Güncelleme Tarihi:
ABD’de bulunan California Berkeley Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı, cep telefonu kullanımının insan sağlığına etkileri üzerine dünyanın dört bir yanında yapılan 46 farklı çalışmayı inceledi. Araştırmanın sonucunda, 10 yıllık bir süre içinde toplam 1000 saat yani günde yaklaşık 17 dakika cep telefonu kullanmanın, kişilerin beyinlerinde kanserli tümörlerin gelişme riskini yüzde 60 artırdığı sonucuna ulaşıldı.
Daily Mail’de yer alan habere göre, Berkeley uzmanları, cep telefonu kullanımı ve sağlığa etkilerine dair geniş bir resim elde etmek için ABD, İsveç, Birleşik Krallık, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda'da daha önceden gerçekleştirilen çalışmaları inceledi. Berkeley ekibi araştırmayı Güney Kore Ulusal Kanser Merkezi ve Seul Ulusal Üniversitesi işbirliğiyle yürüttü.
Geçmişte yapılmış çalışmalara istatistiksel analiz uygulayan Berkeley uzmanları, cep telefonu radyasyonu ile artan tümör gelişme riski arasında 'açık bir bağlantı' buldu.
Uzmanların incelediği araştırmaların sonuçlarına tek tek bakıldığında net bir tablo oluşmuyordu. Ancak 'yüksek kaliteli metodoloji' uygulanan araştırmalara odaklanan araştırmacılar, cep telefonu radyasyonu ile tümör riski arasında açık bir bağlantı bulunduğunu tespit etti: 10 yıl boyunca her gün günde 17 dakika cep telefonu kullanan kişilerin beyinlerinde kanserli tümör riskinin yüzde 60 arttığı sonucuna varıldı.
Bulguları Uluslararası Çevre Araştırmaları ve Halk Sağlığı Dergisi'nde yayımlanan araştırmanın yazarları, mobil sinyallerden kaynaklanan radyasyonun 'hücresel mekanizmalara müdahale ettiğini' ve aşırı olması durumunda DNA hasarına, tümörlere ve hatta hücre ölümüne neden olan stres proteinlerinin oluşmasına neden olabileceğini belirtti.
CEP TELEFONU YERİNE SABİT HAT KULLANIN
Araştırmanın başyazarı Joel Moskowitz cep telefonu kullanımı ile kanser arasındaki bağlantıyı inceleyen çalışmaların çoğunun tartışmalı olduğunu belirterek bunun son derece hassas bir siyasi konu olduğunun altını çizdi.
Moskowitz, insanların maruz kaldıkları radyasyonu azaltmak için cep telefonlarını kullanma sürelerini en aza indirmeleri, telefonları vücutlarından uzak tutmaları ve eğer mümkünse aramalar için sabit hat kullanmaları gerektiğini ifade etti ve "Cep telefonunu kullanmayacaksanız WiFi ve Bluetooth'u kapatın" uyarısında bulundu.
Diğer yandan Cancer Research UK'in CEO'su Michelle Mitchell, bu incelemenin cep telefonlarının sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin önceki araştırmaların bulgularını değerlendirdiğini hatırlatarak sonuçların oldukça karışık olduğunu söyledi.
Örneğin çalışma kapsamındaki 46 araştırmadan bazıları hayvanlar üzerinde yapılırken, diğerleri zaten kanser olan insanları karşılaştırılarak gerçekleştirildi. Bazı çalışmalarda insanları zaman içinde takip etmek yerine geçmişte ne kadar süre cep telefonu kullandıklarını hatırlamaları istendi.
UZUN VADELİ ETKİLERİ HALEN ARAŞTIRILIYOR
Kamuoyu araştırmalarına göre, 2011 yılında en az bir mobil cihaza sahip hanelerin oranı yüzde 87'yken bu oran 2020'de yüzde 95'in üzerine çıktı. Cep telefonu kullanımının uzun vadeli etkileriyle ilgili araştırmalar ise halen devam ediyor. Genel olarak en güçlü bilimsel kanıtlar, cep telefonu kullanmanın kanser riskini artırmadığını gösteriyor.
