Çankaya’daki yemekte liderler neden yoktu?

Güncelleme Tarihi:

Çankaya’daki yemekte liderler neden yoktu
Oluşturulma Tarihi: Nisan 08, 2000 00:00

Haberin Devamı

Suzidilara makamı, Türkçede ‘‘kalp yakan’’ makam anlamına geliyor. Söz heyetinin seslendirdiği Üçüncü Selim'in Suzidilara makamından Peşrev'inin hüzün çağrıştıran ağır havası, önceki gece Çankaya Köşkü'nün tavanı kristal avizelerle kaplı yemek salonunun havasını çok iyi anlatıyordu.

Bir gün önceki oylama ağır bir sis gibi Çankaya'daki yemeğin üzerine çökmüştü.

Konuk, Avrupa'nın en büyük ülkesinin Cumhurbaşkanıydı. Üstelik, bu ülkede 2.5 milyon dolayında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaşıyordu.

Ayrıca, bu ülke Türkiye'nin AB'ye tam üyelik serüveninde hayati bir öneme sahipti.

Ancak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dışında siyasi liderlerin hiçbiri yemekte yoktu.

Oysa Demirel'in geçen ay Ürdün Kralı Abdullah için verdiği yemekte hepsi tam kadro hazır bulunmuştu.

Başbakan Bülent Ecevit önceki akşam yemekten hemen önceki nişan takma törenine katıldıysa da, yemekte hazır bulunmadı ve Cumhurbaşkanı'ndan özür dileyerek Oran'daki evine gitti.

Demirel'in şeref masasında kabineden yalnızca üç temsilci yer aldı: Başbakan Yardımcıları Devlet Bahçeli ve Hüsamettin Özkan ile Devlet Bakanı Tunca Toskay...

DYP lideri Tansu Çiller, Bosna'da olduğu için yemeğe katılamamıştı.

KUTAN GELMEDİ

FP lideri Recai Kutan, Ankara'da olduğu halde mazeret bildirerek gelmedi. Yapılan yorum, FP'nin oylamada sergilediği olumsuz tutumdan sonra Kutan'ın bir dönem ‘‘ağabey’’ diye hitap ettiği Demirel ile karşı karşıya gelmek istemediğiydi.

Kutan, önceki akşamı Ankara'daki evinde geçirdi. Oysa Kutan, dün İstanbul'a geçerek, Rau'nun Çırağan otelinde verdiği akşam yemeğine katıldı. Bu yemekte Demirel yoktu.

MESUT YILMAZ MAÇTA

Yemeğin hemen öncesinde en çok merak edilen konu, TBMM'deki oylamada grubuna hakim olamayan ve Köşk hesapları içinde olduğu öne sürülen ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın Demirel'in davetine katılıp katılmayacağıydı.

Alman ekolünü temsil eden, Almancayı akıcı bir dille konuşabilen, bu ülkeye özel ilgisi bilinen Yılmaz'ın davete katılmaması düşünülemezdi. Ancak katılmadı.

Durum sonradan anlaşıldı. Yılmaz, İstanbul'daydı ve yemeğin verildiği sırada Ali Sami Yen stadının şeref tribününde keyifli bir havada Galatasaray-Leeds United maçını izliyordu.

Yılmaz'ın trafiği Ankara'dan İstanbul istikametini izlerken, karşı yönden gelen bir trafik de söz konusuydu.

İşadamlarından Sakıp Sabancı ve Erdoğan Demirören gibi isimler Demirel'in davetine katılmak üzere İstanbul'dan kalkıp Ankara'ya gelmişlerdi.

KİM SEÇİLECEK?

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau ile birlikte şeref masasında otururken, salonun diğer bütün masalarında yanıt aranan tek bir soru vardı:

Şu an Demirel'in oturduğu şeref masasındaki koltuğa Mayıs ayında kim yerleşecek?

Almanya Cumhurbaşkanı Rau onuruna verdiği yemek, Demirel'in görev süresinin uzatılmasının TBMM'de reddedilmesinden sonra katıldığı ilk sosyal etkinlikti.

Ve bu davet, aslında Rau'nun Demirel hakkındaki son derece övücü sözleriyle açıldı.

‘‘Sayın Cumhurbaşkanı’’ diye söze girdi Rau: ‘‘Siz modern Türkiye'nin değişim sürecini simgeliyorsunuz...’’

Ve ardından kadehler kalktı.

SUZİDİLARA PEŞREVİ

Çankaya Köşkü'ndeki yemek, bundan öncekilerde de olduğu gibi sanatsal açıdan oldukça zengin bir programa sahne oldu. Yemekten önceki nişan töreninden sonra ünlü klasik gitar sanatçısı Ahmet Kanneci'nin resitali dinlendi.

Yemeğe geçildiğinde ise önce Yaylı Sazlar Dörtlüsü 19. yüzyıl Alman bestecisi Waltzer'in ‘‘Güzel Cennet’’i başta olmak üzere önde gelen oda müziği bestelerini icra etti.

