Çanakkale'ye tanık olun

Çanakkale Savaşı’nın bilinmeyen yönlerine ışık tutacak önemli bir belge niteliğini taşıyan “Bir Destanın Tanıklığı” albümü, yazar-yayıncı Fahri Özdemir ile araştırmacı-yazar Ahmet Uslu’nun 8 yıl süren çalışmalarıyla hazırlandı. Birçok tarihi belge ve fotoğraf bulunan albümde, insan hikâyelerinin anlatıldığı mektuplara da yer verildi. Savaşın tüm cephelerinin derinlemesine incelenerek ele alındığı albüm hakkında konuşan Fahri Özdemir şunları söyledi: “Hem yaşadığı dönemdeki büyük önemi ve sonrasındaki sürece etkileri hem de neden olduğu toplam 500 bin civarındaki insan kaybıyla Çanakkale Savaşı, tarihin kaydettiği en önemli savaşlardan biri olarak anılmayı hak ediyor.”

TARİHİ BİR SAVAŞ
“Ancak Çanakkale Savaşı’nın her zaman doğru incelendiğini ve soğukkanlı bir şekilde yazıldığını söylemek zor. Amacımız Çanakkale Savaşı’nın hurafelerden kurtarılması ve gerçeklerin daha net açığa çıkarılarak gelecek kuşakların tarihine daha bilinçli sahip olması için bir adım atmaktır. Çanakkale Savaşı’nın bu bağlamda incelenmesi, tarihe neden sonuç ilişkileri içinde bakabilen, zaferleri gibi yenilgileriyle de yüzleşebilen bir yurttaşlık bilincinin temeli, savaşlara karşı barışı değerli kılabilmenin ve ülkeleri maceralardan sakınmak için gerekli sorumlulukta davranmanın da gereğidir. Bu albümün oluşması sırasında fotoğraf koleksiyonunu bizlere açan Folkart Gallery’ye ve Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mesut Sancak’a teşekkür ediyoruz. Ayrıca yıllarını Çanakkale Savaşı’na adamış sevgili dostum Ahmet Uslu’ya da teşekkür ederim.”

ASKERLERE VERİLEN MUSKA
Çanakkale Savaşı’na katılmak üzere askerlik şubesine başvuranlara verilen muska da albümde. Çeşitli ayetlerden alıntılarla hazırlanan muskaların, şubelerde görevli askerler tarafından yazıldığı biliniyor. Varlığı bilinmesine rağmen bugüne kadar hiç görülmeyen muska ilk kez Hürriyet’te yayınlanıyor.



'DÜŞMAN 900 METREDE'
Gelİbolu’da bir askerin mektubundan bazı satırlar: “Kara yanaklarından civelek gözlerinden öperim Affancığım... Bu köpek düşmanın işi muharebe etmek değil, çingenlik. İlerleyemiyor bari, ‘Ekfar-ı umumiyeyi oyalayalım’ diye böyle sevahile yayılıyor... Uykusuz kaldık, yorulduk. Epey fire verdik. Düşman piyadeleri ancak 900-1000 metrede. Melunların kurşunları şu mektubu yazarken bile vızır vızır işliyor. İnsanın alışamayacağı bir şey yokmuş. O kadar alıştım ki, adeta cesur oldum diyeceğim geliyor...”