Güncelleme Tarihi:
Değişim rüzgarı
Büyük kentlere göçle birlikte, Aleviler de değişim rüzgarından paylarına düşeni aldılar. On yıl önce hızlanan örgütlenme, son dört yılda meyvelerini verdi. Dört başı mamur, külliye özellikleri taşıyan cemevleri birbiri ardına faaliyete geçiyor. Tüm Türkiye'de, inşaat halinde olanlarla birlikte 47 cemevi bulunuyor. Devlet de bu gelişmelerin sonucu olarak, Maliye Bakanlığı bütçesinden de olsa 425 milyar lira ayırarak Alevileri ilk kez resmen tanıdı. Alevi Üst Birliği, bu paranın nasıl değerlendirileceğini, alınıp alınmayacağını tartışıyor. Kentli Aleviler, dinsel inançlarının yanı sıra kültür ve felsefelerini de genç kuşağa aktarmak istiyorlar. Hedeflerinden biri de Ankara ve İstanbul'da üniversite bünyesinde Alevilik Yüksek Okulu'nun kurulması.
Cem ve kültür evleri bünyesinde örgütlenen Aleviler, kent yaşamından olumsuz etkilenen hemşehrilik, diyalog gibi ihtiyaçlarını cemevlerinde karşılıyor. Özellikle cumartesi ve pazar günleri onbinlerce Alevi biraraya geliyor. Hızır Lokması, kurban pilavı, cem ve çeşitli kurslarla birbirleriyle olan bağlarını güçlendiriyorlar. Tüm bu faaliyetleri bugüne kadar devletten para almadan gerçekleştirdiler. İstanbul'daki cemevlerini dolaşıp Alevi öndegelenleriyle görüştük. Siyasi partiler, dedelik kurumunun sürdürülmesi, gençlere geleneğin aktarılma sorunu, Alevi partisi ve federasyonlaşmaya nasıl baktıklarını, beklenti ve hedeflerini sorduk.
Burgazada Cemevi, ‘‘Hızır Lokması’’ yapıyor. Diğer adalardan, Kartal ve Maltepe'den yüzlerce Alevi ve az sayıda da olsa gayrimüslim de geliyor. Bir masada Alevi dedesi Veli Akkol, Papaz Niko Andrea Kolancı, Müezzin Mehmet Alet, İmam Kadir Kaya birarada sohbet ediyorlar.
Hızır orucu tutan yüzlerce Alevi, Veli Dede'nin açılış duasını bekliyor: ‘‘12 İmam efendilerimizin himmeti, cümlemizin üstünde hazır ve nazır ola. Hak Muhat Ali isteğimizi, dileğimizi vere. Kurban sahiplerinin kurbanı kabül ü makbul ola. Hizmet sahiplerinin hizmetleri kabul ola. Cenab-ı Rabb-ül Alemin Hızır Aleyhisselam'ın vesilesiyle bu lokmalarımız binbir kazamıza karşı gelmiş ola. Hüüü!’’ Kurban pilavı ve ayrandan oluşan yemek yeniyor ve kalabalık, Burgazada Cemevi'ne doğru akmaya başlıyor.
Türkmen otağını andıran cemevi tıklım tıklım. Veli Dede, ‘‘Eskiden Alevilikte cemevi kavramı yoktu. Evlerde yapılan ibedetle cem edilirdi’’ diyor. Cem başlıyor. Gülbanklar hançerelerden çıkıp yere çarpıyor, semahlar dönülüyor, özellikle ortayaş üstündeki Alevilerin gözlerinden yaşlar süzülüyor..
KENTLİ ALEVİLİK
Veli Dede, ‘‘Dede olarak kimseye siyasi yön vermem söz konusu olamaz. Cem yönetirim, edep erkanda bulunurum’’ diyor. Cem'in ve dedeliğin rolünü açıklıyor: ‘‘Toplanmak demek. İbadet ettiğimiz bu yerlere siyaset sokmamak gerek. Bizim cemlerimizde sevgi, barış ve hoşgörüyle ilgili geleneksel davranışlar yapılır. 12 erkânı cemevinde icra ediyoruz. Haksızlık eden kendini yargılıyor, dede bu müşkülü çözüyor.’’ Aleviliğin siyasi malzeme yapılmasının yanlış olduğunu söylüyor. Veli Dede Diyanet'le ilgili şikayetlerini de sıralıyor. Diyanet’in Sünni icrası yaptığını, Anayasa güvencesindeki Milli Eğitim'in bile din dersi değil, Sünnilik dersi verdiğini anlatıyor. ‘‘700 yıldır dedeler tarafından yönetilmiştir. Böyle bir kurumlaşma olmamıştır. Diyanetin hiçbir gereği yok. Cemaatler kendi dinlerini icra etsin. Diyanetin 70 bin kadrosu var. Bu kadroda bir tek Alevi göremezsiniz.’’ Büyük kentlerde Alevi gençlere bir şeyler verebilmek için cemevleri kurduklarını söylüyor. ‘‘İlim kuyumuz açıldı. Gençlerimizi, Aleviliğe aşkla, sevgiyle yaklaştırmak istiyoruz. Bunun için de fevkalade bir eğitime ihtiyaç var.’’ Gençler de yavaş yavaş ilgi duymaya başlamışlar. Ali'nin Zülfikar Kılıcı bu nedenle moda olmuş. Veli Dede bu sembolün bilinçli kullanılmasını tembih ediyor. Çünkü kılıcın bir ucu barışı simgeliyormuş, diğer ucu da savaşı...
