Güncelleme Tarihi:
Kurtarılan rehinelerden Alptekin Esirgün’ün “IŞİD, Türkiye adına açıklama yapması için zorladı. 2-3 kez kafasına silah dayandığı halde açıklama yapmadı. ‘Vurun, Türkiye’nin şerefiyle oynatmam’ diyerek ölümü tercih etti” dediği Başkonsolos ÖztürkYılmaz, NTV yayınında şunları söyledi:
“Başkonsolosluğumuz bir anda çevrildi. Vali de kimseye haber vermeden gidince haber duyulur duyulmaz kent birden düştü. Profesyonelce bir baskın yedik. Kameraları patlattılar, etrafı tekmelemeye başladılar. Baskından 1.5 saat sonra da o alanı terk etmek zorunda kaldık. Beni makam odamın önünü götürdüler ama odaların hepsi kapalıydı. Yaklaşık 1 dakika 45 saniyelik bir ölümle yüzleşme anı oldu. Silahı başıma dayadılar ve odamı açmamı söylediler ama kabul etmedim. ‘Kadınlara, çocuklara bayrağımıza bir şey olursa bizi öldürün’ dedik. Nerede olacağınızı bilemediğiniz bir güvenlik uygulaması yapıyorlar. Otobüslerin camlarını kapatıyorlardı dışarıyı görmeyelim diye. Genelde kapalı, ışığın olmadığı yerlerde sakladılar bizi.
14 KİLO VERDİM
65 gün aynı yemeği yedik. Beslenmemiz yetersizdi. Bütün arkadaşlarım kilo verdi. Ben de 14 kilo verdim. Kafa kesme görüntülerini izledik. Moralimizi bozmak için görüntüleri bizlere de izlettiler. Fiziki anlamda kötü bir muameleleri olmadı ama tehdit vardı. Ölüm korkusu ile yaşayarak orada devam edemezsiniz. Benim belki de başardığım tek şey o korkuyu daha ilk gün yenmek oldu. Neden çatışma olmadı sorusu da bence gerçekçi bir soru değil. Bütün kenti almış, orada devlet kurmuş birisiyle ne kadar çatışabilirsiniz? Ben geldiğim zaman haber vermek istedim. Başbakanımız hemen ben alo demeden ‘Öztürk hoşgeldin’ dedi. Ben ondan sonra anladım bu iş bitmiştir dedim. Gerçekten esaretten kurtuluştu. Özgürlüğe kavuşmaydı. Biz bir cehennemin içerisinden çıktık. Ailemle çok zaman geçirmek istiyorum.
CEP TELEFONUNU NASIL SAKLADIM
“Bizim için bir nevi umut ışığıydı. Sağ olsun bana yardımcı olan bir arkadaşım oldu. Biz onunla hep paslaşarak götürdük. Sürekli çıkışlarda, girişlerde nasıl yaparız, nasıl saklarız bunu. Çünkü sürekli aranıyoruz. Günlük bazen 3-5 defa, bazen günde 1 defa mutlaka görüşme oluyor. Neredeyiz ne yapıyoruz, ne yiyoruz, ne içiyoruz. İrtibat benim kendi telefonum. Ama o telefonu saklama işini ben bir kişi ile yapıyorum. Bazen bölüyor sonra tekrar birleştiriyorduk. Zor bir şey.”