Güncelleme Tarihi:
Milyon dolarlar aldılar iddiası
Fazilet Partisi'nde sular durulmuyor. İki milletvekilinin istifa ettiği partide, özellikle Oğuzhan Asiltürk'ün sertlik yanlısı üslubu tepki görüyor. Bülent Arınç, FP'den ayrılanlar için ‘‘parasal menfaat sağlandıkları’’ imasında bulunurken, ‘‘Cehennemin dibine kadar gidebilirler’’ gibi çok sert bir ifadede bulunmaktan kaçınmadı.
FAZİLET Partisi'nde 14 Mayıs'ta yapılacak kongre öncesinde, ‘yenilikçiler’ ile ‘gelenekçiler’in tartışması büyüyor. Son Meclis Grup Toplantısı'nda yaşanan tartışmayla gerilim iyice arttı. FP'de yaşanan kavga, önceki gün Radyo Foreks'te, Erol Candabak'ın hazırlayıp, sunduğu ‘Haber Ekstra’ programında bir kez daha gözler önüne serildi.
Programa katılan İstanbul milletvekili Nazlı Ilıcak, Genel Başkan Recai Kutan'ın demokratiklik ve hoşgörüsünün partiyi disiplinsizliğe götürdüğünü ve Oğuzhan Asiltürk'ün her şeye karıştığını belirtirken, Manisa Milletvekili ve genel başkan adayı Bülent Arınç da, FP'den istifa ederek ANAP'a geçen Diyarbakır Milletvekili Haşim Haşimi ve Ağrı Milletvekili Celal Esin'in menfaat sağladıkları imasında bulundu. Arınç, ‘‘Akacak kan damarda durmaz. Gidecek varsa, cehennemin dibine kadar gider de’’ dedi.
Bülent Arınç'ın Haber Ekstra'daki sözleri şöyle:
MİLYON DOLARLAR Giden 2 arkadaş, partide ağırlığı olan insanlar değil. Niçin gittiniz, gidiyorsunuz? Mübarekler hiç ağızlarını açıp, iki laf etmiyorlar. ANAP Grubu'nda konuşmuşlar ama hiç bir şey söylememişler. Konuşmadıkları için spekülasyonlar yapılıyor. Yine para pul hikáyeleri konuşuluyor. Yine bir havuz var, bu havuzdan bir takım insanlara yemlikler veriliyor. Arkasının da geleceği söyleniyor. Akacak kan damarda durmaz. Gidecek varsa cehennemin dibine kadar gider de... Kızdığımdan söylüyorum, isteyen cennete gitsin birader, isteyen gece kulübüne gitsin, isteyen Ulus'a gitsin, Ankara'ya gitsin. Nereye ve niçin gittiğini söylemek gerekmez mi? Birisinin 1.5 milyon dolar aldığı söyleniyor, öbürünün 2,5 milyon aldığı söyleniyor. Bunu söylemiyor adamlar, fıldır fıldır gülüyorlar, oynuyorlar, zıplıyorlar. Niye istifa ettiniz, bak herkes bir şey söylüyor. ‘Herkesin söylediği bizi ilgilendirmez. Biz Kubilay Uygun’u kendimize örnek aldık, dön baba döneceğiz‘‘ diyorlar.
GENELKURMAY KAVGASI Keşke bu konuşulmasaydı da diyebiliriz, keşke Genelkurmay da bu kadar sert cevap vermeseydi de. Yani keşkeleri çoğaltmak mümkün. Ama hani kurt-kuzu hikáyesine de biraz benziyor. Yemeğe niyetlenirse, suyun başında da olsa suyumu bulundurdun diyebiliyorlar. Bir bahane aramak gerekirse, çok bahane bulunur. Her halde varlığımızdan rahatsız olan çevreler var Türkiye'de. Çok kötü insanlar değiliz. Bırakın yaşayalım, bırakın konuşalım, bırakın siyaset yapalım. Askeri çevreler olarak söylemiyorum ama Türkiye'de böyle bir çevre olduğunu biliyorum. ‘Siz zararlısınız arkadaş, siz yaşamayın, hayat hakkınız yok' demek istiyorlar bize. Yani dünya iyisi Recai Kutan Bey'in bile bu kadarcık güzel, masum sözlerine tahammül gösterilemezse ne yapalım? Biz nasıl bir ülkede yaşayacağız, nasıl siyaset yapacağız? Başkası için meşru, makul, haklı çıok sevecen olan şeyler, niye bizim için bu kadar ağır, niye bizim için bu kadar suç oluyor? Çok üzülüyorum ve bunun bir nedenini bulamıyorum.
Programa katılan Nazlı Ilıcak da, Oğuzhan Asiltürk'ün müdahalelerinden yakındı. Ilıcak, şunları söyledi:
Oğuzhan (Asiltürk) Bey'in yönlendirmesini tespit edebiliyoruz. Sürekli müdahale etmesinden ötürü, partinin içinde büyük bir tepki var. Madem ki emanet Recai Kutan'a tevdi edilmiştir, siz onun başında müfettiş misiniz, anlaşılmıyor? Oğuzhan Bey'in partide hiç bir görevi yok. GİK üyesi ama hepimiz kadar yetkisi var. Çok fazla müdahil oluyor, bu arkadaşlarda rahatsızlık yaratıyor. Kutan'ın ‘kendisini alttan alan' (Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması sonrasında Kutan'ın yaptığı ve partiden tepki alan konuşma) dediğimiz açıklamayı Oğuzhan Bey'in kaleme aldığı söyleniyor. Oğuzhan Bey'in, bu yaklaşımlarının gruplaşmalar olmasında etkisi var. Onun Recai Bey'i etkisi altına aldığı söyleniyor. Kanaatime göre kendi adına müdahil oluyor. Çünkü Oğuzhan Bey, Erbakan'a karşı da direnebilen bir isim.
İLKE İÇİN GİTMEDİLER (FP'den) İstifa eden milletvekillerinin ilke mücadelesi falan yoktu. Orada bambaşka hadiseler, söylentiler var. Sessiz sedasız, kuyruğunu kıstırıp, ortadan kaybolmak hiç bir haklı gerekçesi olmadığı için bunu açıklayamamak gibi bir durumun, bireysel özgürlükle alakası olduğunu düşünmüyorum.