Cenazesi taksinin bagajında gitti

Güncelleme Tarihi:

Cenazesi taksinin bagajında gitti
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2010 15:56

Balıkesir’in Dursunbey İlçesi’ne bağlı Odaköy’deki kömür ocağında acı üstüne acı yaşandı... 2006 yılındaki patlamada 16 kişi hayatını kaybederken dün meydana gelen grizu patlamasında da 13 işçi hayatını kaybetti. Dünkü patlamada ölen maden mühendisi 33 yaşındaki Özgür Seçkin’in cenazesi, uygun araç bulunamayınca, memleketi olan Denizli’nin Serinhisar İlçesi’ne station model taksinin bagajında getirildi. Anne Güldane Piliç 'Aslan oğlumu yaktılar. Yüzündeki kömür karalarını silemedim oğlum' diyerek sitem etti...

Haberin Devamı

ANNENİN ACISI İKİYE KATLANDI

Kömür madeninde hayatını kaybedenlerden mühendis Özgür Seçkin’in cenazesi, Dursunbey Devlet Hastanesi morgundan alınıp son yolculuğuna uğurlanmak üzere memleketi Denizli’nin Serinhisar İlçesi’ne gönderildi. Uygun cenaze aracı bulunmaması üzerine maden mühendisi Seçkin’in cenazesi, tutulan bir station model taksinin bagajında taşındı. Cenazeye TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Mehmet Torun ve yönetim kurulu üyeleri ile yakınları da katıldı.

Grizu patlamasının ardından acı haberin Serinhisar'a ulaşmasıyla anne 50 yaşındaki Güldane, baba 58 yaşındaki Kamil Piliç ile kardeşler 29 yaşındaki Hüseyin ve 25 yaşındaki Özgül fenalaştı. Cenazenin eve getirilmesiyle kendinden geçen ve baygınlık geçiren acılı anne Güldane Piliç’in, “Katil Dursunbey oğlumu aldı. Suna boylum, kara gözlüm, aslan oğlumu yaktılar. Bayram seyran nedir bilmedi çalıştı. Yüzündeki kömür karalarını silemedim oğlumun. 2.5 yaşındaki oğlunu biz nasıl sevindireceğiz” sözleri yürekleri parçaladı.

Özgür Seçkin’in cenazesi, memleketi Serinhisar’daki Çarşı Camii’nde öğleden sonra kılınan namazla, gözyaşları arasında ilçe mezarlığına defnedildi.

Cenazenin getiriliş biçimine isyan eden TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Mehmet Torun ise “Maden mühendisi meslektaşımız Özgür Seçkin'in cenazesini Denizli'ye taşımak için bir tane ambulans bulamadık. Müracat ettiğimiz hastaneler bu isteğimize olumlu yanıt vermedi. Kaç tane araca cenazeyi koymak istediysek olmadı. En sonunda bir taksi bulduk ve arkasında cenazeyi Denizli'ye getirdik. Çok yazık oldu. Devlet maalesef ne ölüsüne ne dirisine sahip çıkabildi. Çok üzüldük. Acımız zaten büyüktü, bu olay ikiye katladı” diye konuştu.

“MADEN ÇOK RİSKLİYDİ”


Mehmet Torun, grizu patlamasından sonra Dursunbey'e gittiklerini, ancak savcılıkça, delillerin yok edileceği gerekçe gösterilerek içeri alınmadıklarını anlatırken, şok bir iddiada bulundu.

2008 yılı başında, çok sayıda uzmanın katılımıyla, ülkedeki kömür madenlerini risk grubuna ayıran bir araştırma yaptıklarını aktaran Torun, “O zaman, Dursunbey’deki bu madenin ‘çok riskli’ grubunda olduğunu saptamıştık. Eğer yeterli önlemler alınmazsa çok ciddi facialar yaşanabileceği yönünde rapor hazırlamıştık. Bu raporu bizzat ben 2008 yılında dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’e elden ilettim, acil önlem alınmasını istedim. Önlem alınmazsa çok sayıda insanın hayatını kaybedeceği uyarısında bulundum” dedi.

