Güncelleme Tarihi:
SUDAKİ İZLER SERGİSİNDEN KARELER - Foto Galeri
Ebru sanatçısı Mesiha Cebeci'nin eserlerinden oluşan “Sudaki İzler” sergisi Ataköy İspirtohane Kültür Merkezi'nde açıldı. Ebru sanatına ilgisinin genç kızlık döneminde Topkapı Sarayı'nda gördüğü bir eser sonrası başladığını ifade eden Mesiha Cebeci, “Ebru, kişiliğimin bir yansımasıdır. Neden Ebru'ya bu kadar tutkun olduğumu düşündüğümde, onun ben gibi olduğunu fark ettim. Ben kendi adıma ebrunun özellikle yabancı ülke haklarının ilgisini çekmesi, beğenisini kazanması için ve onun daha modern çizgilere kavuşması için gayret gösterdim” dedi.
Öğrencilik yıllarında ebru sanatı ile tanışan araştırma, inceleme ve çalışma süresinin ardından kendi ebrularını yapan Mesiha Cebeci, kişisel sergisini dün açtı. Ataköy İspirtohane Kültür Merkezi'ndeki açılışta Mesiha Cebeci eşi Tuğrul Cebeci ile birlikte konuklarını ağırladı.
EBRU KİŞİLİĞİMİN BİR YANSIMASIDIR
Açılış kurdelasını eşi ve yakın arkadaşlarıyla birlikte kesen Mesiha Cebeci, yaptığı konuşmada ebrunun bir renk ve ahenk dünyası olduğunu belirtti. Cebeci, “Neden ebruya bu kadar tutkun olduğumu düşündüğümde onun ben gibi olduğunu fark ettim. Kendimi kendimi en iyi ebru yaparak ifade ediyorum. Uzun yıllardır yurt dışında yaşamama rağmen Ebru sanatına olan ilgim hiç eksilmemiş hatta giderek artmıştır. Ben kendi adıma ebrunun özellikle yabancı ülke haklarının ilgisini çekmesi, beğenisini kazanması için ve onun daha modern çizgilere kavuşması için gayret gösterdim. Buradaki ebruları incelerken bu gözle bakmanızı isterim” dedi. Cebeci, konuşmasının sonunda serginin açılmasında destekleri olan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ve Kültür Merkezi yöneticilerine teşekkür etti. Açılışta davetlilere kokteylin ardından müzik ve mini bir semazen gösterisi sunuldu. Sergide duvarda sergilenmeyen bazı eserler albümlerde davetlilerin beğenisine sunuldu.
TOPKAPI SARAYI'NDA GÖRDÜGÜM ESERDEN ETKİLENDİM
Açılıştan sonra basın mensuplarının “Ebru sanatına olan ilginiz ne zaman başladı?” sorusuna Mesiha Cebeci, şu yanıtı verdi:
“Genç kızlık yıllarımda başladı. İlk defa Topkapı Sarayı'nda gördüğüm bir ebruya hayran kalmıştım. Bir gün mutlaka bu işi öğrenip yapacağımı düşündüm. Ama nasıl olacağını o zaman bilemiyordum. Çünkü çok gençtim. 18 yaşında benim gibi ebru sevdalısı bir arkadaşımla beraber, ebrularımızı yapmaya başladım. Artık 40 yıldır ebru yapıyorum. İlk başlarda çok güzel ebrular yaptığım söylenemez. Benim başladığım yıllarda ebrunun ne olduğu bilinmiyordu. Ebru konusunda yazılmış bir kitap yada bir kaynak veya kendisinden feyz alabileceğim usta bir hoca vardı mutlaka ama ben onlara ulaşamıyordum. Çok gençtim. Dolayısıyla başlarda kendi çabalarımla ebruyu öğrendim. Ondan sonra yaptıkça sevdim ustalaştıkça daha iyilerini yapmak istedim. Türkiye'nin en değerli hocalarından ders aldım” dedi.
NEŞELİ VE HÜZÜNLÜ GÜNDE YAPTIĞINIZ ESERLER FARKLI OLUR
30 yıldır Almanya'da yaşadığını atölyesinin de orada bulunduğunu ifade eden Cebeci, “Eserlerinde hangi duyguları ön plana çıkarmak istediniz” sorusu üzerine de, şöyle konuştu:
“Bu iş sadece hobi değil bir tutku. Hayatımın sonuna kadar yapmaktan vazgeçmeyeceğim bir iş. Ebru birtakım püf noktaları bazı sırları olan bir sanat dalıdır. Mesela ebru üzerine yazı yazmak çok zordur. Bir de tesadüfler çok önemlidir. Ayrıca sanatçının bütün ruh hali duygusal durumu yaptığı işin üzerine yansır. Dolayısıyla duvarlarda gördüğünüz herşey aslında benim. Benim içim. Benim içimden çerçevelere duvarlara asılmış duygular. Bir insanın kötü günü de iyi günü de vardır. Coşkulu, neşeli ve hüzünlü olduğunuz günler de vardır. Her iki günde de yaptığınız eserler renkleri de desenleri de farklıdır. Bir ebruyu yaptığımda havaya fırladığım anlar oldu. Sembol eserlerim oldu. O eserlerimi ömür boyu saklamayı düşünüyorum. Eğer talip olan olursa onunla konuşup evine ziyaret görmek isterim.
Ben ebruyu çok geleneksel karanlık ve çok Arabi bırakmak yerine, onu modernize edip olabildiğince soyukt resme çevirmeye çalışıyorum. Ebru çok zor bir sanattır. Geleneksel kalmak istemedim. Bizim geleneksel motiflerimiz bellidir menekşe, sümbül, gül. Bir de Arapça kaligrafiler yapılıyor. Onları kimse anlamıyor. Çok dindar olan insanlar bile Arapça bilmediği için anlamıyor. Ben dualar yaptım ama o duaları sizlerin ve bizlerin okuyabileceği gibi italik harflerle yazdım. Ben de Müslümanım boynumda Allah adını taşıyorum. Ama din yüreğimizde olan bir şeydir. İlgilenenler olursa şayet o tabloyu duvara astıklarında çocukları olsun, duaları bilmeyen insanlar 3-5 okuyuşta öğrensinler”
İlk profesyonel ebru atölyesini 2002 yılında açan Mesiha Cebeci'nin “Sudaki İzler” sergisi, 2 Aralık Perşembe gününe kadar 10.00 ile 18.00 saatleri arasında gezilebilecek.
MESİHA CEBECİ KİMDİR?
İstanbul'da doğan Mesiha Cebeci ilk ve orta öğrenimini bu şehirde yaptı. Kültür Koleji’nde lise öğrenimini tamamlayan Mesiha Cebeci, 1970-1971 yıllarında İsviçre'nin Lozan kentinde Ecole Lemania'da Fransızca eğitimi aldı. Marmara Üniversitesi Fransız Filolojisi Bölümü'nü bitirdi. Sanatçı 1980 yılında Almanya'nın Frankfurt kentine yerleşti. Ebru sanatına Topkapı Müzesi’nde gördüğü çalışmalardan etkilenerek başlayan Mesiha Cebeci, Frankfurt'ta Stadelschule'de yağlıboya üzerine dersler aldı. Ebru atölyesini 2002 yılında açan sanatçı, çalışmalarına kendi atölyesinde devam ediyor. Ebru sanatının yanı sıra yağlıboya çalışmalar da yapan Mesiha Cebeci'nin çalışmaları Almanya ve Türkiye'de birçok ev ve işyerinin duvarlarını süslüyor.