Örneğin, ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) internet sitesinde 'cep telefonlarının yaydığı radyo frekansı enerjisine maruz kalmanın neden olduğu sağlık sorunlarına dair tutarlı veya güvenilir bilimsel kanıt bulunmadığı' belirtiliyor. Daily Mail'e konuşan İngiltere Halk Sağlığı Sözcüsü de "Önerilen seviyelerin altında olması şartıyla elektromanyetik alanlara maruz kalmanın sağlık üzerinde olumsuz etkileri olduğuna dair ikna edici bir kanıt yoktur" ifadelerini kullandı.
Diğer yandan ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Ulusal Çevre Sağlığı Merkezi'nin eski direktörü tarafından, 1 Mart 2021'de cep telefonları tarafından yayılan radyofrekans radyasyonunun "yüksek bir olasılık" olduğu sonucuna varan bir rapor yayınlandı.
Moskowitz de kanser ile telefonlar arasında hiçbir bağlantı olmadığını gösteren çalışmaların çoğunun cep telefonu endüstrisi tarafından tamamen veya kısmen finanse edildiğini söyledi. Moskowitz, daha geniş resme bakılırsa ve birden fazla çalışma karşılaştırılsa bir bağlantı olduğuna dair bariz kanıtlar bulunduğunun altını çizerek, "Arada bağlantı olduğu fikrini destekleyen birçok uzman, kablosuz cihazların modülasyonunun radyasyon enerjisini 'biyolojik olarak daha aktif' hale getirdiğini söylüyor" diye konuştu.
Moskowitz, "Radyo frekansı radyasyona maruz kalmanın sağlığımıza riskleri hakkında daha fazla araştırma yapılmamasının en önemli nedenlerinden biri, ABD hükümetinin 1990'larda bu araştırmaları finanse etmeyi bırakmasıdır” dedi.
2018'DEKİ ARAŞTIRMAYI FDA REDDETTİ
Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü Ulusal Toksikoloji Programı tarafından sonuçları 2018'de yayımlanan ve cep telefonu radyasyonundan kaynaklanan kanserojenliğin 'açık kanıtlarını' bulan 30 milyon dolarlık bir kemirgen çalışması yapıldı. Ancak FDA, bu çalışmanın bulgularını reddetti ve insanlar için geçerli kabul etmediği bulguları 'aşırı abartılı' olarak nitelendirdi.
Mobil cihazlardan yayılan iyonlaştırıcı olmayan elektromanyetik alanların sağlık üzerindeki etkilerini araştıran 250'den fazla bilim insanı, sağlık uyarıları ve daha güçlü maruz kalma limitleri talep eden Uluslararası EMF Bilim İnsanı Çağrısı'na imza attı. Moskowitz, “Bu radyasyonun sağlığımıza zararlı olduğu konusunda hemfikir olan birçok bilim insanı var" dedi.
VÜCUTTAN 25 CM UZAKTA TUTMAK RİSKİ 10.000 KAT AZALTIYOR
Moskowitz ayrıca, telefonu vücudumuzdan yaklaşık 25 santimetre uzakta tutmanın maruz kalınan radyasyonu 10.000 kat azalttığını da söyleyerek, "Mesafe arkadaşınızdır, bu nedenle, kulağınıza tutmak yerine hoparlörü kullanarak arama yapın" dedi.
• Peki cep telefonlarından yayılan radyasyon gerçekten tehlikeli boyutta mı?
• Uzun süre cep telefonu kullanımı hafıza ve öğrenme problemlerine neden olur mu?
• Cep telefonlarını yattığımız odada tutmak ya da yastığın altına koymak zararlı mı?
• Çocuklar için durum daha mı riskli?
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. M. Onur Ulu, hurriyet.com.tr’nin sorularını yanıtladı...
POTANSİYEL OLARAK TEHLİKELİ
Cep telefonlarından yayılan radyasyon tehlikeli mi?
Cep telefonlarının günlük yaşamımıza girdiği ilk zamanlardan itibaren insanların kaygı duyduğu yegâne şey bu cihazların insan sağlığına olan olumsuz etkileri oldu. Cep telefonları halk arasında bilinen ve tıbbi görüntülemelerde kullanılan tehlikeli radyasyon tipi olan “iyonlaştırıcı radyasyon” yaymazlar. Yaydıkları radyasyon “iyonlaştırıcı olmayan” ve son derece düşük enerjili radyasyondur.
