Güncelleme Tarihi:
Şanverdi, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, kazayla ilgili araştırmalar derinleştikçe şüphelerinin ve soru işaretlerinin arttığını söyledi.
Kaza konusunda ilgili makamlardan bir çok talepleri olduğunu, ancak bunların büyük çoğunluğunun hala karşılanmadığını ileri süren Şanverdi, “Kazanın üzerindeki sis perdesi devam ediyor” dedi.
TBMM'de kurulan araştırma komisyonunun şu ana kadar yalnızca 2 defa toplanabildiğine de dikkati çeken Şanverdi, “Komisyon karınca hızıyla ilerliyor” dedi. Komisyonunun çalışma süresi olan 3 ay içinde bir sonuç almasının mümkün olmadığını iddia eden Şanverdi, tanık ifadeleri, otopsi raporları gibi kendilerinde bulunan bir çok belgenin henüz komisyona gelmediğini gördüklerini anlattı.
BBP olarak ellerindeki tüm belge ve bilgileri komisyonla paylaşma kararı aldıklarını ifade eden Şanverdi, komisyonun çalışma süresinin de mutlaka uzatılması gerektiğini vurguladı. Şanverdi, “Bu hızla gidilirse bu komisyon bu işleri yetiştiremez, etkin de olamaz düşüncesindeyiz. TBMM Araştırma Komisyonu, ya hızlı ve etkin çalışmalı ya da süresi uzatılmalıdır” dedi.
“BİZE HABER VERMEDEN ENKAZI KALDIRDILAR”
Helikopter enkazının kaza yerinden kaldırılış zamanı ve yönetimini de eleştiren Şanverdi, enkazın BBP'ye haber verilmeden olay yerinden alınarak Esenboğa Havalimanı'na getirildiğini anlattı.
Enkazı incelemek için Kanada, Amerika ve Almanya'dan heyet çağırdıklarını, Ulaştırma Bakanlığı'nın bu heyetlerin inceleme yapması için TBMM Araştırma Komisyonunun kurulmasını beklemelerini istediğini aktaran Şanverdi, ancak komisyon kurulmasına karşın, heyetlerin gelişine ilişkin akreditasyon yapılmadan enkazın kaldırıldığını bildirdi.
Şanverdi, “Meclis Komisyonu ve Ulaştırma Bakanlığının ya birbirlerinden haberleri yok ya da birbirlerini atlatıyorlar” diye konuştu.
Kazaya ilişkin talep ettikleri bazı bilgi ve belgelerin kendilerine ulaşmadığını tekrarlayan Şanverdi, kişisel bilgi edinme hakkı kapsamında Adalet Bakanlığı ve Başbakanlığa da başvuru yaptıklarını söyledi. Şanverdi, Ulaştırma Bakanlığı'nın kazaya ilişkin ilk raporunun ise soru işaretlerini gideremediği gibi “kafaları daha çok karıştırdığını” iddia etti.
“AYAĞININ KIRIK OLDUĞU NEREDEN BİLİNİYORDU ?”
Kazanın ardından bölgedeki yetkililerin ve Başbakanlık Kriz Merkezinin yaptığı açıklamaların, arama çalışmalarını olumsuz etkilediğini de savunan Şanverdi, “Muhsin Yazıcıoğlu'nun bulunduğu, ayağının ve kaburgasının kırık olduğu” yönündeki ilk açıklamanın kaynağının bulunması gerektiğini bildirdi.
Şanverdi, otopside Yazıcıoğlu'nun ayağının ve kaburgasının kırık olduğunun belirlendiğini hatırlatılarak, “Genel Başkanın ayağının kırık olduğu nereden biliniyordu? Bu konuda hiçbir devlet kurumu araştırma yapmamıştır. Meclis Komisyonu, bunu araştıracağını söyledi. Mesele açıklama değil, bu açıklamanın kaynağının neresi olduğudur. Bu bilgi kirliğini oluşturan neydi? Kasıtlı mı yapılmıştır? Eğer kasıtlıysa bunun sorumlularının bulunup cezalandırılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Şanverdi, helikopterin bağlı bulunduğu firmanın uçuş lisansının kazadan 2 gün önce son bulduğunu, ancak firmanın 20 Mart 2009'da yeniden başvuru yaptığını anlattı. Firmanın bazı eksiklikler belirlenmesine karşın Ulaştırma Bakanlığına bu eksiklerin 1 ay içinde tamamlanacağı taahhüdünde bulunması üzerine, lisansın 2011 yılına kadar yenilendiğini söyledi. Şanverdi, firmanın teknik müdürünün de lisansının iptal edildiğini ileri sürerek, bu konuların mutlaka araştırılması gerektiğini vurguladı. Şanverdi, “Firma, pilot, helikopter ve Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri noktasında ciddi şüpheler var” dedi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şanverdi, Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu'nun eşinin ölümüne ilişkin şüpheleri bulunduğunu söyledi. Gülefer Yazıcıoğlu'nun, bugün gazetelerde yer alan açıklamalarını tekrarlayan Şanverdi, Muhsin Yazıcıoğlu'nun kaza sırasında yanında bulunan çantasına ulaşılamadığını, ancak çanta içinde taşıdığı ikinci cep telefonunun ise hafıza bilgileri silinmiş olarak kendilerine verildiğini kaydetti. Şanverdi, enkaza ilk ulaşan köylülerle tek tek konuştuğunu, çantayı gördüklerini söylediklerini belirterek, çantanın maddi değeri olmadığı için çalınma ihtimali üzerinde de durmadıklarını aktardı.
Yazıcıoğlu'nun ayakkabılarında ve dizlerinde çamur olduğu iddialarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Şanverdi, Yazıcıoğlu'nun helikopterin uzağında bulunduğu bilgisi de dikkate alındığında, düşmenin hemen ardından ölmediği, helikopterden çıkarak bir süre yürüdüğü sonucuna vardıklarını aktardı.
Şanverdi, “BBP'nin görüşü şudur, arama kurtarmada yapılan ihmaller, ölümlerin sebebidir” dedi.