Güncelleme Tarihi:
İzmir’in Poligon bölgesinde klasik bir kahvehane, köşede birkaç kişi gazete okuyor, birileri okey oynuyor, çayların ardı arkası kesilmiyor. Bu kahvehaneyi diğerlerinden ayıran ise sahibi Jale Büyükdemir. Kocaman gülümsemesiyle çay dağıtıyor, çalışanlarına hem otoriter hem şefkatli bir tavırla talimatlar veriyor, bir yandan da müşterileriyle harika bir iletişim içinde. İçeriye her giren “Günaydın Jale Hanım” diyerek, ‘her zamanki’ masasına yerleşiyor. 13 yıldır Billur Kahvehanesi’ni işleten Jale Büyükdemir, 55 yıl kahvecilik yapan bir babanın kızı. Esas mesleği anaokulu öğretmenliği. 6 yıl öğretmenlik 6 yıl da spor eğitmenliğinin ardından büyük bir borcun altına girmiş. Eşinden boşandıktan sonra taksicilikten hasta bakıcılığa çok sayıda iş yapmış. Belini doğrulttuğunda, kendi deyimiyle “tek atımlık kurşunu” kaldığında babasına yeni bir kahvehane açma fikrini götürmüş:
“Benim çocukluğum kıraathanelerde geçti. ‘Kızım şuraya çay götür, kızım şuraya ateş ver...’ Böyle geçti çocukluğumuz. Babam eski tip esnaflardandır, on numara adamdır ama otoriterdir, dediğim dediktir. O son iş yerini kapattıktan sonra etraftan ‘Senin baban bitti’ dediler. Ben de ‘Baba gel biz birlikte bu işe girelim’ dedim. Eski hatalarını yapmaması için yeminler ettirdim. 13 sene önce nargile ruhsatlı Billur Kahvehanesi’ni açtık. Ben bu kahvehaneye kendi kurallarımı getirdim. Örneğin eski esnaflık mantığında ‘Verirsin çayını beğenmezse gider’ derler. Ben müşteri memnuniyetini önemsedim, temizliği çok önemsedim. Hatta bazı müşterilerim ‘Evde temizlik vardı ondan kaçıyoruz, burada sen gelip temizlik yapıyorsun tepemizde’ diye espri yaparlar. Ama burası tertemiz olmalı yoksa rahat edemem. Kısacası ben bu kahvehanede kendi düzenimi kurdum. Babam da kısa süre içerisinde benim bakış açımın daha doğru olduğunu anladı, şimdi o da buranın düzenini çok seviyor, okey oynamaya geliyor. Benimle gurur duyuyor. Ben bir gün buradan yanlış davranan adamın birini kovaladım. Gitmiş babama şikâyet etmiş. Babam ‘Benim kızım seni kovaladıysa mutlaka bir sebebi vardır’ demiş.
ANAHTAR BIRAKIYORLAR
Peki müşteriler kadın kahvehane sahibine nasıl baktılar? “İlk açıldığında nasıl tepkiler aldınız?” diye soruyorum, Büyükdemir yanıtlıyor: “Tabii kıraathanede bir kadın görünce ilk olarak şaşırıyorlar. Ben burayı açtıktan sonra aileme yakın olsun diye dükkâna yakın bir ev tutmak istedim. Mahallede bana ‘Bu kız kıraathane sahibi ne olduğu belli değil’ gibi düşünerek ev vermediler. Gittim daha uzakta ev tutmak zorunda kaldım. Ancak aradan yıllar geçti, aynı insanlar şu an buranın müdavimi, bana güveniyorlar, gerektiğinde ev anahtarlarını bırakıyorlar.” “Peki bu süreçte sürekli kendinizi anlatarak mı önyargıları yıktınız?” diye soruyorum. Büyükdemir kendinden emin bir şekilde, “Hayır asla, kendi işime gücüme baktım. Bu mekânın duruşu belli, insanlar zamanla beni anlayacaktır diye düşündüm. Çünkü bu işte dişi yok kişi var” diyor.
EŞLERİNİ EVİME DAVET ETTİM
Jale Büyükdemir ilk dükkânı açtığında yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor: “Bizim dükkâna belediye çalışanlarından da gelenler olur, emekliler de gelir, her yaştan her çeşitten insan uğrar. Bazı müdavimlerin eşlerinin ‘Gitmeyeceksin o kahvehaneye kadından kahveci mi olur’ dedikleri kulağıma geldi. Böyle düşünmelerine çok üzüldüm ve hemen ortak tanıdıklar aracılığıyla müşterilerimin hanımlarını evime davet ettim. Onlarla da tanışalım, onlar da benim kahvehaneme gidip gelsinler istedim. Bir grup evime geldi tanıştık, hâlâ ilişkilerimiz devam ediyor. Ölen bir müşterimin eşi hâlâ bana uğrar.”
