Güncelleme Tarihi:
Güler, Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, dün ve bugün bazı basın organlarında Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili olarak yanlış haberler yer aldığını belirtti. Muammer Güler, “Bu haberler gerçeği yansıtmadığı gibi güvenlik güçlerinin olayla ilgili yürüttüğü özel gayretleri de gölgeleyici niteliktedir, bu haberler asla doğru değildir” dedi.
Münevver Karabulut'un 3 Martta öldürüldüğünü, 4 Martta firari şüpheliyle ilgili Sulh Ceza Mahkemesi'nden yakalama emrinin alındığını ve bunun yurt içindeki bütün güvenlik birimleri ve sınır kapılarına bildirildiği vurgulayan Güler, zanlının yakalanması için gerekli talimatın verildiğini kaydetti.
Güler, zanlının yakalanamaması ve yurt dışına kaçtığı şüphesi üzerine 17 Nisan tarihinde “difüzyon kararı” çıkarıldığını, daha sonra da bunun 30 Nisan tarihinde “kırmızı bültene” çevrildiğini hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:
“Bütün dünyada bu şahsın aranması ve bulunduğu takdirde Türkiye'ye iadesi istenmiştir. 12 Mayısta İstanbul Emniyet Müdürlüğü, şüpheli firari Cem Garipoğlu ile ilgili olarak elde ettiği son fotoğrafları da ilgili birimlere göndermiştir. Bunun gönderilmesi ek bilgi anlamındadır. Şahsın yakalanması ve tanınmasına yardımcı olacak bir unsur olarak gönderilmiştir. Sakallı bir resmidir. Başlangıçta elde edilmeyen fotoğraflardır. Bu bakımdan gönderilmiştir. Yoksa (77 gün geç kalındı, 79 gün geç kalındı, ilk defa gönderildi) şeklindeki ifadeler doğru değildir. Tam tersi, olayın sıcaklığını muhafaza etmesi bakımından elde edilen tüm deliller ilgili güvenlik birimleriyle paylaşılmak için gönderilmiştir. Bu fotoğraf, şahsın tanınmasına ve yakalanmasına yardımcı olması, ilgili ihbarların emniyete daha çabuk gelmesini temin bakımından gönderilmiştir. İlave bilgi niteliğindedir. Çünkü başlangıçta ele geçen fotoğraflar sadece evinde ele geçen fotoğraflardır. Ama değişik mekan ve kılıklardaki fotoğrafları gönderilmiştir. Bu olayda asla bir gecikme yoktur. Deliller tümüyle ele geçirilmiştir, çarpıtılacak ve olayı yanıltacak herhangi bir unsur da bırakılmamıştır. Tabii ki son karar yargınındır.”
“ÇEŞİTLİ İHBARLAR GELİYOR”
Muammer Güler, bu olayla ilgili özel bir ekip oluşturulduğunu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın konuya özel önem verdiğini ve tüm emniyet birimlerinin bu işi takip ettiğini kaydederek, “Çeşitli ihbarlar geliyor, fotoğraflar, bilgiler geliyor. Bu bilgiler teyit edildikten sonra ilgili mercilere, tekrar altını çizerek söylüyorum, şahsın tanınmasına, yakalanmasına yardımcı olacak ek bilgiler olarak verilmiştir. Yoksa geç kalınması diye bir şey söz konusu değildir” diye konuştu.
Olaydan 3 saat sonra, işlenen suç ile ilgili bütün delillerin cinayet mahallinde ele geçirildiğini vurgulayan Güler, “Bu suç delillerinin ele geçirilmesinden sonra şahıs veya şüphelinin delilleri çarpıtacak veya güvenlik ve adli makamları yanıltacak bir hali kalmamıştır. Güvenlik tabiriyle dört dörtlük şekilde bütün delilleriyle tespitler yapılmıştır. Delillerin çarpıtılmasına imkan vermeyecek şekilde deliller ele geçirildiği için de, şahsın kaçtığı, teslim olmadığı bizce değerlendirilmektedir. Olayın üzerinde hassasiyetle durulmaktadır. Yakalanması için gerekli çalışmalar yapılmaktadır” dedi.
“Zanlı Cem Garipoğlu'nun nereye kaçtığı tahmin ediliyor?” sorusu üzerine de Güler, değişik bilgilerin geldiğini, Rusya'da bulunduğuna dair basında bilgilerin yer aldığını hatırlatarak, “Bize gelen teyitli bilgiler yok. Ama takip en özenli şekilde sürdürülmektedir” dedi.
KORSAN KİTAP OPERASYONU
İstanbul Valisi Muammer Güler, basın toplantısında dün yapılan operasyonla piyasa değeri 20 milyon TL'yi aşan bir milyon adet korsan kitabın ele geçirildiğini de anımsatarak, 2 işyeri ve 5 matbabada gerçekleştirilen operasyonda 10 kişinin yakalandığını, 16 adet matbaa makinesi ve 1350 adet kitap kalıbına el konulduğunu, 4 işyerinin de mühürlendiğini kaydetti.
Güler, “Önemli bir operasyondur. Güvenlik güçlerini kutluyorum. Yazarlarımızın emeklerini bu kadar istismar eden bu davranışların önlenmesi için çalışmalarımız sürecek” diye konuştu.
TÜRKAN SAYLAN'IN CENAZE TÖRENİ
Bir gazetecinin, “ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'ın cenaze törenine katılmamanız nedeniyle bazı eleştiriler yapıldı. Bu konudaki düşünceniz nedir?” sorusu üzerine Güler, şunları kaydetti:
“Cenaze töreninin organizasyonuyla aldığımız tedbirlerle biz oradaydık. İlla fotoğraf karesinde yer almak gibi bir hevesimiz olmadığını bilmenizi isterim. Dernek yöneticilerine kurumsal anlamda gerekli taziyelerde bulunulmuştur. Ailesine tarafımdan gerekli taziyede bulunulmuştur. Sayın Aysel Çelikel tarafından organizasyona katkımız nedeniyle teşekkür edilmiştir. ÇYDD'nin ve sayın Türkan Saylan'ın sağlığındaki kurumsal çalışmalarına da valilik olarak bizim desteğimiz vardır. Devlet olarak da destek vardır. Birçok sosyal sorumluluk projesinde beraberce yer aldık. Kandilli Kültür ve Eğitim Vakfı'nın çalışmalarında kendilerine destek olduk. Kendisi sağlık ve eğitim alanında son derece önemli hizmetlere imza atmış değerli bir bilim insanıydı, kendisine tekrar Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Bu olayın biçimsel tarzda ele alınmaması gerektiğini ve kendisinin yürüttüğü çalışmalarda en büyük desteğin kurumsal anlamda İstanbul Valiliği, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu olduğunu belirtmek istiyorum.”