri dilekçede, şehitlere mühimmat konusunda eğitim verildiği ifade etmiş. Benim çocuğum, benim çocuklarım pazar günü teslim oldu, salı günü ise paramparça oldular. O zaman nasıl gerekli eğitim aldıkları söyleniyor? İnsan bu dilekçeyi yazarken utanır. ’Gerekli eğitimi almışlardır’ derken utansınlar" dedi.

Zekai Fırat Dülger, mahkemenin bilirkişi olarak tayin etiği kişilere 67 bin 500 lira ödenmesine de tepki gösterdi. Dülger, "Bu bilirkişi heyeti ne yaptılar da 67 bin lira aldılar? Devletin parası çok tabi. O paraların da geri alınmasını talep ediyorum. Niye bizim istediğimiz bilirkişi heyeti kabul edilmiyor? Aldıkları para haram olsun" diye konuştu.

SALONDAN ÇIKARILDI

Zekai Fırat Dülger, Afyonkarahisar’daki cephanelik patlamasından ayrı daha önce meydana gelmiş olan patlamalarla ilgili çeşitli gazetelerde yayınlanan haberlerin kupürlerini mahkeme heyetine gösterdi. Mahkeme Başkanı hakim Binbaşı Ahmet Mithat Acar, Dülger’e kendi davalarıyla ilgili konuşma yapmasını istedi. Yaşanan tartışma üzerine mahkeme başkanı, Dülger’in duruşma salonundan dışarı çıkarılmasını istedi. Dülger kolundan tutularak polisler tarafından duruşma salonundan çıkartılırken sırada diğer şehit yakınları "O şehit babası. Onu böyle kolundan tutup zorla dışarı çıkaramazsın" diye tepki gösterdi. Yaşanan gerginlik nedeniyle heyet duruşmaya 10 dakika süreyle ara verdi.

Aranın ardından söz alan şehit yakını avukatlarından Sevgin Karaca, bilirkişi raporu için 13 kişiye 67 bin 500 TL para verildiğini söyleyerek "Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bilirkişi bir ay gibi kısa sürede gerekli incelemeleri yapmadan basit bir rapor hazırlanmıştır" dedi.

BİLİRKİŞİ RAPORUNU KABUL ETMİYORUZ

Şehit yakınlarının avukatı Altan Ulutaş da bilirkişi heyetinin hazırladığı raporu kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Ulutaş şöyle devam etti:

"Söz konusu rapor, kusuru şehitlerin üzerine atıyor. Özel olarak hazırlanmış ve maddi gerçeği ortaya çıkarmıyor. Ayrıca o rapor, olay yerini görmeden hazırlanmıştır. Öte yandan, şehit Emre Aydın’ın üzerinde yanık izi tespit edilememiştir. Başka yerden taşındığını düşünüyoruz. Yine bilirkişi raporunda 16 ton mühimmat patladığı belirtiliyor, bizim tespitimiz ise 21 tondur. Aradaki 5 tonluk farkın araştırılmasını istiyoruz. Olay günü 4 patlama meydana gelmiştir. Elimizde bilimsel veriler mevcuttur. Patlama 2.1 şiddetinde de deprem meydana getirmiştir. Bu konuyla ilgili 3 uzman raporu aldık. Bu raporlar hayati derecede önem arz etmektedir. Maalesef biz bu raporları şehit aileleri olarak çok zor şartlarda alıyoruz. Kendi imkanlarımızla mesafe kat etmeye çalışıyoruz."

ADALET, MÜLK VE TEMEL DİYE BİRŞEY KALMAMIŞ

Şehit Tolga Taştan’ın babası Ali Taştan ise duruşmada yaptığı konuşmada mahkeme heyetine, "Burada ’Adalet Mülkün Temelidir’ yazısı vardı. Bugün bakınca o yazıyı göremedim. Demek ki adalet, mülk ve temel diye bir şey kalmamış. Bilirkişi raporuna bakarsak, sanıklara ceza verilmiyor ama sizden vicdanınıza göre karar vermenizi talep ediyorum" dedi.

Mahkeme Başkanı hakim Binbaşı Ahmet Mithat Acar da şehit babası Taştan’a, "Bu mahkeme, ben de dahil olmak üzere hiçbir baskı olmadan vicdanen karar verecek bir mahkemedir" yanıtını verdi.

Askeri Mahkeme heyeti, şehit yakını avukatların, sanıkların tutuklu yargılanması talebine kabul etmeyerek dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 14 Ekim 2015 tarihine erteledi.