Güncelleme Tarihi:
Canan Dağdeviren 1985 yılında İstanbul'da doğdu. İlk ve orta eğitimini Kocaeli'de tamamladı. 2007’de Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği programındaki yüksek lisans eğitimini 2009'da tamamladı. Aynı yıl Fulbright bursu kazanarak UIUC'da Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünde doktora eğitimine başladı. Bu süreçte esnek ve katlanabilir, deri üstüne yapıştırılabilir veya giyilebilir elektronik aletler üzerine çalışmalar yaptı. Doktora derecesini Aralık 2014’te aldı. Medikal teknoloji alanında çalışarak pilsiz çalışan giyilebilir bir kalp çipi (PZT MEH) ve cilt kanserini teşhis eden bir cihaz geliştirdi. Forbes'in 30 Yaş Altı Bilim İnsanı listesinde de yer aldı.
Kendisi bilime olan merakında iki dönüm noktası olduğunu belirtmektedir. Bunlardan ilki babasının kendisine Marie Curie hakkında hediye ettiği bir kitap, ikincisi ise Erdal İnönü'den bizzat aldığı Anılar ve Düşünceler adlı eserdir. Özellikle Erdal İnönü ile tanışmasının lisedeki alan seçiminde etkili olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca motivasyonunun düşük olduğu zamanlarda Mustafa Kemal Atatürk'ten ilham aldığını da bir demecinde açıklamıştır.
GİYİLEBİLİR sağlık teknolojileri alanındaki icatlarıyla dünyada adından söz ettiren Türk bilim insanı Doç. Dr. Canan Dağdeviren 2024 TÜSEB Aziz Sancar Bilim Ödülü'ne layık görüldü. Bu alanda ödül alan ilk kadın olan Doç. Dr. Dağdeviren, Massachusetts Institute of Technology'de (MIT) yürüttüğü son çalışmaları hakkında Demirören Haber Ajansı'na önemli bilgiler verdi. Sütyen şeklinde giyilebilen bir ultrason cihazı geliştirerek meme kanserinin erken teşhisinde çığır açan Doç. Dr. Dağdeviren'in dünyada ilk olacak en yeni projesi ise, ağrı eşiğini ölçecek bir cihaz geliştirmek. Böylece bebeklerden konuşamayan hastalara, ağrı yönetimi çok daha başarılı yapılabilecek, gereksiz ağrı kesici kullanımının da önüne geçilecek.
Harvard Üniversitesi'nin Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk, giyilebilir sağlık teknolojisi alanındaki icatlarıyla Amerika'nın en prestijli dergilerinden Forbes'un '30 Yaş Altı Bilim İnsanı' listesine girmeyi başaran tek Türk olan ve çalışmalarını Massachusetts Institute of Technology'de (MIT) yürüten Doç. Dr. Canan Dağdeviren, Sağlık Bakanlığı tarafından bu yıl 10'uncusu düzenlenen Türk Tıp Dünyası Kurultayı için İstanbul'daydı. Doç. Dr. Canan Dağdeviren, tıp fiziği, malzeme bilimi ve biyomedikal cihaz teknolojileri alanındaki uluslararası çalışmaları ve giyilebilir tıbbi cihazlar alanında yaptığı çalışmaları nedeniyle 2024 TÜSEB Aziz Sancar Bilim Ödülü'ne layık görüldü. Bu alanda ödül alan ilk kadın biliminsanı olmayı başaran Fizik Mühendisi Doç. Dr. Dağdeviren, tıp dünyasında çığır açan keşifleriyle tanınıyor. Demirören Haber Ajansı'na önemli açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Dağdeviren, giyilebilir ultrason cihazı projesinin meme kanserinden sonra prostat, yumurtalık ve pankreas gibi geç teşhis edildiğinde ölümcül seyredebilen kanser türleri için de hayata geçirileceğini kaydetti. Giyilebilir ultrason sayesinde vücuttan elde edilen bulgular yapay zeka yardımıyla işlenerek, kanser henüz yatkınlık aşamasında dahi teşhis edilebilecek.
'TEDAVİLER KADINLARA GÖRE DİZAYN EDİLMEDİ'
Doç. Dr. Dağdeviren, kadınların yıllarca klinik araştırmalara dahil edilmediğini ve bu nedenle kadınlarda sık görülen pek çok hastalığın halen tam olarak anlaşılamadığını kaydederek neden öncelikle meme kanseri üzerinde çalışmaya başladığını anlattı. Doç. Dr. Dağdeviren, "Bir kadının kazandığı ilk ödül olması açısından benim için çok kıymetli bir ödül. 1993 yılına kadar kadınların klinik çalışmalarda olma zorunluluğu olmamış ve bunun nedeninin de hormonlar olduğu söylenmiş. Meme kanseri kadınlar arasında bir numaralı kanser türü; fakat hala anlaşılmamış bir kanser türü. Onu geçin, günlük kullandığımuz Kovid sırasında kullandığımız maskeler kadınlar için uygun bir maske değil. Siz bir kadın olarak onu kullandığınızda, arada boşluklar kalıyor ve çok efektif bir şekilde kullanamıyorsunuz. Biz bunu yapay zeka kullanarak makalelerimizde göstermiştik. Biz kendi grubumuzda eşit kadın ve eşit erkek üzerinde denemek için söz verdik ve bunun için bir anlaşma imzaladık kendi öğrencilerimizle" dedi.
'DÜNYADA İLK OLACAK'
Dağdeviren'in bir sonraki adımı, giyilebilir ultrason cihazını kullanarak yumurtalık kanserinin erken teşhisi için denemeler yapmak; ancak o dünyada eşi benzeri olmayan başka bir çalışmaya daha hazırlanıyor. Ağrı eşiğini ölçmek için bir cihaz geliştirme projesi olduğunu da anlatan Doç. Dr. Dağdeviren, sözlerini şöyle noktaladı: "Ağrınız ne düzeyde veya ağrınızı yönetirken hangi ilaçları kullanmanın o kişi için daha iyi olup olamayacağını anlayacağımız bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Bu, dünyada olmayan, hiç çalışılmamış bulunmamış bir cihaz olacak. Biz de henüz araştırmalarını yapıyoruz. Ağrı eşiğinin ölçülmesi, hastaların konforlu bir hayat sürmesinin yanı sıra, kullandığımız ilaçların miktarını regüle etmemize de faydalı olacak. Böylece fazla ilaç kullanımının önüne geçilecek veya farklı ilaçları kombine yapıp ağrı yönetimimizi daha iyi gerçekleştirmemizi sağlayacak bir sistem olacak. Özellikle konuşamayan bebeklerde veya konuşma zorluğu çeken bireylerde de çok faydalı olacağını düşünüyorum. Şu an cihazın yeni yeni dizaynları yapılıyor, farklı malzemeleri test ediyoruz."