A.A
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2006 16:51
Sanatçı Cem Karaca, ölümünün 2. yıldönümünde törenle anıldı.
Cem Karaca'nın Üsküdar Seyyid Ahmet Deresi Kabristanı'ndaki mezarı başında düzenlenen anma töreninde eşi İlkim Karaca, kabre 2 sarı gül bıraktıktan sonra anmaya katılanlara şeker dağıttı.
Daha sonra Cem Karaca'nın yazdığı ve “Anamın gözyaşları gibi, yarimin saçları gibi, babamın duaları gibi salkım salkım söğüt ağacı essin başucumda” dizelerinin yer aldığı şiiri okuyan İlkim Karaca, ”Cem, vasiyetinde kesinlikle mezarı başında ceviz ağacı dikilmemesini söylemiş, 'İlkim, ceviz ağacı dikip mezarıma düşmesini sağlama. Salkım söğüt ağacı dik şenleneyim' demişti” dedi.
İlkim Karaca, ardından Cem Karaca sevenlerine “Herkes kendi dininde dua edebilir” diye seslendi.
“Aleyhine açılan tazminat davasında sanatçı Cem Karaca'nın, Emrah Karaca'nın babası olup olmadığının belirlenmesi için mezarının açılıp DNA testi yapılmasına” ilişkin mahkeme kararına da değinen İlkim Karaca, şunları söyledi:
“Başından beri mezarın açılmasını istemedim. Onlar istediler. Eğer oğlu olduğunu söyleyen Emrah zamanında bu konuyu çözseydi, şimdi bu üzüntülü sonuçla karşılaşmazdık. Ancak ne var ki, mahkemede son dinlenen tanıklardan sonra duruşma hakimi mezarın açılarak DNA testinin yapılmasını istedi. Karar yüce adaletindir.”
İKİNCİ ANMA
İlkim Karaca ve diğer kişilerin mezarlıktan ayrılmasından yaklaşık yarım saat sonra Cem Karaca'nın ilk eşi Feride Balkan, oğlu Emrah ve ünlü müzisyen Cahit Berkay'ın da aralarında bulunduğu bir grup, sanatçının kabri başına geldi.
Feride Balkan ve oğlu Emrah Karaca, Cem Karaca'nın mezarına bir buket karanfil bıraktı.
Bu arada, ilk anmaya müsaade eden ve herhangi bir müdahalede bulunmayan özel bir şirkete bağlı güvenlik görevlileri, ”gazetecilerin mezar başında görüntü almasının yasak olduğunu” söylediler. Bunun üzerine basın mensupları ile güvenlik görevlileri arasında kısa süreli bir tartışma yaşandı.
Daha sonra mezarlığın dışına çıkan gazetecilere açıklama yapan Emrah Karaca, şunları söyledi:
“Sizler Cem Karaca ismini bir kez daha yaşatmak için buraya geldiniz, ama karşımıza çıkan böyle bir yasağa anlam vermiş değilim. Yetkililerle bu konuyu görüşeceğim. Ayrıca, babamın mezarının 24 Mart 2006 tarihinde açılmasına kara verildi. Bu acı ve üzücü durum bizi derinden sarstı. Ama hakimin kararıdır, saygı duymak lazım. Konunun açığa kavuşması için yapılacak başka bir şey kalmamıştı. Her sabah ben 'Cem Karaca'nın oğlu değil miyim' duygusuyla uyanmadım.
Ortaya bunu atanlar utansın. Ortaya çıkacak gerçeklerden sonra ne diyecekler acaba? Bugün babamın mezarı başında Allahım böyle bir duyguyu yaşatmasın diye dua ettim. Cem Karaca'nın böyle şeylerle anılmasını istemiyorum. Rahat uyusun istiyorum.”
Cahit Berkay da “gazetecilere yönelik yasağı şaşkınlıkla karşıladığını” kaydederek, “Cem baba, hayatının bir bölümünü yasaklarla geçirdi. Öldükten sonra da yasaklarının devam etmesi bizi üzdü. Birçok yasak gördük, ancak böyle bir yasağı ilk kez görüyoruz. Bu yasak Cem Karaca'ya yakışmadı. Herhalde kemikleri sızlıyordur” dedi.