'Çatlayın patlayın AKM'yi yıktık'

‘TARİHİ CAMİLER AHIRA ÇEVRİLDİ’
“Türkiye uzun yıllar, sanat, kültür ve tarih deyince sadece belli bir dönemi, belli bir kalıbı esas alan, kısır ve dar bir bakış açısının esiri olmuştur. Bizans’tan çok Bizansçı, Batı’dan ziyade Batıcı ama her halükârda milletin değerleriyle kavgalı bu zihniyet, ecdadın bıraktığı mirasın kıymetini bilememiştir. Tarihi camilerin bir kısmı müzeye, bir kısmı depoya, maalesef bir kısmı da ahıra çevrilmiştir. Suriçi’nde ne yazık ki, o tek parti döneminde 300’ü aşkın mescit yok edilmiştir. Dönemin CHP’si asırlık kültür hazinemizi kendi ifadeleriyle, ‘bir gerilik numunesi’ olarak kabul etmiştir. Bu sakat anlayıştan İslam sanat eserleri de nasibini almıştır.

BUNLAR MODERN BEDEVİLER
Bu tepeden inmeci, baskıcı, Jakoben anlayışın bugün de bazı sözüm ona sanat çevrelerinde devam ettiğine şahit oluyoruz. Gezi olaylarına destek vermeyen sanatçılarımızın, bu çevrelerce nasıl hedef gösterildiğini gayet iyi biliyoruz. Çapulcularla kol kola yürümedikleri, vandallığa, sokak terörüne prim vermedikleri için sanatçılarımızın nelerle tehdit edildiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Milletimizden yedikleri onca tokada rağmen, akıllarını başlarına toplamıyorlar. Gezi’de yaptıklarını, Zeytin Dalı harekâtına destek için bölgeye giden sanatçılarımıza yaptılar. O zaman sanatçılarımızı nasıl linç ettilerse, bugün de aynı ahlaksızlığı, aynı haydutluğu sergilediler. İçlerinde biriktirdikleri kin, nefret ve husumeti, gazete köşelerinden, TV ekranlarından, sosyal medya hesaplarından ortalığa boca ettiler. Bunlar zihniyet itibarıyla modern bedevilerdir. Kendi kabilelerinden olmadığı sürece ne kadar büyük olursa olsun ne bir sanatçının, ne de bir sanat eserinin bunların gözünde kıymeti vardır. Bunların gözünde vatana ihanet etsen bile menfaat kurumuna ihanet etmediğin sürece makbulsün.

KALBİ KURUMUŞ DEMEKTİR
Bugünlerde bazı nankörlerin, bazı köksüzlerin, gözlerini Türk milletine düşmanlığın kör ettiği bazı idraksizlerin ülkemizi yaşanmaz bulup yurtdışına gitmekten söz ettiklerini duyuyorum. Yıllardır görevlerimiz gereği dünyadaki ülkelerin çok büyük bir bölümüne gittik, az çok hepsiyle ilgili bir kanaat edindik. Eğer Türkiye’de yaşamayı kendine yük sayanlar varsa şunu bilsinler ki aradıkları yer bu dünyada değildir. Türkiye’de yaşayamayan, hele hele İstanbul’da yaşamaktan usanan biri ülkemize değil, hayata küsmüş demektir. Aslında bunlar için bir ofis açıp, bilet paralarını da verip göndermek lazım. Çünkü bunlar, bu ülkeye yük, yük. Bir taşına cümle Acem mülkünün feda edildiği, dünyayı aydınlatan ve ısıtan güneşle bir tutulan İstanbul’u beğenmeyenin kalbi kurumuş demektir. Dert başka... Türk milletinin bir mensubu olmak, bizim için şereflerin en büyüğüdür.” 