Telefonlar yetkili uluslararası merkezler tarafından belirlenen güvenli radyasyon değerlerine göre üretilir. Bu değerler telefonların birçoğumuzun okumadığı teknik özellikler kitapçıklarında belirtiliyor. Sorunuza net bir cevap olarak, her ne kadar güvenli olduğu ifade edilse de potansiyel olarak tehlikeli diyebilirim.
Telefon kullanımı arttıkça, kanser vakaları da doğru oranda artıyor mu?
Bununla ilgili literatürde birçok çalışma mevcut. En çok ses getirenlerden bir tanesi 2011 yılında İsveç Örebro Üniversitesi’nde yapılan ve özellikle 20 yaş öncesinde cep telefonu kullanmaya başlayan kişilerde beyin kanseri riskinin arttığını ileri süren çalışmadır. Buna karşın başka ülkelerde yapılan çok merkezli birçok epidemiyolojik çalışmanın sonuçları da beyin kanser olgu sayılarının cep telefonlarının kullanıma girmesiyle değişmediği yönünde.
Mesela “Interphone”, 13 farklı ülkeyi içeren, geniş bir hasta ve kontrol grubunun karşılaştırıldığı 2012 yılında sonuçları açıklanan bir çalışma. Sonuçlara göre beyin kanserinin yanı sıra menenjiom ve akustik şıvannom gibi farklı tümörlerin de gelişmesinde cep telefonlarının bir katkısı yok. Ancak araştırma, cep telefonunu aşırı kullanan kişilerde gliyom riskinin yüzde 40 daha fazla olduğunu gösterdi.
MÜMKÜN OLDUĞUNCA BU CİHAZLARLA AZ TEMASTA OLUN
Neden bazı araştırmalar çok tehlikeli derken bazıları cep telefonu-kanser ilişkisinin olmadığını söylüyor. Sizce böyle bir risk var mı?
Bilimde doğru tektir. Buna karşın çalışmaların/araştırmaların güvenilir olması için doğru verileri, doğru metodolojiyle işlemek ve sonucu değiştirecek faktörleri de hesaba katmak gerekir. Birçok çalışmada farklı sonuçların elde edilmesinin nedeni budur. Yapılması gereken, kanıt düzeyi yüksek, tercihen çok merkezli yapılmış çalışmaların sonuçlarına güvenmek.
Bir diğer sorun kanser veya iyi huylu tümör oluşumunu etkileyen cep telefonundan başka birçok faktörün olması ve bu sürecin uzun yıllar gerektirmesi. Tümör oluşumunda kişinin genetik yatkınlığı, genel sağlığı, stres faktörleri ve dış etkenler çok önemlidir. Radyasyon oranı düşük olsa bile, cep telefonunun sizde kanser oluşturmaya az da olsa etkisi varsa bu oran sizin için yüzde 100 olmuş demektir.
Sonuçta risk sıfır değildir. Bilimsel araştırmalar da zaten bu oranı bulmayı hedefler. Kişisel görüşüm mümkün olduğunca bu cihazlarla az temas kurmak gerektiği yönünde.
UZUN SÜRE KULLANIMI BEYNİ UYUŞTURUYOR
Cep telefonlarıyla uzun süre konuşmak ve sürekli yakınımızda tutmak sağlığımızı nasıl etkiliyor? Beynimiz, sinir sistemimiz, hafıza ve öğrenme üzerinde ne gibi etkileri var?
Cep telefonları ve özellikle akıllı telefonlar bence bir halk sağlığı problemi haline geldi. Yaydığı radyasyonun etkilerinden kaygılandığımızdan daha fazla, bu telefonların beynimizin bilişsel işlevlerine, hafızamıza ve sosyal ilişkilere verdiği zarardan bahsetmemiz ve bu soruna odaklanmamız lazım.
