Güncelleme Tarihi:
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Alacakaptan, birinci “Ergenekon” davasının tutuksuz sanıklarından İlhan Selçuk'un da avukatlığını yaptığını ifade ederek, “Gürbüz Çapan ile İlhan Selçuk birbirini seven iki insandır. İlhan Selçuk, kafasındakini kimseye belli etmeyen ketum, fazla konuşmayan, ama çok etkili birisidir” diye konuştu.
Çapan'a sorulan sorulara bakıldığında mahkemenin dosyayı okumadığının anlaşıldığını savunan Alacakaptan, “Tuncay Güney 2001'deki mülakatında Çapan'ın Cumhuriyet Gazetesine mali kaynak sağlamak için kurulan holdingin yüzde 100'üne sahip olduğunu söylemiş. Bu beyanla karşılaşan savcının yapacağı iş ticaret sicili gazetesini getirtmek olacaktır. Çapan'ın hisse alması 2004 yılındadır” diye konuştu.
Alacakaptan, 65 yıldır Cumhuriyet Gazetesi okunan bir aileden geldiğini, iktidarların daima bu gazeteden rahatsız olduğunu belirterek, Cumhuriyet Gazetesinin “öcü” gibi görünmesinin insanı rahatsız ettiğini kaydetti.
Çapan'ın İlhan Selçuk'a “ağabey” dediğini ifade eden Alacakaptan, “Yaşı benden büyük olduğu için benim bile 'ağabey' demem gerekir. Çapan'ın suçu İlhan Selçuk'a 'ağabey' demesidir. 'Ağabey' diyen Gürbüz ne yapmış, telefonda konuşmuş. Telefon konuşmalarından bir sonuç çıkar mı? Bundan bir suçun unsurlarını toparlayamazsınız. Ben sanık olsam hepsini kabul ederdim” dedi.
“BENİ ÇIKARIN BURADAN”
El bombalarıyla, gömülen silahlarla anayasanın ihlal edilemeyeceğini savunan Alacakaptan, mahkemenin işinin bu davada zor olduğunu söyledi.
Alacakaptan, “Gürbüz Çapan, hiçbir suçu işlememiştir. Basit cümlelerle ama hep içten gelen davranışlarıyla da savunmasını yaptı. Tutuklama bir tedbir ve bir istisnai olaydır. Niçin kaçma şüphesi olduğunu, niçin delilleri bozma tehlikesi olduğunu delilleriyle beraber ortaya koymanız lazım” şeklinde konuştu.
Çapan da bu davanın hiçbir yerinde olmadığını belirterek, “Zorla çakılmış durumdayım. Beni çıkarın buradan” dedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, duruşmayı 21 Ocak Perşembe günü saat 09.00'a bıraktı.