Güncelleme Tarihi:
Sevgi İrak, İstanbul’un Çatalca ilçesinde, ortak olarak çalıştığı emlakçıda yoğunluktan başını kaşıyacak vakit bulamıyor. Mesai saati bitiminde bir araya geldiğimiz Sevgi İrak, “Emlakçılık büyük bir güven ve özveri işi, kafanızı çok çalıştırmanız çözüm odaklı olmanız gerekiyor. Bugünlere gelmek için çok emek sarf ettim. Şimdi çok çalışmaktan da yaptığım işten de çok mutluyum” diyor. Sevgi İrak, filmlere konu olabilecek hikâyesini şöyle anlatıyor:
“Babam oto elektrikçisi. Orta ikinci sınıfa kadar okudum, küçük yaşta da çalışmaya başladım. Önce bir kuaförün yanına girdim sonra çikolata fabrikasında işe başladım. Bu arada çocuklarımın babasıyla tanıştım. Eşimin ikinci evliliğiydi, ailem izin vermeyince kaçarak evlendim. Evlendikten bir sene sonra da ilk kızımı aldım kucağıma. Ancak eşimin aşırı kıskançlığı yüzünden evliliğin yürümeyeceği daha ilk dönemlerden belliydi. Kavgalı bir dönemden geçtiğimiz sırada ikinci çocuğuma hamile olduğumu öğrendim.
DIŞARIDAN OKUDU
Okulu dışarıdan bitirmeye karar verdim. Önce ortaokul sonra lise sonra da iki senelik halkla ilişkiler bölümünü okudum. Lisedeki öğretmenim ‘Neden zamanında okumadınız’ diye sitem etti. O kadar rahat okudum ki 2.5 senede liseyi tamamladım. Genç kızken babamla inatlaşmasaydım eğitim anlamında çok başka yerlerde olabilirdim.”
Bu süreçte çok sayıda işe giren ve yine kıskançlık yüzünden ayrıldığını söyleyen Sevgi İrak üçüncü bebeğine hamile kalmış. Ardından eşiyle büyük bir kavganın ardından kızlarının “Anne neden hâlâ ayrılmıyorsun” sözleriyle artık kendisine yeni bir yol çizmeye karar vermiş. Dokuz ay süren sancılı bir boşanma süreci geçiren Sevgi İrak, “Gerçekten zor günlerdi. Çocuklar babayı da seviyor anneyi de ama evde o büyük kavgaları görmek istemiyorlar. Boşanma sürecini başlattım ve ayrıldık” diyor.
LAKABIM ‘HALLEDERİZ SEVGİ’ OLDU
Sevgi İrak, Çatalca gibi küçük bir yerde kadın emlakçı olmanın zorluklarını şöyle anlatıyor:
“Kadın olarak ciddiye alınmadığınız çok oluyor. İş bittikten sonra sizin hakkınızı vermemek için ortadan kaybolanlar oluyor. Hakkımızı savunmak için büyük mücadeleler veriyoruz. Zaten tapudaki memur arkadaşlar bana ‘Hüseyin abi’ diye isim taktı. Bir gün çay içiyoruz. Çaycıya ‘Hüseyin abiye de çay’ dediler. Çaycı geldi, ‘Hüseyin Abi kim’ diye bakıyor. ‘Benim Hüseyin abi’ deyince hepimiz çok güldük. Kendi çalıştığım emlakçıda ise lakabım ‘Hallederiz Sevgi’. Çünkü kafaya koyduğum şeyi hallederim, benden kaçmaz. Kendinize inandıktan sonra her şey o kadar rahat ki aslında. Ama kadınlar kendi içlerindeki gücü keşfetmeli. ‘Yapacağım’ demeli.”
Şu an büyük kızının üniversite sınavlarına hazırlandığını söyleyen İrak, “Çok şükür çocuklarıma yeten bir anne oldum. Büyük kızım gitar çalıyor, ortanca kızım bateri... İş yoğunluğum sebebiyle kızlarıma zaman ayırmakta zorluk çektiğim çok oldu. Ama çalışan bir anne olarak kızlarıma çok güzel örnek olduğumu düşünüyorum. Boşandığımdan beri her Kurban Bayramı’nda çocuklarımla tatile gidiyoruz. Kız çetesi gibi, arkadaş grubu gibiyiz” diyor.
Emlak bürosunda çaycılıkla kalmadığını ve hızlıca işleri öğrenmeye başladığını anlatan İrak, iş arkadaşlarının desteği ve bilgilerini paylaşmasıyla 8 ayın sonunda ilk evini satmış: “Araştırmayı ve iş bitirmeyi çok seven bir insanım. Bu sebeple tapuda ve belediyede herkes beni sever. Emlakçılık, muamelecilik bunlar öyle göründüğü kadar kolay değil. Çalıştıkça kendime müşteri portföyü oluşturdum. Sattığım ev veya arsadan elde edilen gelirin yarısı benim yarısı emlak şirketinin oluyor. Alış satış işlerini hızlı ve doğru yapmaktan dolayı ünüm çok yayıldı. Bu işte hem avukatlık hem muhasebe hem matematik bilgisi lazım. Tapu konusuna hâkim olmak lazım. Araştırmayı çok seviyorum. Hata yaparak doğruyu öğrendim. Ben yapabildiğimi gördüm herkes de yapabildiğimi gördü. Borçlarımı kapattım ve çok keyif aldığım bir iş sahibi oldum.”
MİKROKREDİ SAYESİNDE ÇATALCA’DA BÜFE AÇTI
Mikrokredi, Sevgi İrak’ın hayatını değiştirmiş ve Çatalca’da bir kadın ortağıyla birlikte büfe açmış. İrak, “Mikrokredi kurumunun eğitimlerine katıldım. Orada kadınlar birbirimize kefil oluyoruz ve iş kurma fırsatımız doğuyor. Benim ilk esnaflık deneyimim büfecilikle oldu. İnsan ilişkilerini ve dengeyi öğrendiğim bir yerdi” diyor. Daha sonra taşeron bir şirkette kapı numara güncellemesi işinde çalışan İrak, 1 sene boyunca Çatalca, Silivri, Büyükçekmece’deki binaların fotoğraflarını çekerek kapı güncellemesi yapmış. İşin Tekirdağ’da devam etmesi nedeniyle anaokulu öğretmenliğine başlayan İrak, şimdi ortağı olduğu emlakçıya çaycı olarak girmiş. İrak anlatıyor:
ESNAFLIĞIN FAYDASI
“Çatalca köy gibi bir yer. Emlakçı olarak çalışan kadınlara iyi gözle bakmıyorlar ama ben asla böyle düşüncelerde değildim. Emlakçının sahibi beni çaycı ve aşçı olarak işe aldı, bir de kağıt işlerini yapmamı istedi. İlk gün imardan bir dosya sormamı istediler. Hemen imarda çalışan bir arkadaşımı aradım. Başka bir şey istediler, hemen oradaki arkadaşımı aradım. Ben hem esnaf bir babanın kızıyım hem de kendim esnafım. Ancak patronlarım bunu yanlış anlamış. Patronum ertesi gün beni işten çıkarttı. Neden olduğunu anlayamadım, büyük bir üzüntü yaşadım. Çünkü 3 çocuk var, bir gün bile işsiz kalma lüksüm yok. Daha sonra bu kadar çok insanı tanımamdan dolayı beni yanlış anladığını söyledi. Daha sonra çok sevdiğim emlakçılık kariyerimde büyük yardımları oldu.”