Adalar Cem Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sait Yıldırım, cemevi ihtiyacının nasıl kaçınılmaz hale geldiğini anlatıyor. ‘‘Cenazelerimiz camilerden kaldırılıyordu. Elbirliğiyle vakıf kurup cemevi yaptık. Birbiri ardına açmak artık mecbur olduk. Aleviler hakkında çirkin iddialar vardı. Artık bu cemevleriyle Aleviliğin ne olduğunu herkes görüyor.’’
Burgazadalı Hediye Yıldırım, vakıf kurmadan önce cemlerin kendi evinde yapıldığını söylüyor. Sayı artınca kahvelerde yapmışlar. Buraya da sığmaz olunca cemevi açmak zorunlu olmuş. Hediye Yıldırım, cemevlerinin eğitim yeri olması gerektiğini vurguluyor. İbadeti zaten yapıyorlarmış. Kültür Bakanlığı'nın da arşivlerindeki kaynaklarını Alevilere sunmasını istiyor. ‘‘Alevi kültürünü araştırmak, köküne kadar inmek gerekiyor. Cemevleri, yeterli düzeyde değil. Dünyaya yön verebilecek bir kültüre sahipsek bu kültürü daha iyi araştırıp yetkin olmalıyız. İlerleme, düzelme olacak. Böyle kalmayacak. Aleviyim, yeterince ilericiyim, araştırmaya gerek görmüyorum zihniyeti, yetersiz kalmamıza neden olmuş.’’
Burgazada Cemevi'nin Hızır Lokması'nda papaz, imam, müezzin ve dede biraraya geliyor.
Cemevleri tablosu
İzmit - Körfez, İstanbul-Ümraniye, Ankara-Altındağ ve Mamak, Balıkesir, Manisa, İskenderun, Amasya-Merzifon, Sivas-İmranlı ve Denizli'de cemevleri için arsa alındı. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı'nın 27 cem ve kültürevi bulunuyor. Vakıf, bu binalarda eğitim, sağlık, kültür, ekonomi ve cemevi hizmetleri verileceğini belirtiyor. Ankara'daki genel merkez, İstanbul-Şişli, İzmir, Kahramanmaraş-Elbistan ve Nurhak, Sivas-Zara, Amasya-Gümühacıköy cemevleri de bu yıl içinde açılacak. Yine bu yıl Sivas merkez, Aydın-Kuşadası, Mersin, Elazığ, Çorum, Erzincan, Amasya-Suluova cemevlerini temeli atılacak. 1999'da, Adıyaman ve Antalya onları izleyecek.
Bu arada Pirsultan Abdal Dernekleri'ne bağlı henüz inşaat halinde cemevleri bulunuyor: Ankara-Batıkent, İstanbul-Pendik, Ümraniye, İçerenköy ve Alibeyköy.
İstanbul'daki cemevleri
1) Karacaahmet Sultan Dergahı
2) Şahkulu Sultan Dergahı
3) Kartal Cemevi
4) Gazi Mahallesi Cemevi
5) Sarıgazi Cemevi
6) Yenibosna Cemevi
7) Adalar Cemevi
8) Garip Dede Cemevi
9) Okmeydanı Cemevi
10) Alibeyköy Cemevi
Anadolu'daki cemevleri
1) Sivas Cemevi
2) Malatya Cemevi (2)
3) Elazıg Cemevi
4) Tunceli Cemevi
5) Çorum Cemevi
6) Eskişehir Cemevi
7) Erzincan-Ulalar Cemevi
Adalar Cem Vakfı Kurucu Başkanı Güngör Yıldırım:
Yobaz her zaman yobaz
Dedelerim gizli saklı cem yapardı. Alevilerin halk mahkemeleri cemlerde kurulmuştur. Dedeler burada hakim rolü almıştır. Tarla, kız kaçırma, kavga davasında dede karar verirdi. Kent yaşamında bu tür meseleleri mahkemeler çözdüğü için dedelerin sadece dinsel işlevi kaldı. Kentleşmeyle birlikte Alevilerin inançlarını icra edecekleri yer kalmamıştı. Kendilerini ifade edecekleri yollar araştırmaya başladılar
Amacımız Alevi ayrışması değil, birliği sağlamak. Cemevi, demokrasinin gereği, sivil toplum örgütlenmesidir. Cemevlerinin amacı, cem ve kültürevidir. Cemevi açıp öyle bırakacak olsak, 30 sene sonra Türkiye'de Alevi yobazlığı doğar. Cem ve kültür evine dönüştürürsek, Alevi aydını
doğar. Yobaz, her zaman yobazdır. Yobazın ilericisi olmaz.
Gençler bizden çok önde. İbadeti Allah için değil, kendisi için yapıyor. Öbür dünya için değil, bu dünya için yapıyor. Ama dünyayı değiştirmeye aday gençler, vakıflarımızdaki yönetimlerde yoklar. Cemevleri akademik çalışmalar yaparak belgelere dayanacak. Din kurslarının yanında kültür kursları da açacağız. Bütün dinleri öğreteceğiz. Semah, saz kursları açacağız. Bütün bunları yapabilmemiz için cemevlerini geliştirmeliyiz. İyi araçla iyi amaç elde edilir.
Cemevini kültürevine dönüştürmek istiyoruz ama paramız yok. Diyanet'ten para istemiyoruz. Kültür Bakanlığı bize kaynak aktararak destek olursa Türkiye'ye sevgi ve barış dolu insanlar yetiştireceğiz.