Güncelleme Tarihi:
CANAN Yeniay, 2 yıl önce 45 yaşındayken meme kanseri olduğunu öğrendi. Sadece 1 ay daha geç kalsaydı 4’üncü evreye geçecek olan hastalığı onu yaşama arzusundan vazgeçiremedi. Kanser tedavisi görürken koranavirüse de yakalanan Yeniay, o dönemi şöyle anlattı:
“İnsan mutlaka ilk duyduğunda korkuyor ama kansere ‘Bu bir süreç ve geçecek’ diye baktım. İlk kemoterapimi aldığım gün doğum günümdü. Eve geldim ve tüm arkadaşlarım evde bana sürpriz parti yapmıştı. Etrafımdaki herkes çok destek oldu. Bir arkadaşım yanımdan hiç ayrılmadı. Her şeyi beraber yaptık. Gündelik hayatımda yaptığım hiçbir şeyden vazgeçmedim.
KORONAVİRÜS DE ATLATTI
Kemoterapiye tek başıma 1.5 saat araba kullanarak gidip dönüyordum. 3’üncü evredeymişim ve kurtulma şansım yüzde 30 civarındaymış. Ameliyatımda da başka riskler yaşanmış. Hiçbirinden haberim olmadı. Pandeminin başlarında koronavirüse de yakalandım ve 3 gün hastanede yattım. Spora devam ettim, 32 kilo zayıfladım. Pandemiye denk gelmesi benim için başka bir avantaj oldu. Gezmeyi çok seven bir insanım. Eğer herkes gezerken evde oturmak zorunda kalsaydım çok üzülürdüm.”
MAMOGRAFİDEN KORKMAYIN
İSTANBUL Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Karanlık: “Mamografideki radyasyonun zararlı olduğuna dair bazı yanlış inançlar var. Halbuki bir mamografi esnasında alınan radyasyon oranı, uzun bir uçak yolculuğu yaparken alacağınız radyasyon oranı ile aynı. Yapılan bir çalışmada her sene düzenli mamografi çektiren kadınlar ile 1 veya 2 taramasını atlayan kadınlar karşılaştırılmış, 1-2 tarama bile atlanıp kanser tanısı konulanlarda kanser ölüm oranı en az 2 kat yüksek bulunmuştur.”