Batuhan Okur / batuhanokur@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2004 01:24
Elisha Gray ismi sizlere bir şey çağrıştırıyor mu? Birçok kaynak telefonun gerçek mucidinin Elisha Gray olduğunu yazar. Gray ve bizim daha iyi tanıdığımız Alexander Graham Bell birbirlerinden haberleri olmaksızın birkaç saat ara ile elektrik yolu ile sesi iletmenin, yani telefonun patentini almak için başvururlar.
Bell patent bürosuna birkaç saat daha önce başvurduğu için telefon patentine hak kazanır ve 1870’lerde bizim bildiğimiz anlamda telefonun temelleri atılır. Bell’in telefon servisi vermek için kurduğu AT&T dünyanın en büyük telekomünikasyon firmalarından biri haline gelir. Aradan epey zaman geçtikten sonra Bell’in patent başvurusunda tanımladığı sistemin çalışmayacağı anlaşılsa da iş işten geçmiştir.
1870’teki bu telefonun icadından sonra gelen ikinci büyük atılım 1990’lı yıllarda cep telefonlarının yaygınlaşması oldu. Sesin elektromanyetik sinyaller kullanarak sayısal bir biçimde cep telefonu ağları üzerinden iletebilmelerini sağlayan teknolojilerin gelişmesi sonucunda GSM, CDMA gibi standartlar ortaya çıktı ve cep telefonları günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Cep telefonları üzerinden telefonlar İnternet’e ulaşsalar da İnternet’in sunduğu avantajlardan faydalanamadılar. Zaten bu yolda ortaya çıkan WAP gibi birçok standart silindi gitti.
Kanımca telefon konusunda üçüncü büyük değişim bu aralar yaşanıyor. İnternet protokolü (IP) kullanılarak sesin iletilmesine olanak sağlayan IP üzerinden Ses (VoIP) iletim teknolojinin belirli bir olgunluğa erişmesi ve WiFi gibi yeni kablosuz teknolojilerin yaygınlaşması telefon konusundaki üçüncü büyük değişimin yolunu açıyor. Kısa bir süre içinde yeni cep telefonlarının tamamı WiFi teknolojisini destekler hale gelecek, bu sayede cep telefonları ile WiFi İnternet bağlantısı bulunan ev, ofis gibi mekanlarda alışılagelmiş GSM gibi cep telefonu ağlarını değil, İnternet’i kullanarak görüşmeler yapacağız, dolayısı ile cep telefonu ile konuşmanın maliyeti hızla azalacak. Cep telefonlarının İnternet’i bu şekilde kullanmasının faydaları ucuz görüşmelerle sınırlı kalmayacak, İnternet’i kullanan yepyeni uygulamalar cep telefonları üzerinden sunulacak. İnternet gün geçtikçe kabuk değiştiriyor, bilgiye her an her yerde ulaşabilmenin önündeki engeller hızla kalkmaya devam ediyor.
Elma’nın yeni marifetleriApple (Elma) firmasını gerçekten seviyorum ve sıkı bir şekilde takip ediyorum. Birçok ilke imza atan Elma, yine çok basit ancak çok kullanışlı AirPort Ekspres adını verdiği yeni WiFi uygulamaları sunan bir ürün ile piyasaya çıktı. İşte bu uygulamalardan bazıları: Diyelim ki evdeki bilgisayarınızda yüzlerce MP3 müzik dosyanız var ve bilgisayarınız WiFi uyumlu ve parçaları müzik setinizde dinlemek istiyorsunuz . Elma’nın bu yeni ürünü sayesinde müzik setiniz başka bir odada olsa bile albümlerinizi AirPort Ekspres ile WiFi üzerinden dinleyebilirsiniz. AirPort Ekspres WiFi üzerinden bilgisayarınız ile haberleşerek bilgisayarınızın gönderdiği müzik bilgisini ses çıkışı üzerinden müzik setinize iletiyor. Yazıcınızı evdeki birden fazla bilgisayar ile paylaşmak mı istiyorsunuz? Yazıcınızı USB üzerinden AirPort Ekspres’e bağlayarak bunu yapabilirsiniz. Bunlara ek olarak AirPort Ekspres’in köprü vazifesi görerek evinizdeki WiFi bağlantısının kapsama alanını iki kat artırabilmesinin yanı sıra kablo ya da ADSL modem’e bağlanarak İnternet bağlantısını diğer WiFi uyumlu ürünlere dağıtabilmesi önemli özellikleri. Kısa zaman içerisinde kendine yeni uygulama alanları bulacak bu ürün sadece Elma bilgisayarlar ile değil PC’ler ile de çalışıyor.
Dikkat! TV’de parazit varGeçtiğimiz hafta epeydir beklediğim kötü
haber sonunda geldi. Nokia, Siemens gibi birçok cep telefonu üreticisinin kullandığı Symbian işletim sistemini hedef alan ve Mavi Diş teknolojisini kullanarak yayılan bir parazit ortaya çıktı.
Parazit, bilgisayar sözlüğünde kullanıcıların herhangi bir uygulamayı çalıştırmalarına gerek olmaksızın yayılan ve bulaştığı sistemde yavaşlamaya ve başka birtakım negatif sonuçlara yol açan yazılıma verilen ad (Virüsler genellikle bir uygulamanın parçası olarak geliyorlar ve virüslerin yayılması için uygulamanın çalıştırılması gerekiyor).
İspanyol bir grup tarafından geliştirilen bu parazit ekranda bir mesaj göstermenin ötesinde bir zarar vermiyor ancak bu tarz parazitlerin ilk örneklerinden ve büyük ihtimalle zarar veren versiyonları yakında dolaşmaya başlayacak.
Benim merak ettiğim nokta ileride kullandığımız bütün tüketici elektroniği ürünler çeşitli kablosuz bağlantı teknolojilerini kullanır hale gelip, bunun yanı sıra uygulama platformları gittikçe daha standart hale gelince neler olacağı. Korkarım dijital devrimden sonra televizyonlarımız yine parazit yapmaya devam edecek, ancak bu kez anteni düzeltmek yeterli olmayacak, servise bir yolculuk gerekecek.