İNANMIYORSAN İNANANLARLA DEVAM EDERİZ
Kur, enflasyon ve faizle ilgili tespit ve uyarılarda bulunan Erdoğan şunları söyledi: “Bakıyorsun, afra tafra. Atıp tutuyorlar. Yok ekonomi şöyle, yok ekonomi böyle. Ne diyorsun ya. Bakıyorsun bazıları diyor ki, yok kurda şöyle oluyor, yok böyle oluyor. Batsın sizin kurunuz ya, ne kuru? Biz dimdik yolumuza devam ediyoruz. Güçlüyüz ve yatırımların ülkesiyiz. Varsın birileri kendi hayal dünyalarında, kendi sırça köşklerinde yaşamaya devam etsin. İnanmıyorsan kusura bakma arkadaş biz bu işe inananlarla yola devam ederiz. Batmış, bitmiş bir Türkiye’yi aldık. Nerden nereye getirdik. Bunları nasıl konuşursunuz? Konuşamazsınız bunları. Hele hele sorumluluk mevkiinde olanlar bunları hiç konuşamaz. Çok dikkatli olmaya mecburuz. Ha inanmıyorsan, kusura bakma arkadaş biz bu işe inananlarla yola devam ederiz. Kimse bu iktidarı zayıf göstermeye gayret etmesin. Türkiye büyümede ne yaptı? 7.4 ile G-20 ülkeleri arasında bir numara oldu. Ama çıkıyor birileri garip şeyler konuşuyor. ‘Ekonomi şöyle’, ‘ekonomi böyle’. ‘Dikkatli olmamız lazım’. Yahu dikkatli her zaman olacaksın zaten.”

ÇATLAYIN PATLAYIN AKM'Yİ YIKTIK
“Ülkemizde son 15 yılda bir çok alanda olduğu gibi kültür ve sanat alanında da tabuları yıktık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şöyle devam etti: “En büyük, fiziki mekâna sahip çıkma dönemi, iktidarımız döneminde olmuştur, Onlar yıktılar, biz yaptık. Hiçbir şeyi görmeden yaptıkları gösterileri hatırlayın. İstanbul’da Harbiye Kongre Merkezi gibi bir merkezi yaparken, orada bir ‘Muhsin Ertuğrul’u, daha büyüğünü, daha modernini yapacağız’ dediğimiz halde üzerimize geldiler. Yaptıktan sonra da sus pus oldular. Şimdi orada yerin kat ve kat altında 3 bin kişilik dev bir kongre merkezimiz, gösteri merkezimiz var.
Atatürk Kültür Merkezi’ni Türkiye’nin bir numaralı opera binası olarak yapıyoruz. Çok bağırdı Geziciler. İstediğiniz kadar bağırın, çatlayın, patlayın. Bak, yıktık. İnşallah kısa zaman da orada dünyada sayılı, muhteşem bir opera binasını, çok amaçlı olarak yapıyoruz. Proje zaten çoktan bitti. İhalesi, her şeyi bitmiş vaziyette. Kültür ve sanat alanına hâkim olan, adeta burayı kendi arka bahçesi olarak gören zümrenin tahakkümüne son verdik. Cumhuriyet tarihi boyunca bir tane eser koyun ya. Bir tane fiziki mekân ortaya koyun be. Biz geldik, bu eserleri biz yapıyoruz. 81 vilayetimizde yapacağız. Niye? Sanatı olmayan bir milletin, şah damarı kopmuş demektir. Sanat ve sanatçıların arasında ayırım yapmadan, güzeli, kaliteyi ve başarıyı desteklemenin çabası içerisinde olduk.”

O BAŞBAKANA KOSOVALI HESABINI SORAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 FETÖ’ cünün MİT tarafından Kosova’dan getirilmesiyle ilgili şunları söyledi: “Milli İstihbarat Teşkilatımız Kosova’da operasyonla bunların Balkanlar’daki en üst düzey yöneticilerini paketlediler. Ama üzüntüm var. Kosova’nın başbakanı tuttu istihbaratın başındaki kişi ile içişleri bakanını görevden aldı. Ey Kosova’nın başbakanı! Kimin talimatıyla böyle bir adım attın. Sen ki o Kosova’nın dünyada ABD bir, ikinci sırada biz tanıdık. Bundan haberin yok mu? Kosova’yı bir kardeş olarak bağrına basan Türkiye’ye darbe girişiminde bulunan bu adamları nasıl beslersin. Bunun hesabını sen de vereceksin. Benim tanıdığım bildiğim Kosovalılar sana bunun hesabını soracaktır.”