Çanakkale saçları

Güncelleme Tarihi:

Çanakkale saçları
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2013 00:00

Hiç bilinmeyen kahramanlık öykülerinin izini süren araştırmacı Mehmet Havuş, Ankara Üniversitesi’nde kanlı bir mektup ve ona iliştirilmiş bir tutam saça ulaştı.

Haberin Devamı

Nişanlısının saçından bir bukle kesip Çanakkale’ye giden, oradan sağ çıkıp Antep direnişine koşan Maraşlı Şehit Hüseyin’in hikâyesiydi bu. Nişanlısı Emu’ya yazdığı kanlı mektubu göğsünde 6 kurşunla son nefesini verirken komutanına teslim etmiş.

18 Mart; dağılan bir imparatorluk ve onun küllerinden doğan bir yeni cumhuriyet için dönüm noktası olan tarih. Vatan savunmasında geçen yüzyılın ilk büyük zaferlerinden Çanakkale Savaşı’nın 98. yıldönümü. Hiç bilinmeyen kahramanlık öykülerinin izini süren araştırmacı Mehmet Havuş, Ankara Üniversitesi’nde kanlı bir mektup ve ona iliştirilmiş bir tutam saça ulaştı. Nişanlısının saçından bir bukle kesip Çanakkale’ye giden, oradan sağ çıkıp Antep direnişine koşan Maraşlı Hüseyin’in hikâyesiydi bu. Göğsüne 6 kurşun saplandığında, son nefesini verirken komutanına teslim ettiği mektubu, cepheden cepheye koşarken evlenemediği nişanlısı Emu’ya yazmış. Havuş’un dediği gibi; “Bu nesil vatanından başka aşk tanımadı...”

CEPHEDEN CEPHEYE

Araştırmacı Mehmet Havuş, Genelkurmay ve üniversite arşivlerindeki araştırmalarına 2005’te başladı. Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’yla ilgili topladığı pek çok saklı objeyi Ankara Garı ve AKM’de sergiledi. Sergi için dijital panolar kullandı. Amacını Atatürk’ün, “Başımıza neler örülmek istendiği ve nasıl direndiğimiz görülmeli, gelecek kuşaklar için ders teşkil etmeli ve uyanıklık sağlanmalıdır. Zaten her şey unutulur, fakat her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır” sözleriyle açıklıyor. Maddi beklenti olmaksızın, bir ulusun var olma mücadelesini genç kuşaklara görsel destek, gerçek hikâyelerle anlatmak isteyen Havuş, sponsor buldukça sergiyi devam ettireceğini söylüyor. 1. Dünya Savaşı ve Galiçya cephesiyle ilgili araştırmalarını sürdüren Havuş, Çanakkale ve Antep’te savaşıp şehit düşen Maraşlı Hüseyin’in mektubunu bulduğu anı şöyle anlattı: “Ankara Üniversitesi İnkılap Tarihi Enstitüsü bir başka binaya taşınırken komisyon izniyle enstitünün arşivinde araştırma yapmaya başladık. Kataloglardaki evraklara tek tek bakarken tesadüfen bu dosya çıktı. Dosyadan kanlı bir mektup, bir tutam saç ve Maraşlı Hüseyin’in bunları son nefesini verirken teslim ettiği komutanı Kilisli Arslan Beyin mektubu çıktı. Fotoğraflarını çektik ve Çanakkale konulu sergiye koyduk. Arşivde duruyorlar.”

İŞGAL ALTINDA OLMAZ

Havuş, komutan Arslan Bey’in mektubundan yararlanarak hazırlayıp Çanakkale başlıklı panoya koyduğu Maraşlı Hüseyin’in hikâyesini şöyle aktarıyor: “Nişanlısının saçından bir bukle kesip, her yanı yangınlar içindeki vatanı için savaşmaya Çanakkale’ye gitti Maraşlı Hüseyin. Çanakkale’de aylar boyunca göğüs göğse süren savaşlardan sağlam kaldı Hüseyin. Savaş bitip, devleti teslim olduğunda düşmanlara, o da evine gönderildi. Her yer işgal altındaydı. Yıllardır hasretti nişanlısına ama vatanı işgal altındayken evlenemezdi. Vatanı olmayanın evi de olmazdı. Hemen Maraş’ın kurtuluşu için direnişçilere katıldı. Maraş kurtuldu ama Antep’in hâlâ düşman çizmesi altında olduğu haberi geldi. Orası da vatandı, kurtarılmalıydı.

KAÇARSAN EMU ÖLSÜN

Anası Hüseyin’i cepheye gönderirken, ‘Oğlum, dayın Rusya’da, baban Balkan’da, kardeşin Maraş’ta şehit oldular. Son yongam sensin. Minareden ezan sesi kesilecekse, camilerin kandilleri sönecekse sütüm sana haram olsun. Öl de köye dönme. Nişanlın Emu için merak etme, harbi kazanır da dönersen Emu’ya kavuşursun. Harpten kaçar gelirsen inşallah Emu’yu ölmüş mezarda görürsün. Haydi yolun açık olsun oğlum’ diyerek cepheye göndermişti. Antep savaşının en şiddetli günlerinden birinde düşmanın 6 kurşunu girdi Hüseyin’in göğsüne. Son nefesinde komutanı Kilisli Aslan Bey’e koynunda taşıdığı zarfı verdi. Tek dileği nişanlısının saçı ile birlikte gömülmekti, o da olmadı. Antep savaşında 6 kurşunla şehit olana kadar nişanlısı Emu’nun saçını ve ona yazdığı destanı koynunda taşıdı Hüseyin. O saç onun vatan ve bağımsızlık aşkıydı. Bu nesil vatanından başka aşk tanımadı.”