“SİSTEM BOZUK OLABİLİR”


Torun, bu rapordan sonra madende kısmen önlemler alındığını ve erken uyarı sisteminin kurulduğunu bildirirken, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sistem ocaktaki sızan gazların gelişini, miktarını sensörler vasıtayıyla ışıklı ve sesli olarak uyarıyordu. Buna rağmen, gaz sızıntısına bağlı bu grizu faciasının olması madendeki sistemsel bir bozukluğa işaret ediyor. Çünkü, sonuçta orada son derece deneyimli mühendis arkadaşımız Özgür Seçkin de bulunuyordu. Teorik olarak, eğer uyarı sistemi görevini yapmış olsa, mühendis arkadaşımız bunu fark ederdi. Burada sanki olağanüstü bir durum yaşanmış. Sensörlerin yeterli olup olmadığının incelenmesi gerekiyor. Zaten şu anda da 3 meslektaşımızın savcılığın talimatıyla ocaktaki incelemesi sürüyor. Odamıza bağlı olmamalarına rağmen ben incelemeyi yürüten meslektaşlarımıza çok güveniyorum. Savcılık talep ederse bizim uzman arkadaşlarımız da katkı koymak ister.”

AK PARTİLİ VEKİLDEN ŞOK SÖZLER


Bu arada, facianın ardından gündeme gelen, Balıkesir ve çevresindeki hastanelerde yanık ünitesi bulunmaması konusu polemik yarattı. Torun’un maden çevresindeki hastanelerde yanık ünitesi bulunmaması eleştirilerine, bir televizyon kanalına konuşan Balıkesir Ak Parti Milletvekili Cemal Öztaylan’ın sözleri tepki çekti.

Ak Partili Öztaylan’ın, kendilerine yönelik “Yanık ünitesi yoksa, o eleştiriyi getiren odalar, üyelerinden topladıkları aidatlarla yaptırsınlar” ifadelerini kullandığını aktaran Torun, şu yanıtı verdi:

“Biz 'hastanelerin yanık üniteleri yetersiz' dedik. AKP'li Cemal Öztaylan da bir televizyon kanalına katılıp, 'topladıkları aidatlarla yanık ünitesi yaptırsınlar o zaman' demiş. Duyunca beynimden vurulmuşa döndüm. Bu çok talihsiz, çok yaralayıcı bir açıklama. Bir milletvekiline yakıştıramadım. Böyle bir zamanda bir vekille şahsi polemiğe girmek istemiyorum ama bu da söylenecek laf değil. İçimiz yanıyor, canımız yanıyor. Kimse böyle laflar edip vicdanları kanatmasın. Dünyanın her yerinde böylesi bir kömür havzasında tam teşekkülü hastaneler vardır. Ben sadece bunu hatırlattım. Öyle ki birçok madenci arkadaşımız da hastanelerde can verdi, birçoğu da yaşamla pençeleşiyor. Bu üniteleri devlet değil de meslek odaları mı yapacak?”

Haberin Devamı

Deneyimli biri madenciydi

SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü'nden 2001 yılında mezun olan, 2003 yılında aynı fakülteden Zeynep Seçkin (32) ile evlenen Özgür Seçkin, bir süre Bergama'daki altın madeninde çalıştı. Çift daha sonra işten ayrıldı. Bugün 2.5 yaşına olan oğulları Erdem’in dünyaya gelmesiyle Zeynep Seçkin çalışmayı bırakırken, Özgür Seçkin iki yıl önce Dursunbey’deki madende işe başladı, buraya yerleşti. Özgür Seçkin'in ‘Piliç’ olan soyadını, 2002 yılında mahkeme kararıyla değiştirdiği öğrenildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!