Güncelleme Tarihi:
Okur’a, tanıdığı, aralarında genel müdür, genel müdür yardımcılarının da bulunduğu 56 üst düzey bakanlık bürokratı ve yargı mensubunun cemaatçi olup olmadıkları soruldu. Okur ifadesinde, bir cemaate ait olmayı zayıflık kabul ettiğini belirterek, “Cemaate ne sempatim ne antipatim oldu. Hiçbir zaman cemaatin bir ferdi olmadım. Cemaatten gelen taleplere ısrar edildiğinde fazla direnmedim. Ancak her söylenen talebi de kabul etmedim” dedi. Okur, Adalet Bakanlığı’ndaki hâkim savcı mesleğe kabul komisyonunda bakanın da bakanlık müsteşarının da referans olduğu isimler bulunduğunu söyledi.
Okur, toplantılara ilişkin bir soru üzerine, “Bizim toplantılar genellikle yemekli ev toplantısı şeklinde geçerdi. Bu toplantılarda Risale-i Nur okunmazdı. Ben Risale-i Nur’dan nefret ederim. Çünkü anlatımı hep ağır gelmiştir bana. Risale-i Nur okumadım” dedi.
Okur, “Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum. Çünkü ben terör örgütü üyesi değilim. Ancak savcılığınız ve dava açılırsa mahkeme, örgüt üyesi olduğumu düşünecekse o zaman istiyorsanız bu anlatımlarımı, etkin pişmanlık olarak da değerlendirebilirsiniz” şeklinde ifade verdi.