Final bölümünde ise TRT Ankara Radyosu Klasik Türk Musikisi Grubu'nun Abdülkadir Meragi'nin Rast makamındaki ‘‘Ağır Düyek’’ eseri ile başlayan repertuarında şu eserler yer aldı:

Üçüncü Selim'in Suzidilara Peşrevi, Yusuf Paşa'nın Segah makamındaki Peşrev'i, Tanburi Cemil Bey'in Nikriz Sirto'su, Refik Fersan'ın Rast Medhal'i ve son olarak Ferit Sıdal'ın Nihavend Sazsemaisi...

KULAKLAR MUTFAKTA

Menü, Türk mutfağının oldukça geleneksel bir çizgisini yansıtıyordu: Meze tabağı, levrek buğulama, salata, karışık börek tabağı, karışık Türk tatlıları ve meyve. Şarap olarak bu kez Kavaklıdere'nin beyaz Çankaya'sı seçilmişti.

Mönüde yazmasına karşılık kırmızı Yakut ikram edilmedi.

Yemeğin sonuna doğru folklor gösterisi başladığında, davetlilerin çoğunun merakı Cumhurbaşkanı seçiminden İstanbul'daki maça çevrilmişti bile.

Kahve ikramı yapılırken, garsonlar bir taraftan Galatasaray'ın Hakan'ın gölüyle 1-0 öne geçtiğini müjdesini veriyorlardı.

Konuklar Köşk'ten ayrılırken, ikinci haber gelecekti. Galatasaray bu kez Capone'nin gölüyle 2-0 öne geçmişti.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Almanya Cumhurbaşkanı Rau için verdiği yemeğe Anayasa oylamasının gölgesi düştü. Bahçeli dışındaki liderlerin hiçbiri yemeğe katılmadı.

Şarap seçiminde hassas dengeler

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Çankaya Köşkü'nde verdiği ziyafetlerde Türkiye'nin en büyük şarap üreticisi olan iki büyük firma arasında hassas bir denge siyaseti izliyor.

Demirel'in geçen ay Ürdün Kralı Abdullah için verdiği yemekte Doluca'nın kırmızı ve beyaz Antik şarabı ikram edilmişti.

Demirel, dün akşam Almanya Cumhurbaşkanı'na verdiği yemekte dengeyi bu kez Kavaklıdere grubuna kaydırdı. İkram edilen şarap Kavaklıdere'nin sek Çankaya'sıydı. Şampanya olarak da yine Kavaklıdere'nin Altın Köpük'ü seçilmişti.

Çankaya daha çok klasik Türk şaraplarını tercih ederken, Dışişleri Bakanlığı verdiği yemeklerde zaman zaman çizgi dışına çıkarak tercihini Sarafin Chardoney (sek-beyaz) ve Sarafin Cabernet Sauvignon (kırmızı) lehine kullanabiliyor.

Demirel’i, Atatürk’e benzetti

CUMHURBAŞKANI Süleyman Demirel, önceki akşam Çankaya Köşkü'nde onuruna akşam yemeği verdiği Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau tarafından övgü dolu sözlerle takdir edildi.

Yemekte yaptığı konuşmada Atatürk'ün, ‘‘Bir gezgin yalnızca yolu değil, yolun ardındaki ufku da görmek zorundadır’’ sözünü hatırlatarak Demirel'e ‘‘Siz siyasi yolculuğunuzda daima bu ilkeyi izlediniz’’ diye seslenen Rau, ‘‘Almanya, Avrupa ve dünya sizi olağanüstü bir devlet adamı olarak takdir etmektedir. 20'nci yüzyılın ikinci yarısında hemen hemen hiçbir Türk poltikacısı ülkesinin kaderine sizin kadar damgasını vurmamıştır’’ dedi.

HALK ADAMI

Demirel'in modern Türkiye'nin değişim sürecini simgelediğini ve Türkiye'nin bütün aşamalarını yaşayarak, uzun dönemlerde yönetmen olarak şekillendirdiğini ifade eden Rau, ‘‘Siz haklı olarak bir halk adamı olmaktan gurur duymaktasınız. Siz, inşaatçı baretini başına geçiren, eline küreği alan ve vizyonları gerçekleştiren bir politikacısınız’’ dedi.

AVRUPA UFKU

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne aday olmasında, Demirel'in Avrupa ufkunu Atatürk'ün geleneği ile görmesinin önemli rol oynadığına işaret eden Rau, şöyle devam etti:

‘‘Ben Türkiye'nin Helsinki'den gelen sinyali ele alıp, sonucunda Avrupa devletler ailesine alınacağı reform sürecini sürdüreceğinden eminim. Kemal Atatürk bunu basit sözlerle açıkca ifade etmiştir: 'Türkler yüzyıllardan beri aynı yöne hareket etmişlerdir. Biz her zaman doğudan batıya gittik.' Atatürk'ün bağlı bulunduğu aydınlanma ruhu, demokrasi, insan hakları, pozitif din özgürlüğünü ve kendi kültürel geleneğini koruma hürriyetini içermekterdir.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!