Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin mülteciler için 7 milyar doların üzerinde para harcadığını belirterek, "Avrupa ülkeleri Türkiye'den göçmen alırken kriterler koyuyor. 'İyi eğitimli olsun' diyor. 'Fazla çocuğu olmasın, mümkünse de benim dinimden olsun.' Çok özür dilerim ama hayvan pazarından hayvan mı seçiyorsunuz? Bunların yaklaşımı bu" dedi.
Çavuşoğlu, bu insanların evlerini terk ettiklerini, yakınlarını kaybettiklerini dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye olarak Irak ve Suriye'den gelenlere hiç ayrım yapmaksızın açık kapı politikamızla hepsini kabul ettik. İmkanlarımız doğrultusunda onlara kamplar yaptık. 25 tane kampta ağırlıklı olarak Suriyeliler olmak üzere 270 bin civarında Suriyeli ve Iraklı yaşıyor. Kuzey Irak'ta da iki tane kamp kurduk. Orada da 40 bin insan yaşıyor. Türkiye'de yaşayan 2 milyon Suriyelinin hepsi kamplarda değil. Bazılarının imkanları var, ev tutmuşlar. İmkanları olmayan insanlar da var. Bu zor şartlarda o insanlara her türlü imkanı vermeye çalışıyoruz. Bu insanlar keyfinden Türkiye'ye gelmediler. Bu insanlar, kadınlar, çocuklar sığınacak bir yer aradılar. İnsanların çok daha fazla hizmete de hakkı var. Her şeyden önce insan olduklarını unutmamamız lazım. Türkiye olarak üzerimize düşen görevi yapıyoruz. Daha fazlasını da yapalım diyoruz. Şimdiye kadar 7 milyar liranın da üzerinde para harcadık. Bize tüm uluslararası camiadan gelen yardım miktarı 430 milyon dolar."
Uluslararası camianın durumu yeni yeni anladığını ve "Türkiye ile işbirliği yapalım" dediklerinin altını çizen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Kimseden para dilenmedik ama yüzlerine de her ortamda söyledik. Bu insanlara yardım etmekte niye cömert davranmıyorsunuz? Bu insanlara niye yardım etmiyorsunuz? Bu yükü niye paylaşmıyorsunuz. Gelin daha fazlasını yapalım. Avrupa ülkeleri Türkiye'den göçmen alırken kriterler koyuyor. 'İyi eğitimli, fazla çocuğu olmasın ve mümkünse de benim dinimden olsun' istiyor. Hayvan pazarından hayvan mı satın alıyorsun? Bunların yaklaşımı bu. Ama şimdi kendi başlarına gelmeye başlayınca paniklediler. İngilizce'de 'Akşamdan sonra günaydın' diye bir tabir var. Avrupa'nın düştüğü durum da bu. Bu insanlar denizlerde ölmesin. İnsan kaçakçılarının elinde kurban olmasınlar. Bu insanlar da en temel haklarına kavuşsunlar. Bir gün kendi ülkelerine ve şehirlerine dönebilsinler."