Canlı canlı yakacaklardı

Güncelleme Tarihi:

Canlı canlı yakacaklardı
Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2004 01:42

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği Yakacık Şubesi'ne intihar saldırısı düzenleyen iki teröristin, içerdekileri diri diri yakmayı planladıkları ortaya çıktı.

Patlamada, küçük bidonlarda hazırlanmış molotof kokteyllerini ateşleyecek terörist de yaralanınca, plan gerçekleşmedi. Ölen teröristin üzerinde bulunan 14 bombadan sadece dördünün patlaması, eylemin katliamla sonuçlanmasını önledi.

Önceki geceki eylemi düzenleyen 30 yaşlarındaki bombacıların üzerinden kimlik çıkmadı. Teröristlerin parmak izleri incelendi ve sabıkalarının bulunmadığı saptandı. İki teröristin yabancı uyruklu olabileceği ihtimali göz önüne alınarak, parmak izleri İnterpol aracılığı ile tüm dünya ülkelerine gönderildi. Teröristlerin uluslararası bir örgüte üye olup olmadıkları da araştırılıyor.

Gazeteleri telefonla arayan bir kişi, eylemi El Kaide ile İBDA-C örgütlerinin düzenlediğini iddia ederek, Masonlar'a karşı eylemlerin süreceğini söyledi. Saldırıyı, ‘‘Başarısız bir eylem’’ olarak değerlendiren İstanbul Valisi Muammer Güler ise eylemle El Kaide arasında bağlantı kurulamadığını söyledi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi binasında bir açıklama yapan Vali Güler, intihar saldırısının, ilk belirlemelere göre, dinci bir terör örgütü saldırısı izlenimi verdiğini belirtti.

SIRTINDAN VURDULAR

Teröristlerin, derneğin özel güvenlik görevlisi Mehmet Lamba'yı burnundan ve boynundan vurarak etkisiz hale getirdikten sonra, Loca'nın girişinde karşılaştıkları garson Hüseyin Kurugöl'ü sırtından iki el ateş ederek öldürdükleri belirlendi. Kurugöl'ün vücuduna isabet eden kurşunlardan birinin, sırtından girerek göğsünden çıktığı da tespit edildi.

Saldırı sırasında, teröristlerin cam kenarında oturanların üzerine ateş ettiğini, beş kişinin yaralandığını söyleyen Vali Güler, ‘‘İçeride 35-40 kişi varmış. 41 kişilik, her salı yapılan mutat bir toplantıymış. Bir çoğu yemeğe kalmış. Yaralıların bir kısmı silahla yaralanmış. Teröristlere karşı da ateşle karşılık verilmiş ya da ölen garson saldırıyı engellemek istemiş olabilir. Orada ruhsatlı silah taşıyan insanlar da var. Bunlardan karşılık gelmiş olabilir’’ dedi.

Eylemde kullanılan silahların 9 ve 7.65 milimetre çapında olduğu bildirildi. Olay yerinde bulunan mermi kovanları ile birlikte Kriminal Polis Laboratuvarı'na gönderilen silahların başka eylemlerde kullanılmadığı saptandı.

Teröristlerden birinin 'canlı bomba' olduğu, el yapımı boru tipi bombaların parça tesirini artırmak için içine küçük çiviler koyulduğu, dışına da büyük inşaat çivileri sarıldığı belirlendi. Ölen teröristin, seri bağladığı bombaları, avcı yeleğinin üzerine sarıp, bazılarını da ceplerine koyduğu anlaşıldı. Yemek yiyenleri tabancayla taradıktan sonra canlı bombanın pimi çektiği ama acemice hazırlanmış düzeneğin tam çalışmadığı da ortaya çıktı. Eylemde 14 bombadan dört tanesinin patladığı tespit edildi. Canlı bomba yaşamını yitirirken, yakınındaki teröristin sol kolu ve sağ kolunun bir kısmı koptu, karın bölgesi parçalandı.

Vali Muammer Güler, olay yerinde benzin dolu 1.5 litrelik dört bidon bulunduğunu, bunlardan birinin saldırı sırasında ateşlenmeye çalışıldığını, ancak teröristlerin başarılı olamadıklarını açıkladı.

Saldırıda ağır yaralanan teröristin, hastanede adını soranlara, ‘‘Adım Abdullah, soyadım İslam’’ deyip sürekli tekbir getirdiği iddia edildi. Gerçek Abdullah İslam'ın, İstanbul'da Afgan Türkleri Yardımlaşma Derneği Başkanı olduğu ve intihar eylemiyle bir ilgisinin bulunmadığı belirlendi.

Teröristin sol kolu kopmuş bağırsakları parçalanmış

Kartal Dr. Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Acil Servis Koordinatörü Opr. Dr. Recep Demirhan ile Başhekim Yardımcısı Mustafa Tekce, bombalı saldırıda ağır yaralanan teröristin sol kolunun koptuğunu ve bağırsaklarının parçalandığını belirterek, ‘‘Ameliyatı başarılı geçti ancak hayati tehlikesi devam ediyor’’ dediler.

YARALI YAKINLARI HASTANEYE KOŞTU

Patlamanın ardından yaralıların yakınları sabah erken saatlerden itibaren hastaneye akın etti. Saldırıda yaralanan Dr. Bilgihan Bilgen'in babası Ahmet Bilgen, ‘‘Olayı öğrenir öğrenmez Gaziantep'ten uçağa binerek geldim. Saldırıyı kınıyoruz’’ dedi. Yaralılardan Ömer Aksu'nun, Tuzla'da gemi boyası satan bir şirkette çalıştığını belirten arkadaşı Ender Levent, ‘‘Olayı duyar duymaz hastaneye geldik. Allah onu üç çocuğuna bağışladı’ dedi.

Polis içeri giremedi

Polis, Yakacık'taki bombalı saldırıdan yaklaşık bir saat sonra binaya girebildi. Polisi endişelendiren, binadan çıkan bazı yaralıların ‘‘ikinci canlı bomba sağ’’ bilgisini vermesiydi. Restoranın çevresini abluka altına alan özel timler, gece görüş dürbünüyle uzun süre içeriyi gözlediler. İkinci teröristin durumunun yeniden eylem yapmasına izin vermeyeceğine kanaat getirildikten sonra binaya girildi.

Çivi takviyeli boru bomba

Saldırıda kullanılan bombalar, içine patlayıcı madde doldurulup, ağızları kör tapayla kapatılmış su borularından imal edilmiş. Patlama anında, kolayca dağılıp, parça tesiri yaratması için, döner taş ya da demir testeresi kullanılarak, borular pek çok yerinden zayıflatılmış. Parça tesirini arttırmak isteyen teröristler, boru bombaların içine küçük çiviler koymuşlar. Dışına da, koli bantıyla büyük inşaat çivileri sarmışlar.

Terör kurbanı garson

Üç yıl önce Yakacık'ta garsonluk yaptığı bir restorandan emekli olan Hüseyin Kurugöl, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği'nin Yakacık Şubesi’nde yövmiyeli olarak çalışıyordu. Bombalı intihar saldırısında teröre kurban giden Kurugöl, iddialara göre teröristlere karşı koymaya çalıştı. Kurugöl'ün, teröristlere müdahale ederek büyük can kaybını önlediği belirtildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!