Cenazede hükümete protesto

Saldırıda hayatını kaybeden Danıştay Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin için öğleden sonra İçişleri Bakanlığı önünde ve Danıştay'da tören yapıldı. Danıştay önünde toplanan grup tören öncesinde ve sonrasında protestolarda bulundu. "Türkiye laiktir, laik kalacak", "Mollalar İran'a" ve "Hükümet istifa" sloganları Başbakan Yardımcısı Gül'ün binaya gelişi sırasında daha da arttı. Bakan Gül'ün Kalabalığın "Hükümet istifa" sloganları karşısında tebessüm ettiği gözlendi. Kalabalığın Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının gelişinde alkış tutması ise dikkati çekti. Ayrıca Danıştay binasına gelişinde Deniz Baykal'ın da protesto edildiği bildirildi.

ÇİÇEK VE ŞENER DARP EDİLDİ

Özbilgin'in cenazesi, Danıştay'daki törenin ardından cenaze namazı için Kocatepe Camii'ne götürüldü. Özbilgin'in naaşı, ikindi namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı'na götürülmek üzere yola çıkarıldı. Cenaze törenine hükümetten Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe katıldı. 

Camiye gelişi sırasında Adalet Bakanı Çiçek'in üzerine su dolu bir pet şişe atıldı. Atılan şişe ile gömleği ıslanan Çiçek, camiden ayrılmak için harekete geçti ancak önüne çıkan bayraklı protestocular, bakanın üzerine yürüdü. Korumaları engellemeye çalıştıysa da camiden ayrılmayı başaramayan Çiçek, arka kapıdan camiye girmek zorunda kaldı.

Başbakan Yardımcısı Şener de taziye için cami bahçesindeki ailenin yanına gitmek isterken kalabalık arasından bir kişi ceketine yapıştı ve omuzuna vurdu. Şener'e hakaret eden protestocu korumalar tarafından uzaklaştırılırken Şener cenazenin başına zorlukla ulaşabildi. Bu olayın ardından bölgedeki polis kuvvetlerine takviye yapıldı. Bakan Şener cenazenin ardından camiden ayrılırken yine protestolarla karşılaştı. Şener'in etrafını saran ve yuhalayanlar oldu. Bu olayın ardından Şener'in etrafında yine polis çemberi oluşturuldu.

Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer ve Başbakan'ın danışmanı Nabi Avcı, protestolarla karşılaşmamak için camiyi arka kapıdan terk etti.

Cami bahçesinde "Başbakan katil" diye slogan atıldığı ve bazı protestocuların elinde "Azmetiren Arınç" pankartları taşıdığı gözlendi.

Cumhurbaşkanı Sezer'e camiye geliş ve gidişinde vatandaşlar yoğun sevgi gösterisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Sezer ile eşi Semra Sezer, Özbilgin'in eşi Sema Özbilgin ile oğulları Gökhan ve Serkan'a başsağlığı dileğinde bulundular.

Cumhurbaşkanı Sezer, cenaze törenini protokole ayrılan bölümden takip etti. “Türkiye laiktir, laik kalacak”, “Yargıya uzanan eller kırılsın”, şeklinde sloganların atıldığı törende, bakanlar, camiye geliş ve gidişlerinde protesto edildi. Sloganların yanı sıra alkışlar ve ıslıklarla da protestoda bulunuldu. Bazı kişiler tarafından pet şişe atıldığı da görüldü. Öte yandan çevik kuvvette görevli polisler, bakanları yakın korumaya aldı.

CHP Genel Başkanı Baykal, camiye gelişinde bazı vatandaşlarca, ”Sine-i millete dönün” sözleriyle karşılandı. Kimi vatandaşlar da, ”Birleşin, birleşin” diye Baykal'a seslendi.

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu da protestolarla karşılandı. Türban konusundaki tavrı nedeniyle eleştirilen Mumcu, protestocularla bire bir muhatap oldu ve tartıştı. Mumcu kendisine "Burayı terk et" diye seslenen protestoculara "Ayrılmayacağım" yanıtını vererek Özbilgin Ailesi'nin yanına giderek taziyelerini sundu.

Cenaze namazı sırasında caminin avlusu tamamen dolarken, avluya sığmayan vatandaşlar da töreni dışarıdan takip ettiler. Törene katılan vatandaşlar Türk bayrakları ve Atatürk posterleri taşıdılar. Caminin çevresinde cenaze nedeniyle yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı görüldü.

Cenazenin konulduğu katafalkın bulunduğu bölümde de izdiham yaşanırken, basın mensupları ile bazı vatandaşlar arasında tartışma oldu.

SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
  
Mustafa Yücel Özbilgin'in cenazesi, Kocatepe Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. Özbilgin'in cenazesi, eşi Ayşe Sema Özbilgin, oğulları Serkan ve Gökhan Özbilgin, yakınları, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, eski Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok ile çok sayıda yüksek yargı mensubunun katıldığı törenle defnedildi.

Özbilgin'in eşi Ayşe Sema Özbilgin, defin sırasında mezara kırmızı karanfil bıraktı. Definin ardından Kur'an-ı Kerim okundu ve dua edildi.

Daha sonra Özbilgin'in ailesi, mezarı başında taziyeleri kabul etti.

İkindi namazını müteakiben cenaze namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ”Masum bir insanın canına kıymayı, tüm insanlığı öldürmüş gibi sayan bir dinin mensuplarıyız” dedi.

ÇÖRTOĞULU: SONSUZA KADAR ARAMIZDA OLACAK

Özbilgin için sabah saatlerinde Anıtkabir'de öğle saatlerinde de Danıştay'da tören düzenlenmişti.

Danıştay'daki törene Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Kuvvet Komutanları, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanları, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, milletvekilleri, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, rektörler, öğretim üyeleri, ATO Başkanı Sinan Aygün, yüksek yargı organlarının üyeleri, hakimler ve savcılar katıldı. Danıştay Başkanı ve Başsavcısı'nın konuşmalarının ardından İstiklal Marşı okundu ve saygı duruşunda bulunuldu.

Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, törende yaptığı konuşmada, şunları söyledi: “Kutsal yargı görevini yerine getirdiği sırada, yalnızca onun aydınlık beynine değil, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ne sıkılan hain bir kurşunla aramızdan sadece bedeni ayrıldı. Mustafa Yücel Özbilgin ve onun gibi aydın insanlar Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet payidar kılmak amacıyla sonsuza kadar aramızda olacaklar ve bize ışık tutacaklar. 

Görevi başında hain bir kurşuna kurban giden ve şehit olarak aramızdan erken ayrılan mensubumuza ve laik, demokratik Cumhuriyete yapılan bu menfur saldırıyı unutmayacağımızı bir kere daha vurgulamak istiyor, böylesine zor bir uğurlama görevini yerine getirirken arkadaşımıza Allah'tan rahmet, ailesine ve tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum.”

Daha önceden planlandığı Antalya ziyareti için dün gece Ankara'dan ayrılan Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara'ya dönerek cenaze törenine katılmadı.