Güncelleme Tarihi:
Sempozyumun açılışında konuÅŸan Merkez Müdürü Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, Türk kültüründe önemli bir yeri olan çayın insana mutluluk verdiÄŸini söyledi.  Sempozyumda çayın, ÅŸiir, edebiyat, tarih ve coÄŸrafyadaki yerinin inceleneceÄŸini ifade eden Prof. Dr. Naskali, yaklaşık 50 bilimadamı vearaÅŸtırmacının katıldığı toplantıda çayla ilgili bildiriler sunulacağını kaydetti.Â
MÃœ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Dölen de, 5 bin yıl önce Çin`de tıbbi tedavide, daha sonra da içecek olarak kullanılan çayın Türkiye`ye 19. yüzyılın sonlarına doÄŸru geldiÄŸini hatırlatarak, "Çay,Türkiye`ye cumhuriyet ile gelen bir içecektir. 1930-1940`lı yıllarda kiÅŸi başına düşen çay tüketimi yılda 60 gramken, bugün 2,5 kilograma çıkmıştır" dedi.Â
   Â
ÇAY NASIL İÇİLİR?
    Â
Daha sonra yapılan oturumda 'Åžifa Bitkisi Çay' baÅŸlıklı bildiri sunan MÃœ Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Enver Töre, çayın yararlarının yanında yanlış içimi sonucu zararları olabileceÄŸini dile getirdi.Â
Doç. Dr. Töre, çayın kendi başına asla kilo yapmadığına iÅŸaret ederek, ÅŸunları kaydetti:Â
"İçinde taşıdığı zengin mineraller sayesinde birçok hastalığa iyigelen çay, Türkiye`de bilinçsiz bir şekilde, hiç ara vermeden sabahtanakşama kadar içiliyor. Çayın, yemeklerden 1-2 saat önce veya sonra, şekersiz ya da az şekerli, günde 5-6 bardağı geçmeden açık içilmesi kiyor. Yemeklerden hemen sonra içilen çay, yemekle birlikte aldığımız demiri yeterli miktarda emilemez hale getirdiği için vücuttakansızlığa yol açıyor. Yani çayın bilinçsiz içilmesi, kansızlığa, demir eksikliğine, damar sertliğine, sinirliliğe, gerginliğe ve uykusuzluğa, ayrıca mide asit salgısını artırarak gastrit ve ülsere neden oluyor.
Çayın, doğru içildiğinde birçok hastalığa karşı önemli bir reçete olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Töre, cildin daha canlı ve parlak görünmesini sağlan çayın kısırlığı önlediğini, sindirim ve boşaltım sistemine yardımcı olduğunu, kandaki pıhtılaşmayı ve iltihaplaşmayı giderdiğini, kolesterol ve tansiyonu düşürdüğünü, diş çürümelerine karşı koruyucu etkisi olduğunu anlattı.
Doç. Dr. Töre, araÅŸtırmalara göre, günde 4 bardak yeÅŸil çayınnmayı geciktirdiÄŸini, adaçayının astım, hazımsızlık, mide bulantısına, böbrek ve mesane taÅŸlarının düşmesine iyi geldiÄŸini, ıhlamur çayının ise kolesterol ile yüksek tansiyonu dengelediÄŸini ve uyku verdiÄŸini söyledi.Â
Kekik çayının da grip, anjin, astım ve bronÅŸite yararlı olduÄŸunu kaydeden Doç. Dr. Töre, papatya çayının gaz giderdiÄŸini, elma çayının ses kısıklığına, kuÅŸburnu çayının da vitamin zenginliÄŸi nedeniyle birçok rahatsızlığa iyi geldiÄŸini sözlerine ekledi.Â
Â