Çeksinler askerlerini

SÖZLER TUTULMADI

“FIRAT’ın doğusuna gitmesi gerekenler Fırat’ın doğusuna gitmemiştir verilen sözlere rağmen. Örneğin Münbiç bir Arap şehridir. Münbiç boşaltılmamıştır. Boşaltılmadığı gibi terör örgütü YPG orada bir işgalci olarak durmaktadır. Ama merkezi yönetim, Rusya ve bizler de orayı şu anda kontrol altında, gözetim olarak tutmaktayız. Şu anda gündemimizde olan ağırlıklı olarak İdlib’dir. Halep’ten göç olduğu zaman, Halep’ten göç edenler sınır olduğu için İdlib’e geçmişlerdir. Şu anda onlar İdlib’de. İdlib’de çok ciddi bir sıkıntı vardır. İdlib’de zaman zaman siviller tacize uğramaktadır. Onun için Rusya’yla bizim İdlib’de bir ortak çalışmamız söz konusu. Sınırları birlikte güvence altına almış durumdayız.

TACİZİ GÖZARDI EDEMEYİZ

İdlib’le birlikte Afrin, bunlar da bizim sınırlara komşu olan iller. Afrin’de de yine farklı bir durum söz konusu. Afrin’in içindeki demografik yapıya baktığımız zaman bize müzahir olan etnik unsurlar da var ama karşı olanlar da var. YPG, PYD bunların da burada bir yapısı var. Bunlara rağmen biz Afrin’in zaman zaman bize karşı olan tacizini gözardı edemeyiz. Ona yönelik de gerekli adımları atmakta kararlıyız. Türkiye olarak biz Rusya ile müşterek adım atmanın görüşmelerini kendileri ile de yaptık. Onların olumlu yaklaşımları, bizim bu planımızı her an uygulamaya çok daha değişik bir biçimde sokmamıza fırsat veriyor.

S-400 ANLAŞMASI

Bu konuda anlaşma tamam. Biz bazı teknik konuları da bu seyahatimizde kendileriyle görüşeceğiz. Bunun dışında Milli Savunma Bakanlarımız, Savunma Sanayi Müsteşarımız bunlar da muhataplarıyla bu konuları görüşüyorlar. Bir an önce onu da devreye sokmak suretiyle adımları atmak istiyoruz.
(Putin ve Trump’ın ‘Suriye’de askeri çözüm olmayacak’ açıklamasıyla ilgili) Ben bu ifadeleri anlamakta zorlanıyorum. Şimdi askeri çözüm mümkün değil deniliyor. Öbür tarafta merkezi yönetimin şu ana kadar askeri yöntemlerle öldürdüğü insan sayısı 1 milyona ulaştı. Nasıl oluyor bu iş? Eğer askeri çözüm söz konusu değilse o zaman çeksinler askerlerini. Orada Türkiye’nin askeri yok ki. Onların askerleri var. Siyasi yönteme başvurulsun ve bu siyasi yönteme başvurmak suretiyle bir an önce hep birlikte orada seçime gitmenin yolları aransın. Bu 7 yıl 8 yıl içinde bu yönteme başvuruldu mu? Bunu Sayın Putin’le de konuşacağız. Dünyayı aldatma yöntemleri bitti. Artık bu bölgeyi en iyi tanıyan biziz. Bu süreç içerisinde, 15 yıldır biz bu bölgede olanı biteni, A’dan Z’ye en ideal şekilde bilen biziz. Şu 7 yıllık Suriye olayı. 15 yılı biraz da aştı bir Irak olayı. Bunların hepsini A’dan Z’ye biliyoruz.”

VİETNAM’DAKİ PUTİN-TRUMP GÖRÜŞMESİ

VİETNAM’da APEC zirvesine katılan ABD ve Rusya liderleri, 11 Kasım’da, terör örgütü DEAŞ’a karşı ortak mücadele ile Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü esas alan ortak bir metne imza attı. Putin ve Trump’un görüşme sonrasında ortak bir metne imza attıkları kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İki lider, Suriye krizi için askeri bir çözümün mümkün olmadığı konusunda hemfikirken DEAŞ’la mücadelede tehlikeli olayların engellenmesi için ortak iletişim kanalları kurulması için de anlaşmaya vardı.”

DÜNYA AHMAK DEĞİL

“Biz Irak’a Amerika’nın girmesini istememiştik. Bunu kendilerine de söyledik. Gelin dedik bu işi diplomatik yollardan çözelim. Dinlemediler, girdiler. Sonra dikkat ederseniz bir şey söylendi Obama’nın (Eski ABD Başkanı Barack Obama) gelişinden önce. ‘Biz Irak’ta durmayacağız’ dediler. ‘Irak’ı tamamen boşaltacağız’ dediler. Boşalttılar mı? Boşaltmadılar. Şu anda Irak’ta hâlâ var mı? Var. Yani dünya ahmak değil. Bazı gerçekler maalesef farklı söyleniyor ama uygulaması farklı oluyor. Şu anda Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde 5 üssü var. Şimdi bir de Rakka’da hazırlıyorlar. Altı. Bunun haricinde 8 tane de ayrıca üs var. Ne yaptı? 13. Rusya’nın beş tane var. Bunlar ortada.

Şimdi bu gerçekleri nereye koyacağız? Sadece Amerika’nın Suriye’ye zırhlı taşıyıcı olarak 3.500’ü aşkın TIR’larla getirdiği silahlar var. Araç, gereç, mühimmat var. Askeri yöntem değilse bunlar ne? Kime geliyor bunlar? Ya bunlar PYD’ye geliyor, YPG’ye geliyor veyahut da Amerika’nın kendi üstlerine geliyor. Tüm bu gerçekler ortadayken öbür taraftan Vietnam’dan da böyle bir ses geliyor. Kusura bakmasınlar. Anlatıldığı gibi değil.”

KAHRAMAN’IN ADAYLIĞINI YENİ ÖĞRENDİM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsmail Kahraman’ın TBMM Başkanlığı’na yeniden aday olmasıyla ilgili şunları söyledi: “Burada Meclis Başkanlığı’na adaylık hususu her milletvekilinin kendi tercihidir. Burada da aynı şekilde, şu anda İsmail Bey’in adaylığını ben de sizler gibi yeni öğrenmiş bulunuyorum. Bana düşen hayırlı olsun demektir. Benim oy kullanma yetkim, hakkım da yoktur. Sadece partinin genel başkanıyım, aynı zamanda Cumhurbaşkanıyım.”