Haberin Devamı

Ve kanlı mektupla nişanlıya destan

Haberin Devamı

MARAŞLI kahraman Hüseyin’in kanlı mektubunun bugünkü dile çevrimi ve düzenlemesi de araştırmacı Mehmet Havuş’a ait:

Çanakkale harbine gittim ölmeden geldim
Nişanlım Emu’yu evinde buldum.
Evlenmek için bir ay daha durdum
Jandarma Artini evimde buldum.
Artin jandarma kaldıkça evlenemezdim
Ellik kavurunu bitirmedikçe evime gelemezdim.
Güzelim Emu sabır et ne olur
Allah’ın emri yerini bulur.
Maraş kurtulduktan sonra düğünümüz olur
İşte o zaman seninle evleniriz güzelim Emu.
Ey Emu Maraş’tan Fransızları kaçırdık
Ellik gavurunun mallarını yağmaya kalktık.
Arkama döndüm Edeme baktım
Edemin öldüğümü haber aldım.
Edemin hayfını almağa Anteb’e gidiyorum harbe
Konu komşularla hakkını helal eyle.
Ben ölürsem kimse ile evlenme
Antep’den geleceğim diye yolumu bekle.
Kömür gözlüm Emu sabır et ne olur
Allah’ın emri yerini bulur.
Kadir mevlam dönmeyi nasip et
Hüseyin ile Emu’nun evlenmesini emir et.
Verdiğin saçı öper koklarım
Antep’de de gavurları beklerim.
Ölürsem de emniyeti yoktur
Saçını mezarımda da öper koklarım.
Emu şehit olursam mezarıma bir gül dik
Beni ziyaret etsin hep bildik.

Haberin Devamı

16 bin 562 şehidin adı yazıldı

ORMAN ve Su İşleri Bakanlığı’nın yürüttüğü Şehitler Coğrafyası Projesi kapsamında öncelikli olarak 2004 yılında Milli Savunma Bakanlığı’ndan Çanakkale Savaşları’nda şehit olan askerlerin kayıt bilgileri alınarak elektronik ortama kaydedildi. 1916 yılında Şevki Paşa ve ekibi tarafından hazırlanan harita, Genelkurmay Başkanlığı’ndan temin edilerek muharebe alanlarında bulunan ve harp döneminde oluşturulan şehitlik yerleri tespit edildi. Harita üzerinden tespit edilen şehitliklerin arazide yüzey araştırması yapılarak yerleri belirlendi ve günümüz haritalarına işlendi. Bu çalışmalar kapsamında belirlenen 35 şehitliğin 14’ünde 16 bin 562 şehidin isimleri belirlenerek mezar taşlarına işlendi. Çalışmaların devam ettiği 21 şehitlikte yatan şehitlerin isimlerinin belirlenmesi ve torunlarıyla buluşturulmasından sonra Şehitler Coğrafyası Projesi tamamlanacak. Meltem ÖZGENÇ / ANKARA

Haberin Devamı

Bomba Sırtı’yla tarihe saygı parkı

/images/100/0x0/55eaf5ccf018fbb8f8a1d400

ÇANAKKALE’nin Eceabat ilçesinde Opet Petrolcülük A.Ş. tarafından yaptırılan ve yarımadayı gezmeye gelen ziyaretçiler için açık hava müzesi gibi hizmet veren Tarihe Saygı Parkı yenilendi. 9 ay süren çalışma sonunda, parkta Atatürk’ün anılarında bahsettiği ‘Bomba Sırtı Vakası’ birebir boyutlarda 40 heykel figürüyle canlandırıldı. 2500 metrekarelik bir alanda bölgeyi ziyaret edenlerin ilk durağı olan park, Çanakkale Savaşı’nın tüm detaylarını gösterecek şekilde donatıldı. Mehmetçik ve Anzak askerlerine ait figürlerin 22 metre uzunluğundaki temsili siperlere yerleştirilmesiyle oluşturulan kompozisyon 9 ayda tamamlandı. Katılımcılar Tarihi Saygı Parkı’nı gezerek yapılan yenilikleri inceledi.

MUSTAFA KEMAL ANLATIYOR
Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale Savaşı ile ilgili anılarında Bomba Sırtı’ndaki çarpışmaları şöyle anlatıyor: “Size Bomba Sırtı Vakası’nı anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperlerimiz arasında mesafemiz 8 metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulamamacasına tamamen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar gıptaya şayan bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur bile göstermiyor, sarsılmak yok. Okumak bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesi’ni kazandıran bu yüksek ruhtur.” Ersan KÜÇÜKKURU / DHA

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!