Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2001 00:00
CENOVA'da şiddetli çatışmalara neden olan gösterileri küreselleşmeyi bahane ederek solculuk oynamaya heves eden gençlerin ileri gitmesi olarak değerlendirmek mümkün mü?IMF ve Dünya Bankası'nın, şirket yönetim kurullarını bile tayin ettikleri bir ülkenin vatandaşları olarak bugün Cenova'da olanları biz anlamayacağız da kim anlayacak?Geri kalmış ülkelerdeki kötü yönetimlerle yıllarca ‘yedikleri ayrı gitmeyen’ sanayileşmiş ülkelerin hazırladıkları reçeteleri, acılar içinde kabul etmek zorunda kalanların da söyleyecek sözleri var elbette. Seattle ile özdeşleşen uluslararası muhalefet, yoksulları sadakalarıyla susturup, ‘alsak alsak ne alsak’ yağmacılığına karşı, yeni değil, o eski haksızlığa ve eşitsizliğe karşı isyanın sesi.Ancak, Seattle'dan bu yana şiddetin bu denli tırmanmasının ardında başka bir neden yatıyor.İsyanı bu kez Marie Antoinette değil, ABD Başkanı George W Bush'un umursamazlığı kışkırtıyor.* * *BUSH, globalizm adına Washington mahreçli dayatmacılığın en tipik örneği. Clinton ve Al Gore'un silahsızlanma ve çevre konularındaki hassasiyetini göstermiyor o. Cumhuriyetçi farkını keskin biçimde ortaya koydu.Arkasındaki dev petrol şirketlerinin çıkarları uğruna, küresel ısınmayı engellemek için yapılan çalışmaları elinin tersi ile itiyor, ‘Kyoto anlaşmasına başkaları uyabilir, biz petrol tüketimini azaltmayacağız’ diyor. Silahsızlanma anlaşmalarını buruşturup tarihin çöp sepetine fırlatarak, milyarlarca doları savunma kalkanı aracılığıyla silah şirketlerinin kasalarına yönlendirme hazırlığı yapıyor.Güçlü olanın iradesini güçsüz olana dayatmasını bir hak gibi gösteriyor izlediği çizgiyle. Farklılıkları dışlıyor.Senato çoğunluk lideri Demokrat Tom Daschle bile bu tavrı ‘George Bush’un neo izolasyonizmi' sözleriyle eleştiriyor.Cenova'yı yakından izleyen gözlemciler, ‘Umarız Avrupalı meslektaşları Bush’u uyarırlar. Yoksa, bu diğerini yok sayma tavrı, karbondioksit püskürtme ısrarı, doğayı umursamazlığı ve yoksullara küçük börekler dağıtma önerileri ile dünya barışı tehlikeye girer' diyorlar.* * *CENOVA'da, daha önceki zirve toplantılarının ötesine geçen dozda bir şiddetin ortaya çıkması aslında bir dönüm noktası.Yine bazıları, ‘Demokratik gğeçinen Avrupa’da bile devlet kendisini korumak için şiddete baş vuruyor' diyecekler ama Cenova'da olanlar ‘demokrasinin de bir sınırı vardır’ görüşünü doğrulamıyor.Aksine, katılımcılığın engellendiği bir dünyanın güçlüler için hiç de rahat bir yer olmayacağı işaretini veriyor.Berlusconi, ‘Bir daha bu toplantı İtalya’da yapılmasın' derken, acaba şu sıralarda Cenova'da diğer liderlerin hangisi önümüzdeki zirve için ülkesini iç rahatlığıyla önerebiliyor?* * *KÜRESELLEŞME geri döndürülemez bir süreç. Ancak sadece güçlü olanın sesinin ve isteklerinin hesaba katıldığı bir düzen olarak devam edemez. Küresel reçeteler, ulusal talep ve renkleri de yansıtmalı. Ama öte yandan ulusal çıkar adına ulusal güç odaklarının çıkarlarına tabi kılınmamalı insanların kaderi.Seattle'dan Cenova'ya uzanan çizgi, küreselleşmenin sihirli kelimesini fısıldıyor kulaklara: KATILIM.Kazananlar kadar kaybedenlerin de sesine kulak vermek. Sorunların çözümü için başka hiçbir yol yok. Küreselleşmenin çatışma düzeni haline dönüşmemesinin de tek yolu bu.
button