Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Merkezi’nde bir grup gazeteci ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:
ABD’YE GİTMEMESİ LAZIM
“(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 13 Kasım’daki ABD ziyareti konusunda) Erdoğan Amerika’ya gitmemeli. Amerika’ya ne diye gidecek? ‘Giderken mektubu yanımda götüreceğim’ diyor. Sen oturacaksın o mektuba milletin şanını ve şerefini koruyacak şekilde yanıt vereceksin. Yani Amerika’ya mektubu iade etmek için mi gidiyorsun? Kesinlikle gitmemesi lazım. Resmi olarak diplomatik yollardan Türkiye Cumhuriyeti’nden özür dilenir, ‘Bu mektupla amaç aşılmıştır, Türk milletine saygımız sonsuzdur, mektup büyük bir talihsizlik eseridir’ denir, özür dilenir, Erdoğan gidebilir ondan sonra. Mektubu yanında da götürmez. Götürüp ne yapacak yani? Bir de o toplumu aşağılayan mektubu cebine alıp gezecek mi yani?
KENDİ ARAMIZDA TARTIŞTIK
(Tezkereye evet denilmesi) Doğru politikaydı. İdlib’de, Afrin’de sivil toplum örgütleri var ve bunların harcamalarının büyük bir kısmı AB tarafından fonlanıyor. Orada Suriye halkına olağanüstü güzel hizmetler götürüyorlar. Fotoğraflarını gördüm, bana bilgi verildi. Şimdi eğer askerlerimiz çekilseydi bu hizmetlerin tamamı yok olacaktı. Biz oradaki Suriyelileri düşünmek zorundayız. Kendi aramızda oturduk tartıştık. Çekilmenin Türkiye’ye maliyeti çok daha ağır olacaktı. Dolayısıyla askerlerin o bölgede kalmasının, hem bizim hem o bölgede yaşayan özellikle kadın, çocuk, yaşlı için zorunlu olduğu gerçeğini gördük. O çerçevede kararımızı verdik.
(Suriye politikası) Başta konulan hedefle, bugün geldiğimiz nokta arasında Türkiye ciddi bir uluslararası itibar kaybına uğramıştır. Başta konulan hedef, Suriye’nin demokratik bir yapıya kavuşmasıydı, Suriye’ye barışın, huzurun gelmesiydi. Bunu sağlamak için de ABD, Suudi Arabistan, Katar, Türkiye ortak hareket ettiler. Geldiğimiz noktada ne barış var, ne demokrasi var. Kendi toprağını terk eden bir Türkiye var ve 3 milyon 600 bin Suriyeli gerçeği var Türkiye’de. Bu başarı mıdır, başarısızlık mıdır?
SURİYE KORUYACAK
(Rusya ile sınır devriyesi Suriye ile Türkiye’nin diyalog kurmasını hızlandırır mı?) Hızlandırır. Erdoğan, Rusya’dan dönerken uçakta gazetecilere Adana Mutabakatı’nın 5 kilometreden 10 kilometreye çıkarılacağını ve orada TSK’nın sınır boyunca gözlem noktası oluşturacağını ifade etmişti. Ama Rusya, ‘Orada gözlem noktalarını Suriye oluşturacak’ dedi. Dolayısıyla düşman olarak görülen Esad, bizim güvenliğimizi koruyan noktalara kendi askerlerini yerleştirmiş oldu.
IŞİD’İ YENSE BAŞKA OLURDU
Türkiye o dönemde geçekten de IŞİD ile mücadele edip, kendi toprağını korusa, bugün dünyada pozisyonu çok farklı olurdu. IŞİD’e karşı mücadele eden, haklı gerekçe ile kendi toprağını koruyan, IŞİD’i yenilgiye uğratan, bütün batının gözünde de saygınlık kazanan bir ülke konumuna gelirdi. Büyük bir stratejik hata yapıldı. Çünkü IŞİD’i o dönem Erdoğan ve ekibi terör örgütü olarak tanımlamıyordu. Ankara Garı’nda 103 kişi hayatını kaybederken bile buna ‘kokteyl terör örgütü’ dediler, ‘IŞİD’in terörü’ demediler. O mücadeleyi Batı PYD’ye yaptırdı ve PYD de bütün dünyanın gözünde meşru bir organ olarak ortaya çıktı. Üzülerek söylüyorum ama Batı medyasının ve batının gördüğü tablo bu.
17 YILDA 180 DERECE FARK
17 yılda iktidara geldiğinde söyledikleri ile bugün söyledikleri arasında 180 derece farklılık yarattılar. O dönemde demokrasiden söz ediyorlardı, demokrasi kalmadı. Yargı bağımsızlığından söz ediyorlardı, yargının bağımsızlığı kalmadı. Medya özgürlüğünden söz ediyorlardı medya özgürlüğü kalmadı. ‘Haksızlığa karşı mücadele edeceğiz’ diyorlardı o olmadı. 3Y kavramı vardı. Yasaklar, yolsuzluklar ve yoksulluğu bitireceklerdi. Yoksul sayısı arttı. Yolsuzluk artık siyasal iktidarın temel anlayışlarından birisi haline dönüştü. Yasaklar ise hepimizin hayatının bir parçası haline geldi.”
TÜRKİYE YAPTIRIMI HAK ETMİYOR
- “(ABD’nin olası yaptırımlarının Türkiye’ye maliyeti ne olur?) Yaptırım konusu, Türkiye’nin hak ettiği bir süreç değil. Erdoğan’dan intikam almak üzere Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını asla doğru bulmuyoruz. Çünkü Türkiye Erdoğan’dan ibaret değil. Ama Batılı, Türkiye deyince sadece Erdoğan’ı görüyor. ABD’nin bu süreç içinde Türkiye’ye yaptırım uygulaması Erdoğan’ın işine yarar. Erdoğan yaşanan ekonomik krizi alıp Amerika’ya bağlar, ‘Bundan oldu’ der. Kaldı ki bu tür yaptırımların halkımızın gözünde itibar görmediğinin de bilinmesi lazım. Kıbrıs çıkarmasından sonra da Amerika yaptırımlar uyguladı ama halk bütünlük içinde karşı çıktı.”
SEÇİM OLACAKMIŞ GİBİ ÇALIŞIYORUZ
KILIÇDAROĞLU erken seçim ihtimali için “Seçim olup olmaması tümüyle bir kişinin ortaya koyacağı iradeye bağlı. Çünkü parlamentoda AK Parti grubunun bağımsız iradesi söz konusu değil. Dolayısıyla Erdoğan bu süreç içinde seçime gider mi gitmez mi bilmiyoruz ama biz yarın seçime gidilecekmiş gibi zaten çalışıyoruz” dedi.
CEM YILMAZ’I İZLEDİLER
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki akşam 5’inci Ankara Uluslararası Komedi Festivali kapsamında ‘Diamond Elit Platinum Plus’ gösterisiyle ATO Congresium’da sahne alan Cem Yılmaz’ın gösterisini izledi. Kılıçdaroğlu’na eşi Selvi Kılıçdaroğlu, oğlu Kerem Kılıçdaroğlu ve gelini Mine Kılıçdaroğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da eşlik etti. Kılıçdaroğlu ve ailesi, gösterinin ardından Yavaş’la birlikte kuliste Cem Yılmaz’ı ziyaret ederek bir süre sohbet etti. Kılıçdaroğlu, Cem Yılmaz’a, “Siz sağ olun, bizi güldürdünüz. Zaten biraz gülmeye ihtiyacımız vardı” dedi.