Güncelleme Tarihi:
Demokrasilerde halkın büyük bir bölümünün sürekli olarak seçimlere katılamaması kabul edilemez. Yeşiller Partisi uzun süredir AB üyesi olmayan yabancılara da yerel seçimlere katılma hakkının verilmesini talep etmektedir. Bir yanda 6,7 milyon yabancı kökenli, 20 yıldır burada yaşamasına ve hatta burada doğmuş olmasına rağmen, yerel seçim hakkını elde edemezken; 2,2 milyon AB ülkesi vatandaşının sadece üç ay Almanya'da kalmakla bu hakka sahip olması kabul edilemez. Uyum başlı başına yerel seviyede gerçekleşmektedir ve bu sebeple yerel seçim hakkının AB vatandaşı olmayanlara da verilmesi büyük önem taşımaktadır.
Federal Meclis ve Eyalet Meclisi seçimlerine katılmayı garanti eden tüm yurttaşlık hakları ancak vatandaşlıkla mümkündür. 2000'de yürürlüğe giren vatandaşlık yasası önemli bir gelişmeydi, fakat bu asla reformların sonu olmamalı. Vatandaşlıkta doğum ülkesine bakılması prensibi bu anlamda önemli bir gelişmeydi. Böylelikle her yıl ailesi farklı yabancı kökenlerden olan 35-40 bin arası çocuk Alman vatandaşlığını alabiliyor. Zaten 2000 yılınde rekor düzeyde 83 bini Türk olmak üzere 186 bin kişi Alman vatandaşlığına geçmiştir. 2000 yılından bu yana ise sürekli düşüş göstermektedir. Örneğin 2005 yılında sadece 33 bin Türk vatandaşlığını değiştirmiştir. Halbuki 1,5 milyon Türk 8 yıl burada ikamet etmiş olma şartını çoktan yerine getirmiş durumda.
ÇİFTE VATANDAŞLIK
Vatandaşlık yasasının ilk taslağı çifte vatandaşlık imkanını tanımaktaydı. Fakat sonradan Hessen Eyalet Başkanı olan CDU'lu Koch'un başlattığı popülist kampanya ve Eyaletler Meclisi'nde SPD-Yeşiller koalisyonunun çoğunluğu kaybetmesi, çifte vatandaşlığın engellenmesini sağlayacak zemini oluşturdu. İstatistikler ise çifte vatandaşlık konusunda izlenen politikanın çifte standartlı olduğunu da gösteriyor. Alman vatandaşlığına geçen her iki kişiden biri eski pasaportunu bırakmıyor. Fakat Türklere bakıldığında çift pasaport taşıyanların oranı yüzde 15'e düşüyor. Bu da gösteriyor ki, Almanya çifte vatandaşlık konusundaki uygulamasıyla birinci ve ikinci sınıf vatandaşlar yaratıyor. Bazıları eski pasaportunu muhafaza edebilirken, bazıları feragat etmek zorunda bırakılıyor.
BİRİNCİ NESİLE ESNEK ÇÖZÜM
Yeşiller her zaman olduğu gibi çifte vatandaşlığın engellenmesine dönük temel ilkeden vazgeçilmesini talep etmektedir. Bugün de bir çok istisnai uygulamanın görüldüğü çifte vatandaşlıkla ilgili bizim ihtiyacımız olan şey kesinlikle duygusal bir yaklaşım değil. Belli gruplar için esnek çözümlere ihtiyacımız var. Örneğin, özellikle emeklilik döneminde olan ve geldiği ülkeye halen güçlü bir duygusal bağı olan yabancılar bu gruplardan biridir. Onlar için istisnai düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Ayrıca bu grup dil sınavına girme zorunluluğundan da muaf tutulmalıdır. Fabrikalarda üç vardiya halinde çalışmış bu kuşağın Almanca öğrenmeyi ihmal ettiğini kimse iddia edemez. Eski pasaportun tekrar alınması durumunda Alman vatandaşlığının kaybedilmesi ile ilgili şu anki konum ise kesinlikle memnuniyet verici değildir. Bu durumda olanlara eski oturum statüsünün verilmesi gerekir. Bunun dışında vatandaşlık kaybı ancak Alman makamların saptamaları halinde mümkün olmalıdır. Bu konuyla ilgili olarak Yeşiller 2006 yılı Eylül ayında federal meclise bir kanun önerisi sunmuştur.
YURT DIŞINDA SEÇİM
Ayrıca yurt dışında seçim hakkı da yurttaşlığın önemli bir yapı taşıdır. Böyle bir seçim hakkı da Türkiye'deki parlamento seçimleri için özellikle birinci nesil açısından geldikleri ülkeyle güçlü bir bağları olduğu için ayrı bir anlam taşımaktadır. Ama yılın sadece birkaç haftasını Türkiye'de geçiren ikinci ve üçüncü nesil için TBMM'nin kimlerden oluşacağını belirlemek acaba na kadar anlamlıdır? Ben örneğin çocuklarının eğitim şansının arttırılması gibi, buradaki meydan okumalara kafa yormaları için çaba göstereceğim. Bu gelinen ülkelerle ilişkilerin kesilmesi ve ana dilin unutulması anlamına gelmez. Tam aksine burada önemli olan, Almanya'daki politik sürece katılmak ve köklü partiler tarafından önemli bir seçmen grubu olarak çıkarlarıyla birlikte ciddiye alınmak için vatandaş olmaktır. Türkiye'ye bununla daha büyük bir iyilik etmiş oluruz.