En basitinden araç kullanırken cep telefonu kullanmanın neden olduğu trafik kazalarında ölen veya sakat kalan insanların sayısı emin olun bu cihazların olası kanser oluşturduğu insanların sayısından daha fazladır. Bu cihazların günlük yaşamımızı kolaylaştıran sayısız uygulaması ve özelliği olduğu yadsınamaz. Buna karşın uzun süre kullanımının kaba tabirle “beynimizi uyuşturan” bir yanı da var. Özellikle yeni bir şey öğrenme ve isim, yüz hafızası üzerinde oldukça olumsuz etkileri mevcut. Bu durum halk arasında “bunama” tabir edilen Alzheimer hastalığı gibi demans oluşturan patolojiler için risk faktörü olabilir.
Beyin kullanıldıkça sağlıklı kalır. Aşırı cep telefonu kullanımı bunu engelliyor. Beynimizin sağlığı için onu daha fazla kullanalım.
ÇOCUKLAR RADYASYONA KARŞI ÇOK DAHA DUYARLI
Özellikle çocukların ellerinden düşmeyen telefonlar günde ortalama ne kadar süre kullanılmalı? Çocuklarda kanser riski daha mı yüksek?
Çocuk beyni gelişim sürecinde maalesef radyasyona çok daha duyarlıdır. Bu nedenle biz hekimler özellikle bebek ve çocuklarda olabildiğince MR veya ultrason gibi radyasyon içermeyen radyolojik teşhis yöntemlerini kullanmaya özen gösteririz. Bu olumsuz durum cep telefonu kullanımında da potansiyel olarak risk teşkil etmektedir. Örneğin yapılan bir çalışmada aynı doz cep telefonu radyasyonunun erişkinlere göre çocuklarda beyinin daha büyük bir kısmına yayıldığı gösterilmiştir. Bunun nedeni çocukların kafalarının daha küçük ve bir bariyer olabilecek kafatası kemiklerinin daha ince olmasıdır. Bu nedenle cep telefonu kullanımında kendimize gösterdiğimiz hassasiyetin çok daha fazlasını çocuklarımıza göstermemiz gerekir.
Güvenli telefon kullanım süresi diye bir rakam vermekten ziyade çocuklarda sabit telefon hattı kullanımını özendirmeye, bu mümkün değilse acil durumlarda veya sadece gereklilik halinde cep telefonu kullanmalarını sağlamaya gayret etmeliyiz. Çocuklarda cep telefonu kullanımının “bağımlılık” kısmı ve yol açtığı ikincil patolojiler ise çocuk psikiyatristlerini ve psikologlarını ilgilendiren önemli bir sorun haline gelmiş durumda.
ASLA YASTIK ALTINA KOYMAYIN
Gece gözümüzü kapatıp uykuya dalana kadar elimizde kucağımızda, yatağımızda, hatta yastığımızın altında. Cep telefonumuzun yattığımız odada bulunması da riskli bir durum mu? Radyasyon maruziyetini azaltmak için neler yapabiliriz?
Cep telefonunu mümkün olduğunca vücudumuzdan uzak tutmamız gerekiyor. Bu uyku halinde de geçerli. Asla yapılmaması gereken şey telefonun yastık altına koyulup uyunmasıdır. Cep telefonlarının yaydığı radyasyon miktarı hattın zayıf olduğu ve iyi çekmediği durumlarda (yastık altında, asansörde, bodrumda vs.) artar. Bu nedenle telefon görüşmelerinin de hattın zayıf olduğu yerlerde yapılmaması veya kısa tutulması şart. Cep telefonundan internet kullanımında da mümkünse hücresel hat yerine WiFi hattını kullanmamız radyasyon maruziyetini azaltacaktır.
PANTOLON VE GÖMLEK CEBİNDE TAŞIMAYIN
Gene sık yapılan hatalardan bir tanesi telefonu pantolon veya gömlek ceplerinde taşımaktır. Cep telefonlarının mümkünse el veya sırt çantasında taşınması, bu mümkün değil ise ve vücut teması kaçınılmazsa uçak moduna alınması önerilmektedir. Görüşmelerin hoparlör ile yapılması veya kulaklık kullanımı da radyasyon maruziyetini azaltmak için alabileceğimiz diğer önlemlerdir.