Güncelleme Tarihi:
Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun'un hazırladığı iddianamede Fetullah Gülen, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca'nın yanı sıra şu isimler "sanık" olarak yer aldı: "Abdülkadir Aksoy, Abdullah Aymaz, Abdulletif Tapkan, Ahmet Can, Ahmet Kara, Ahmet Kirmiç, Ahmet Kurucan, Ahmet Şahinalp, Alaeddin Kaya, Ali Bayram, Ali Çelik, Ali Çelik, Ali Ursavaş, Bahattin Karataş, Barbaros Kocakurt, Bekir Baz, Cemal Türk, Cemal Uşak, Cemil Koca, Cevdet Türkyolu, Dilaver Azim, Faruk İlk, Halit Esendir, Hamdi Akın İpek, Hamdullah Bayram Öztürk, Harun Tokak, Hüseyin Kara, Hüseyin Saruhan, İbrahim Kocabıyık, İlhan İşbilen, İrfan Yılmaz, İsmail Büyükçelebi, İsmail Cingöz, İsmet Aksoy, Kazim Avcı, Kudret Ünal, Mahmut Akdoğan, Mehmet Ali Büyükçelebi, Mehmet Ali Şengül, Mehmet Erdoğan Tüzün, Mehmet Hanefi Sözen, Muammer Türkyılmaz, Murat Karabulut, Mustafa Yeşil, Mustafa Muhammet Günay, Mustafa Özcan, Mustafa Talat Katırcıoğlu, Naci Tosun, Necdet Başaran, Necdet İçel, Nevzat Ayvacı, Osman Hilmi Özdil, Osman Karakuş, Önder Aytaç, Rahmi Bıyık, Recep Uzunallı, Reşit Haylamaz, Rıdvan Akovalı, Sadettin Başer, Sadık Kesmeci, Sait Aksoy, Selman Kuzu, Suat Yiğit, Suat Yıldırım, Süleyman Tiftik, Süleyman Uysal, Şerif Ali Tekalan, Talip Büyük, Tuncay Delibaşı ve Ziya Demirel."
FETÖ'nün kamu kurumlarında kadrolaşarak, devlet içinde devlet olarak ayrı hiyerarşi ve iş bölümüne göre kamu faaliyetleri yürüttüğü vurgulanan iddianamede, "Devletin derin bir yapının eline geçmesini acziyet içerisinde izlemesi, seyretmesi beklenemez." değerlendirmesinde bulunuldu.
İddianamede, FETÖ soruşturmasının, çeşitli ihbar dilekçelerinde varlığından bahsedilen örgütün devleti ele geçirmek üzere olduğu, anayasal düzeni zorla değiştirebileceği ve kamu idarelerinden gelen suç ihbarlarında örgütlenmenin ciddi olduğunun iddia edilmesi üzerine, örgütün varlığına dair yeterli somut deliller bulunması ve kamuoyunda mağduriyetlere yol açan uygulamaları tespit edilerek başlatıldığı belirtildi.
Devlet kurumlarını ele geçirmek, anayasal düzeni yıkarak yerine otoriter, totaliter bir "cemaat oligarşisi/zümre hakimiyetine dayanan devlet düzeni" kurmak ve hükümeti devirmeye teşebbüs etmek suçlarına ulaşmak için kurulan örgütün, ekonomik, insan kaynakları ve nihai maksatlarının ne olduğunun belirlenmesi amacıyla soruşturma başlatıldığı bildirilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Fetullah Gülen cemaatinin bütün faaliyetleri değil, bu cemaatin içine sızdığı ileri sürülen bir suç veya terör örgütlenmesi grubunun paralel devlet yapılanmasının eylemleri soruşturmanın konusudur fakat cemaatin yapısı, işleyiş tarzı ve cemaat üyelerinin bilmeden bu örgütlenme tarafından kullanılmış olması nedeniyle soruşturmada zorunlu olarak bazen suç işleyenler dışında kalan kesimlerle ilgili de değerlendirme ve bilgilere yer verilmesi zorunluluğu duyulmuştur.
Bu soruşturmanın, dini cemaat kabul ederek salih niyetle hukuk dışına çıkmadan faaliyet yürüten kimselerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Bu soruşturmanın konusu Fetullah Gülen tarafından kurulup yönetilen örgütün devlet içerisindeki yapılanması ve bu yapılanmanın faaliyetlerinden oluşmaktadır."
HARİÇ TUTULDULAR
Soruşturmanın amacının, örgütün siyasi bir faaliyeti ve amacı, devlete ve hükümete yönelik ele geçirme amaçlı bir örgütlenme olup olmadığı, örgütün işlediği suç varsa kimlerin karıştığı, yoksa da bu örgütlenmenin neden suçlandığını ortaya koymak olduğu belirtilen iddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Örgütün evinde kalan, yurtlarında barınan veya okul ya da dershanelerinde öğrenim gören gençler, dershane, özel okul ve yurtlarda faaliyet yürüten öğretmenler ve yöneticiler, aynı şekilde örgütün emrinde faaliyet yürüten dernek, vakıf, banka veya ticari şirket çalışanları, bu örgütün elindeki iş yerlerinde ücretli çalışan, emeği ile geçinen kimseler, açıkça bir suça karışmadıkları sürece sırf bu irtibatları ceza sorumluluğu doğurmadığından özellikle soruşturma dışında tutulmuştur. Fethullah Gülen örgütünün sempatizanı olup bu örgütü dini bir kuruluş sanarak cemaatle gönül bağı bulunanlar da soruşturma harici tutulmuşlardır."
FETÖ'nün, suç işlemesi için sorumluluk alan yönetici veya üye olarak azmettirdiği ya da iştirak ettiği suçlardan sorumlu tutulmasının esas olduğu aktarılan iddianamede, "Cemaatin inançlı, temiz, bütün işlerini Allah rızası için yapan samimi mensupları, kasten bir suça karışmadıkları sürece ceza hukuku alanının dışındadır. Sırf bu harekete mensup olmak, cezalandırma için yeterli değildir. Hizmet hareketi içerisinde kandırılan veya kullanılan geniş kitle bu soruşturmanın konusu dışındadır." ifadelerine yer verildi.
Daha önceden FETÖ'nün içinde bulunup sonradan vaziyeti görerek pişmanlığını ihsas edecek davranışları ile bu yapıdan ayrılan kişilerin yönetici düzeyinde sorumluluk almış olsalar bile soruşturma dışında tutulduğu kaydedilen iddianamede, "Devletin şefkat ve merhametine sığınan, örgüt ile irtibatını kesen hiç kimse bu soruşturmanın içerisine alınmamış, durumları hassasiyetle değerlendirilip soruşturma dışı tutulmuştur" denildi.
İddianamede, soruşturma konusunun, örgütü fiilen yöneten, örgütün işlediği suçların ne olduğunu bilen ve örgütle ilgili gerçeği öğrendikten sonra bu faaliyet içerisinde devam edip kasten suç işlemeyi sürdürenler olduğu vurgulandı.
Örgütün, "Tek kişiyi kutsal, insanüstü, yarı tanrı gibi görüp onu muhterem sayarak iman ettiği için" liderinin adı ile anıldığı belirtilen iddianamede, örgüt mensupları ve sempatizanlarının, kendilerini belirsiz şekilde "hizmet hareketi", "camia" ve nadiren de "cemaat" olarak isimlendirdikleri bildirildi.