Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2005 00:00
"Kayıp" Leopar Ermenistan’da görüntülendiErmenistanlı bilim insanları, Anadolu-Ä°ran ve Kafkasya’da yaÅŸayan ancak bu bölgede tamamen tükenme tehlikesi altında bulunan leoparlardan birinin ilk fotoÄŸrafını çekmeyi baÅŸardılar. Leopar, kurulan "tuzak fotoÄŸraf makinesi" tarafından görüntülendi. Ermenistan’daki Megri bölgesinde çekilen fotoÄŸrafın tarihi 9 Mart 2005, saat 01.35. Böylece ilk kez Ermenistan’da leoparın yaÅŸadığı belgelenmiÅŸ oldu.WWF-Kafkasya Ermenistan Ofisi üç yıllık bir çaba sonucu bu baÅŸarıya ulaÅŸtı. WWF’nin kafkasya bölgesinde leoparları koruma programı uygulanıyor. Ermeni bilim insanları, bu fantastik hayvanlardan 5-7 tanesinin bu bölgede yaÅŸadığını tahmin ediyorlar. Panthera pardus ciscaucasica adıyla bilinen bu leopar bölgedeki en tehlike altınadka memeli. Aynı zamanda WWF’nin kırmızı listesinde (en tehlike içindeki canlılar) bulunan leopar, bütün bölgelerde korunma altında. Kafkasya leoparı veya parsı ile Anadolu leoparı veya parsı (Panthera pardus tulliana Valenciennes) birbirine çok yakın. Geçen sayımızda belirttiÄŸimiz gibi, Anadolu’da leoparlar artık kalmadı.1879’da Osmaniye yakınında Gavur dağında vurulan diÅŸi bir leoparın ölçüleri: BaÅŸ ve gövde uzunluÄŸu takriben 150 cm. Kuyruk uzunluÄŸu 94 cm. Omuz yüksekliÄŸi 66 cm idi. 1942 Yılında Ä°zmir ili Urla ilçesi daÄŸlık alanında bir çoban tarafından yavru leopar yakalanmış ve Ä°zmirli tanınmış avcılardan Murat TürkmenoÄŸlu’na satılmıştı. Murat TürkmenoÄŸlu tarafından 9 ay bakılan pars büyüyünce Ä°zmir hayvanat bahçesine armaÄŸan edilmiÅŸti. "Zoza" adlı bu leoparın fotoÄŸrafı, 1946 yılında Ä°stanbul Ãœniversitesi fotoÄŸrafçısı Cafer Türkmen tarafından çekilmiÅŸti. Bakteri dostu deniz kurduDoÄŸu Pasifik’teki hidrotermal (sıcak su) kaynaklardaki bacaların ince duvarlarında görülen Pompei kurdu (Alvinella pompejena), 80 santigratlık sıcaklıkları bile yaÅŸayabiliyor ve en yüksek sıcaklığa dayanan hayvan olarak bilinir. Pompei kurtlarının yaÅŸadıkları baca duvarları içinde bakterilerin yaÅŸadığı on santim kalınlığında jölemsi bir tabakayla kaplıdır. Bacalardan, magma tarafından 300 santigrat dereceye kadar ısıtılan deniz suyu fışkırmakta. Bilim adamları bakterilerin bu kadar sıcağı nasıl dayandıklarını bir türlü anlayamamışlardı. Fransız Deniz AraÅŸtırmaları Enstitüsü’nden Nadine Le Bris baÅŸkanlığında çalışan ekibin insansız iÅŸleyen özel bir denizaltıyla yapmış olduÄŸu ölçümlerle ÅŸimdi bu sorunun yanıtı bulundu. Bild der Wissenschaft dergisindeki haberde, ölçümleri deÄŸerlendiren bilim adamlarının bacalarda deniz suyu, jölenin içinde ise ince yarıklardan sızan kaynak suyu buldukları bildirilmekte. Kurtların yanından akan kaynar su, kurtların boru biçimindeki bedenindeki soÄŸuk suyla 120 dereceden 20 dereceye düşürülmekte. Bu ÅŸekilde bakterilere uygun bir yaÅŸam ortamı sunulmuÅŸ oluyor. Anlaşıldığı üzere suyun soÄŸutulmasından Pompei kurdu da yararlanmakta. Bris, sudaki ısı ayarının kurdu piÅŸmekten kurtardığını düşünüyor. Yuvada aÅŸk ÅŸarkılarıErkek danaburnu böcekleri (Gryllotalpidae), yeraltındaki yaÅŸam alanlarını boynuz biçiminde inÅŸa ederek, aÅŸk ÅŸarkılarının daha iyi duyulmasını saÄŸlıyorlar. Holy Cross Koleji biyologları Kenneth Prestwich ve Kristin O’Sullivan, böceÄŸin bu sayede aÅŸk ÅŸarkısı için daha az enerji harcadığını söylüyor. Danaburnu gün batımında yeraltındaki yaÅŸam alanına girerek, diÅŸiye kendine çekmeye çalışır. Danaburnunun yaÅŸam alanı düzenli bir ÅŸekilde tasarlandığı gibi boynuz biçimindeki ilkel iÅŸitme aletlerine benzemekte. Biyologlar ayrıca boynuz biçimindeki yapının etrafındaki toprağın nemli olmasının da aÅŸk ÅŸarkılarının daha iyi yayılmasında etkili olduÄŸunu fark etmiÅŸler. Â
button