Güncelleme Tarihi:
Çelik, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “İç Göç Entegrasyon Projesi”nin (İGEP) Kapanış Konferansı'nda yaptığı konuşmada, göç olgusunun sadece Türkiye'nin değil, bütün dünya ülkelerinin büyük problemi olduğunu dile getirdi.
Bu projelerin Avrupa Birliği ile birlikte ve Avrupa Birliği finansmanıyla gerçekleşmiş olmasının parasal olmaktan ziyade tecrübe paylaşımı açısından önemli olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
“İGEP projesinde Avrupa Birliği'nden alınan yaklaşık 10 milyon Avro'nun parasal bir öneminin olmadığını düşünüyorum. Bu para, 4 tane büyükşehir belediyemizin bütçeleri ve sosyal amaçlı olarak harcadıkları paralarla mukayese edildiğinde bu 10 milyon Avro'nun okyanustan bir damla olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu paranın çok anlamlı bir para olmadığını ifade etmek isterim. Bizim Avrupa Birliği'nden istediğimiz para falan değil. Biz tecrübe paylaşımının özellikle tecrübelerin karşılıksız olarak aktarılmasını paylaşılmasını çok daha büyük bir avantaj olarak görüyoruz. Bu işin altyapısının paylaşılmasının çok daha anlamlı olduğunu görüyoruz. AB'ye tam üye olmaya çalışan Türkiye'nin, sadece bu konuda değil, her konuda tavrı budur. Birileri 'Türkiye Avrupa Birliği'ne girsin de şu paralardan yararlansın' derdinde olduğunu da zannedebilir. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz parasal olarak, ekonomik olarak Avrupa Birliği üyelerinin birçoğundan çok daha iyiyiz. Biz medeni bir dünyanın parçası olmak istiyoruz. Bu bizim için bir medeniyet projesidir. Yoksa 'bir yerlerde para var, komşuda pişer bize de düşer' hesabı içerisinde değiliz. Bu mantık ve yaklaşımla da meseleye asla bakmıyoruz. Bunun böyle bilindiğini, böyle değerlendirildiğini umuyorum.”
“SOSYAL MİLLET OLMA AÇISINDAN MİLLETİMİZ DEVLETİN ÖNÜNDE”
Çelik, Türkiye'nin nüfusunun yüzde 35'inin 18 yaşın altında olduğuna dikkati çekerek, her yıl İstanbul'a 100 bin insanın göçtüğünü, bunların 70 bininin çocuk olduğunu bildirdi.
Bu 70 bin çocuğa her yıl okul temin etmek için 140 adet orta büyüklükte okula ihtiyaç olduğunu dile getiren Çelik, İstanbul'da yıllık nüfus artışının 300 bin olduğunu kaydetti.
Çelik, göç eden ailelerde bir evde 7-8 çocuğun kendilerini kafese kapatılmış kuş gibi hissettiklerini dile getirerek, “Eğitimsiz, tahsilsiz ve ümitsiz sokağa terk edilen bir çocuk, hayvanat bahçesinden kaçmış olan bir kaplandan çok daha tehlikeli olabilir” dedi.
Anayasa değişikliği paketinin birinci maddesinin, toplumdaki avantajsız grupların lehine yapılacak değişikliklerin Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olmamasını sağlamak için düzenlemeler içerdiğini belirten Çelik, “Bu avantajsız kesimlere avantaj sağlamayan bir devlet, avantaj sağlamayan bir toplum, sosyal devlet ve sosyal toplum olamaz. İtiraf edeyim ki, özellikle sosyal millet olma açısından bizim milletimiz devletin çok daha önündedir. 2001'de yaşadığımız çok ağır ekonomik bunalım ve kriz ortamında eğer Türkiye'deki sosyal millet anlayışı olmasaydı, eğer yardımlaşma ve dayanışma olmasaydı, Türkiye, Arjantin'den çok daha beter bir hale gelirdi” şeklinde konuştu.
“KOMPLO TEORİLERİNE İTİBAR ETMİYORUM”
Çelik, gazetecilerin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a suikast girişimleriyle ilgili son gelişmeleri sorması üzerine şunları kaydetti:
“İstanbul Valiliği, Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı bu mesele ile ilgililer, gerekenleri yapıyorlar. Bu kişi sadece ana muhalefet partisinin lideri değil, herhangi bir vatandaş bile olsa bu duyarlılığın gösterilmesi gerekiyor. Kaldı ki eğer bu insan Ana Muhalefet Partisi'nin lideri ise ve böyle bir şey varsa, böyle bir şüpheden endişeden söz ediliyorsa, ilgili insanlar ilgili kuruluşlar üzerine düşeni yapmalıdır. Bu son derece önemli bir meseledir. Bana, kendimize yapılmış gibi bu meselenin üzerine gitmeliyiz.”
Bir gazetecinin, “Deniliyor ki AKP'yi tasfiye etmek için ilk önce Baykal'dan başlandı. Bu, aslında oyunun ilk aşaması. Daha sonra da AKP bitirilmeye başlanacak. Bu konuda ne düşünüyorsunuz” sorusunu ise Çelik, şöyle yanıtladı:
“Ben komplo teorilerine çok fazla itibar etmiyorum. İltifat da etmiyorum. Bunlar sadece spekülasyondan ibaret olan şeylerdir. Birileri tahminlerini söylüyor. Biz komplo teorisi üretmeye bayılıyoruz. Bu konuda elde sağlam bir veri olduğu kanaatinde değilim. Ama birilerinin kötü niyetleri olabilir. O insanların hevesinin kursağında kalması için devletin de üzerine düşeni yapması gerekiyor ki; yapıyor.”
İGEP Proje Direktörü Levent Erkan da önemli göç alan kentler olarak İstanbul, İzmir, Ankara ve Bursa'nın ekonomik ve sosyal entegrasyon problemlerinin çözümüne destek olmak amacıyla gerçekleştirdikleri proje için 2 senedir çalışmalar yürüttüklerini belirtti.