Güncelleme Tarihi:
İstanbul Tıp Fakültesi, bahçesinde gelişigüzel araç çeken çekici firmayı sözleşme Şubat sonunda bitmesine rağmen attı. Bahçeden çekicinin çıkarılması hastanenin otopark sorununu çözmedi. Tek çözüm ise hastaneye çok katlı otopark yaptırmak.
İstanbul Tıp Fakültesi'ne günde 12 bin araç giriş çıkış yapıyor. Hastanede görev yapan öğretim üyeleri ve diğer çalışanlara ait araç sayısı 1200. Fakültenin alanı ise çok dar. Eldeki otopark alanı hastane çalışanlarının araçlarına bile yetmiyor. Kampüsün araç kapasitesi, düzgün olarak park yapıldığında 761 araç.
Hastanenin konumu da çok kötü. Millet Caddesi ve Vatan Caddesi arasında bulunuyor. Bir caddeden ötekine geçmek isteyen hastaneyi geçiş yolu olarak kullanıyor. Çevredeki esnaf da hastane bahçesini park alanı yapmış. Bunları önlemek için geçen Ekim ayından beri hastanenin giriş çıkış kapılarına bariyer sistemi kuruldu.
Bunun üzerine trafik yoğunluğu yüzde 25 azaldı, ama hastane içindeki otopark karmaşasını önlemeye yetmedi. Hasta ve hasta yakınları park alanı yeterli olmadığı için uyarıcı trafik levhaları olmasına rağmen yol kenarlarına ve diğer acil girişlere park ederek trafik çıkışını engelliyorlar. Acil girişlerini ve ambulans manevra alanlarını açtırmak için eski dekanın döneminde Serdar Oto Pazarlama Servis ve Kurtarma Hizmetleri Şirketi adlı firma ile anlaşılmış.
Görevi suiistimal etti
Ancak şirket sadece acil girişlerine park eden araçları çekmekle kalmayıp yol boyunca park edenleri de çekti. Bu durumdan şikayet eden vatandaş sayısı arttı. Basın Çapa'daki trafik kaosunun üzerine gitti. Dekanlığa da Valilik, Kaymakamlık ve Büyükşehir'den ‘‘orası otopark mı’’ diye dilekçeler gelince çekici bahçeden çıkartıldı.
Çekici şirket ile fakülte arasındaki sözleşme Şubat sonunda bitiyor. Sözleşme resmen iptal edilmese de Dekan Prof. Dr. Faruk Erzengin'in emriyle anlaşma devre dışı bırakıldı: ‘‘Bizden önceki yönetim bu şirketi kiralamış. Hastanenin bu işte bir karı yok. Çok cüzi bir para hastane vakfına bağışlanıyor. Bu ay sonunda sözleşmeleri bitiyor. Onlar amacın dışında hareket etti ben de emirle çıkarttırdım.’’
Dekan Erzengin'in söylediklerinden akla neden özel bir şirket de Trafik Vakfı'nın çekicisi değil sorusu geliyor. Yanıtı Hastane Müdürü Muhtesim Cimşit veriyor: ‘‘Trafik Vakfı'na haber veriliyor ama günde bir ya da iki araç çekiyorlardı. O da rica minnetle. Hem de saatlerce bekletiyorlardı. İş görmüyordu yani. Şikayetler de artınca eski dekanın zamanında bu iş yönetim tarafından özel bir firmaya verilerek böyle bir çareye başvurulmuş.’’
Geçen pazartesiden itibaren çekici bahçeden çıktı. Ama bu hastanedeki park sorununa bir çözüm getirmedi, aksine fakülte içindeki trafik arapsaçı olmuş durumda. Şimdi hastanenin güvenlik elemanları, kahyalar ve trafik polisleri canhıraş arabaları tek tek, düzgün bir şekilde park ettirmeye çalışıyor. Hastane Müdürü Muhtesim Cimşit görevlileri yollara dizmenin çözüm olmadığını, çözümün otopark bulmak olduğunu söylüyor: ‘‘Vatandaş arabasını yolun üstüne, ambülans girişlerinin önüne park ediyor. Bütün adamları yollara dizsek ne yazar. Vakıf Gureba ile bir anlaşma sağlanabilirse bu arapsaçı da çözülecek.’’
Çapa trafiği kaos
Dekan ‘‘araç çekme’’ fikrine hepten karşı: ‘‘Acile hasta getiren bir insanın arabasını çekmek kadar feci birşey olabilir mi?’’ diyor. Dekanın bahçedeki otopark sorunu karşısındaki çaresizliği tıpkı yukarıya tükürsen bıyık, aşağıya tükürsen sakal misali: ‘‘Vatandaş üç gündür perişan. Tıkamayın diyoruz park ediyorlar. Çekiyoruz hocasından personeline vatandaşına kadar herkes şikayetçi. Çekmesen gidip park ediyorlar.’’
Dekan Erzengin otopark yapılana kadar bize müsaade edin diyor. ‘‘Yerimiz dar. Yana genişleyemeyiz. Dikey genişleyeceğiz. Deneysel Tıp Araştırma'nın (DETAM) arkasına 11 katlı otopark yaptırmak için ihaleye çıkacağız. Bir senede biter.’’