Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2002 11:57
Uludağ Üniversitesi (U.Ü) Mühendislik- Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Savaş Başkaya, cep telefonu satın alınırken, cihazın “SAR” limitlerine dikkat edilmesinin sağlık açısından önem taşıdığını bildirdi.
Prof. Dr. Başkaya, cep telefonlarının radyo frekans radyasyon (RFR) yayan bir tür mikrodalga vericisi olduğunu belirterek, bu tip dalgalara maruz kalma oranı arttıkça sağlığın olumsuz etkilenme riskinin yükseldiğini kaydetti.
Cep telefonları ve benzer cihazların yaydığı RFR oranın, sağlık üzerindeki etkilerini sınırlandırmak amacıyla Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği tarafından alt limit belirlendiğini anlatan Prof. Dr. Başkaya, buna göre, “SAR” olarak adlandırılan ve cep telefonunun yaydığı dalgalar sonucu vücudun 1 kilogramının sıcaklığını, 1 santigratderece artıran elektromanyetik enerji değerinin 1 mikrowatt/santimetre olarak kabul edildiğini bildirdi.
Prof. Dr. Başkaya, bazı üretici firmaların, cihazların kullanma kılavuzlarında “SAR” vermeye başladığını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Sağlık açısından, SAR değerine bakarak (Sağlık için zararı yoktur) diyebileceğimiz bir limit henüz tespit edilmedi. Ancak, şu da bir gerçek ki, sağlık açısından, satın alınacak cihazın SAR limitlerine dikkat edilmesi gerekiyor. Satın alınan cep telefonunun SAR değeri ne kadar düşük olursa, insan sağlığı ile ilgili taşıdığı riskin o kadar az olduğu söylenebilir. Alıcıların, cihaz tercihlerini kullanırken bu noktaya dikkat etmeleri sağlıkları açısından yararlı olacaktır.”
“CEP”LE GELEN TEHLİKE
U.Ü Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kayıhan Pala da, cep telefonu gibi 900 MHz üzerinden sinyal gönderen cihazlarda, yapılan son araştırmalarla 0.5 mikrowatt/santimetre düzeyinde maruz kalmanın insan sağlığı için kesinlikle zararlı olduğunun saptandığını söyledi.
Bu nedenle bugün için benimsenen 1 mikrowatt/santimetre değerinin,0.1’e çekilmesinin önerildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Pala, İngiliz Tabipler Birliği tarafından 2001 yılında yayınlanan raporda, maruz kalınan RFR arttıkça, kanser olgularının arttığı, kadınlarda doğurganlığın azaldığı, gözün retina, iris ve kornea tabakalarında hasara yol açtığı, reaksiyon zamanının uzadığı, uyku düzenin bozulduğuve hafızada zayıflama meydana geldiğinin ortaya çıktığını kaydetti.