Güncelleme Tarihi:
Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında çeşitli konularda açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin, “Bir iddia var, Sayın Başbakan'ın seçimlerde vekillerin yüzde 60 ile yollarını ayıracağı iddiası. Gerçekten de parti içerisinde böyle bir huzursuzluk var mı? Bir başka iddia da sayın Başbakan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın bu seçimlerde milletvekili olacabileceği de konuşuluyor. Sizin yorumunuz ne olacak?” sorusu üzerine Hüseyin Çelik, şu yanıtı verdi:
“Bu istatistiği kim tuttu bilmiyorum. Yani bu yüzde 60'ı... Yüzde 59 değil, yüzde 62 değil de yüzde 60'ı kim tespit etti. Bunlar spekülasyondan ibarettir. Her dönem milletvekilli adaylığı devam eden vekiller var, kendisi aday olmayanlar var, partileri tarafından listeye konmayan milletvekilleri var veya ön seçim yapılacaksa, ön seçimde kaybeden milletvekilleri var. Her parlamento döneminde bu böyledir. Şimdi 23, 22, 21 geriye doğru gidin aşağı yukarı her dönemde TBMM'de benzeri durumlar görürsünüz. Ama bizim partimizle ilgili olarak, Sayın Başbakan'ın telaffuz ettiği, konuştuğu, dillendirdiği veya birilerinin partimiz içinde bir yetkilinin konuştuğu dile getirdiği böyle bir şey olmamasına rağmen tamamen huzursuzluk yaratmaya yönelik, dışardan üretilmiş olan, dedikodulardan ibarettir. Bu konuyla ilgili olarak en ufak bir şey konuşulmadığı, görüşülmediği gibi gündeme de gelmemiştir. Sayın Başbakan dün yaptığı toplantıda da kesinlikle bir kelime ile de olsa bundan söz etmemiştir.
Sayın Başbakanımızın kızı Sayın Sümeyye Erdoğan'ın milletvekili olup olmayacağına kendisi karar verir. Daha doğrusu milletvekili adayı olup olmayacağına, aday adayı olup olmayacağına kendisi karar verir. Her Türk vatandaşı gibi eğer o şartları taşıyorsa, o da müracaat edebilir, aday adayı olabilir, aday olabilir, olursa milletvekili seçilebilir veya seçilmeyebilir. Dolayısıyla bu tamamen bir faraziyeden ibarettir. Bu da herhalde biraz gündem doldurmak için söylenen ifadelerden bir tanesidir. Ama Sümeyye Hanım, birikimi, tahsili itibarıyla milletvekilliğine layık mıdır uygun mudur diye sorarsanız, elbette milletvekilliğine uygun olduğunu, layık olduğunu düşünürüm. Yetişmiş, iyi yetişmiş bir bayan arkadaşımızdır ama bu kararları kendisi ve ailesi verecek.”
3 GENERALİN AÇIĞA ALINMASI
Çelik, “Bugün 3 general görevden alındı, ilk kez gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Bunun üzerine Başbakan bir değerlendirme yaptı. CHP'den de ilk tepkiler geldi 'sivil darbe ve intikam operasyonu olduğu ifade ediliyor, siz ne diyeceksiniz?” sorusu üzerine de şunları kaydetti:
“Ben bunu, CHP'nin çıkmazı olarak değerlendiririm. Biliyorsunuz Yüksek Askeri Şura ile ilgili olarak da Sayın Kılıçdaroğlu 'TSK'nın teamülleri vardır, bu teamüllere uyulmak zorundadır, kimse bunlara karışmasın' anlamına gelebilecek ifadeler kullandı. Teamül dediğimiz şeyler, tekrarlana tekrarlana alışkanlık haline gelen şeylerdir. Bir memlekette Anayasa varken, kanunlar varken, hukuk varken ve demokrasinin evrensel prensipleri ve normları varken kimse teamüllerle filan iş yapamaz. Eğer Türkiye gerçek anlamda hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir Cumhuriyet olacaksa ki arzumuz iddiamız budur, Anayasamızda da Cumhuriyetin vasıfları ifade edilirken bu yazılır. Eğer böyleyse, sivil memur için, sivil kamu çalışanları için yapılan neyse, prosedür neyse tabi oldukları kanunlar farklı olabilir ama hukukun işletilmesi açısından bir farklılık ben şahsen görmüyorum. Sayın İçişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı kendi yetkisini aşan kanunlara ve Anayasa'ya aykırı bir tutum ve davranış içerisinde olursa, aynı partide olmamazı rağmen önce ben kendilerini eleştiririm. Ama böyle bir şey olmadığına göre, yasal bir şey yapıldığına göre, hukuka demokrasiye aykırı bir tutum olmadığına göre, CHP budur işte, klasik CHP budur. 'TSK'nın teamülleri var karışmayan' diyen zihniyetle. Şimdi bugün buna 'sivil darbe' diyen zihniyet maalesef aynı yerden, aynı zihniyetten kopan bir anlayıştır.”
“POLİSLERİN ASKERLİĞİYLE İLGİLİ SON NOKTA KONMUŞ DEĞİL”
“Polislere askerlikle ilgili düzenleme gündeme geldi. Bu gündeme geldikten sonra bazı meslek kuruluşları da benzer düzenlemenin kendilerini de kapsaması için harekete geçtiler. Özellikle öğretmenler ve doktorlar bu konuda herhangi bir çalışma söz konusu olacak mı?” sorusunu Çelik, şöyle yanıtladı:
“Zaten, doktorlarımızın çok önemli bir kısmı, askerlik yaptığı zaman tabip olarak askerliklerini yapıyorlar. Genel acemilik eğitiminden sonra doktor olarak birliklerinde çalışıyorlar. Öğretmenlerimizin en azından bir kısmı, öğretmen asker olarak askerliklerini yapıyorlar. Öğretmenlerle ilgili düzenleme çok daha önce yapılmış olan bir düzenlemedir. İki şeyi birbirine karıştırmamak lazımdır. 'Efendim işçiler de esnaf da müracaat etsin' Esnaf da desin ki 'Ben iyi satış yaparım kantinde askerliğimi yapayım' Böyle bir anlayış olmaz. Polisle ilgili niçin böyle bir şey yapılıyor. Polis kolejine giden bir delikanlı düşünün, ilköğretimden sonra polis kolejine gitmiştir, sonra polis akademisini birmiştir. Tıpkı askeri liseye giden bir öğrenci gibi, veya Harp Akademisini bitiren bir öğrenci hangi şartlardan geçiyorsa, polislik mesleğine, özellikle akademiye gidenler için söylüyorum. Polis koleji ve akademisine gidiyor. Adeta bir polislik eğitim ve disiplini içinde yetişiyor. Silah kullanmaysa silah kullanma. Silah kullanma, savunma... Biz, askerlik hizmetini niçin yapıyoruz. Askerlik hizmeti vatan savunması için değil mi? Eğer bir polis memurumuz iyi atıcıysa, iyi nişancıysa, kuşu gözünden vuruyorsa ona 'tekrar gel ille de uzun dönem askerlik yap' demenin bir anlamı var mı? Kaldı ki bu konu üzerinde çalışılan bir konudur. Yani 'polislerle ilgili olan düzenleme bütün diğer meslek erbabını da kapsasın' demek doğru değil. Kaldı ki polislerle ilgili olarak da son nokta konulmuş değil. İçişleri Bakanlığı bu mesele üzerinde çalışıyor Milli Savunma Bakanlığı ile konuyu birlikte çalışacaklar bir sonuca vardıklarında da kamuoyuyla bu paylaşacak.”