Güncelleme Tarihi:
HALİÇ’TE sandal sefası, bugün nostaljinin bir parçası. Hâlâ iskelelerinde sandalcılar var ama kimsenin sefa yaptığı yok. Ancak kürek çekmek yeniden popüler Altın Boynuz’da. Hafta sonları sabahın erken saatlerinden akşama kadar kürek çekenleri görmek mümkün bu aralar. Aslında Haliç, İstanbul’da kürek çekmek için en uygun yerlerden biri. Yoğun tekne trafiği yok, su çok durgun, dalga yok... En güzel saatleri ise gündoğumu ile günbatımı. Tıpkı ona hakim tepelerden çay veya içki yudumlamak için en güzel saatler olduğu gibi...
14 YAŞ ÜSTÜNE
Kürek dünyanın en zor sporlarından biri olarak anılıyor ama başlamanın ‘neredeyse’ yaşı yok. Haliç’teki amatör seferlerden birine katılmak için 14 yaşından büyük olmanız ve spor yapmanıza mani olmadığına dair bir rapor getirmeniz yeterli. Önden 15 dakikalık bir eğitim alıyorsunuz o kadar. Kasımpaşa Asker Hastanesi yanındaki Forza Rowing Club, hobi olarak kürek çekmek isteyenlere olanak tanıyan bir adres. Boğaziçi Mezunları Derneği’nin etkinliklerine de katılabilirsiniz. Forza Rowing’in kurucusu, eski Milli Takım kürekçisi Serdar Yavuz. Başlarda sadece hafta sonları kürek dersi veriyorlarmış. Son yıllarda talep o kadar artmış ki, pazartesi dışında her gün sabah 6’dan hava kararana kadar açıklar. Özellikle cumartesileri sabah 7’den itibaren en az 30 kişi Haliç’te kürek çekmek için sıraya giriyor.
365 GÜN DURGUN
Yavuz, Haliç’in kürek için en ideal yerlerden biri olduğunu söylüyor: “Yılın 365 günü, Boğaz’da deniz otobüsü seferleri iptal olduğunda bile biz burada kürek çekebiliyoruz. Bir kere tekneye oturunca bırakamıyorsunuz. Suya çok yakınsınız ama bir yandan da hiçbir temasınız yok.”
TEKNE TRAFİĞİNİ ETKİLEMİYOR
Haliç’teki kürek rotasının uzunluğu 7 kilometre. Unkapanı Köp-rüsü’nden başlayıp Silahtarağa’daki Santral İstanbul’a kadar gidebiliyorsunuz. Tekne trafiğinden etkilenmemek için kıyıya yakın gitmek lazım. Karşınızda Galata Kulesi, Tarihi Yarımada ve Boğaz güneşin altında parlıyor. Sanki Haliç’te hiç ıslanmadan yüzüyor gibi hissediyorsunuz. Sudaki denizanaları ve ne yazık ki çöpler de sizle beraber yüzüyor.
Bunları kaçırmayın
Sağ tarafta Balat ve Fener Rum Patrikhanesi, soldaysa Rahmi Koç Müzesi ile önünde demirli denizaltıya çok yakın geçebiliyorsunuz. Eski Galata Köprüsü’nü de atlamayın. Santral İstanbul’a doğru dört kilometre gitmeyi başarırsanız iki küçük adayı ve üzerinde yaşayan tavşanları görebiliyorsunuz.