MÜDAVİMLİK ÖNEMLİ
“Bir kahve nasıl müdavim kazanır?” diye soruyorum: “Önce buraya bir oturur ortama bakar, sonra bir kez daha gelir bu artık deneme gelişidir. Eğer rahat ediyorsa, kendisini evinde gibi hissediyorsa, hizmetten memnunsa güler yüzlü bir ortam varsa gelmeye devam eder ve yavaş yavaş müdavime dönüşür. Benim buraya gelirken beş kahvehaneyi geçerek her gün gelen müşterilerim var.”
KAVGA EDEN BİR DAHA GELEMEZ
Kahvehaneler bir yandan da tartışmaların olabildiği, erkeklerin rahat rahat küfür kullandığı yerler. Büyükdemir’e tüm bunlarla nasıl baş ettiğini soruyorum. Büyükdemir öncelikle Billur Kıraathanesi’ne koyduğu kuralları anlatıyor:
“Bu kahvehanede insanların birbirine saygılı olmasını istiyorum. Bu konuda otoriterim. Birbirlerine serzenişte bulunmayacaklar, sorunlarını gelip bana anlatacaklar. Elbette karşılıklı hatalar yapılabilir ama kesinlikle bu bir kavgaya dönüşemez. Çünkü bilirler ki kavgayı çıkaran kişi bir daha bu mekâna sokulmaz. Çünkü mekâna saygı duyan karşısındakine de saygı duyar. Bunun dışında kadının olduğu yerde küfür bitiyor, argo azalıyor, kavga gürültü azalıyor. Bunun avantajını yaşıyorum. Diyelim ki beni mekânda görmemiş birisi, taşı atmış, küfür ediyor beni gördüğü zaman utanıyor, ‘Jale hanım sizi görmedim özür dilerim’ diyor.”
MAHALLENİN EMANETÇİSİYİM
“Biz burada düğünlerimizi birlikte yaşıyoruz, cenazelerde acıları paylaşıyoruz. Birimiz hasta olduğunda hasta ziyaretlerini birlikte yapıyoruz. Maddi durumu zorda olan birine hep birlikte destek veriyoruz. Kıraathane bir kültürdür, sen mahallelinin emanetçisisin, sokak satıcılarının pazarısın, sokaktaki kimsesizin tuvaletisin, soğukta kalanın sığındığı sıcacık bir yersin, ben bu kültürü ve burada oluşturduğumuz ortamı çok seviyorum.”
İLK KADIN ADAY BAŞKANLIK YARIŞINDA
Jale Büyükdemir pandemi döneminde kahvehanecilerin yaşadığı sıkıntıların kimse tarafından önemsenmediğini görünce Kahveciler Odası Başkanlığı’na adaylığını koymuş. Ocak ayında, sandıkta, 20 yıldır İzmir Kahveciler Odası Başkanlığı’nı yapan İsmail Hakkı Kırdır ile yarışacak:
“Pandemi döneminde nargile satmamız yasaklandı, hâlâ resmiyette serbest bırakılmadı. Aylarca kapalı kaldık. Kahveciler Odası’nı aradım; ‘Yapacak bir şey yok’ yanıtını aldım. Esnaf pandemide tek kuruş kazanmazken çöp vergisi, tabela vergisi, katı atık vergisi tüm bunlar alınmaya devam edildi. İşin içine girdikçe öğrendim muazzam adaletsizlikler yapılıyor. Bu süreçte beş kez Ankara’ya gittim. Aidat toplamak dışında hiçbir şey yapmayan bir Kahveciler Oda’sı var. Ben de bu adaletsizlik bitsin diye İzmir Kahveciler Odası Başkanlığı’na adaylığımı koydum. Projeler geliştirdim, esnaf ziyaretlerinde projelerimi anlatıyorum ama en başta şeffaflık sözü veriyorum. Kahveciler Odası’nı geçim kapısı haline getirmeyeceğime söz veriyorum.”
Esnafın kendisini çok pozitif karşıladığını söyleyen Büyükdemir, “Kraliçe gibi karşılanıyorum, insanlarda ‘kadın hizmette iyidir’ algısı var. Yılların kahvecisi olduğum için dürüstlüğüme inanıyorlar. Bu düzeni değiştirmeye geliyorum.”