Çanakkale’de korku sigortası

Güncelleme Tarihi:

Çanakkale’de korku sigortası
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 1999 00:00

Haberin Devamı

Profesör Buckthought'un bir haftalık dergide yayınlanan, ‘‘Merkez üssü Saros Körfezi olan deprem, 6 şiddetinde gerçekleşecek’’ şeklindeki kehaneti yüzünden endişeye kapılan vatandaşlar, izin tarihlerini 10 Temmuza denk getirip kentten ayrılmayı planlıyor. Bu arada, ‘‘mal canın yongası’’ diyen çok sayıda Çanakkaleli, ev, işyeri ve otomobillerini sigortalatma yoluna gitti. Bu nedenle kentteki 6 sigorta şirketinin acentelerine yoğun talep oldu. Normalde haftada en fazla 10 olan ev ve işyeri sigortalama işlemi 500'ü buldu. Pirim miktarı en düşük yıllık 40 milyon, en yüksek 600 milyon lira üzerinden hazırlanan poliçeler peş peşe imzalanırken, acente çalışanları şaşkına döndü. Çanakkale'deki sigorta acentesi sahiplerinden Mehmet Özdemir, deprem söylentisinden sonra taleplerin büyük ölçüde arttığını belirterek şunları söyledi:

‘‘Bizimle birlikte 6 şirkette bir haftada yaklaşık 500 kişi konut ve işyerini depreme karşı sigortalattı. Kendilerine deprem olmayacağını, ancak sigortanın faydalı olduğunu söyleyerek işlemlerini yapıyoruz. Bu sayede halkımız sigortacılığın önemini anlıyor. Normal bir konut için bir yıllık deprem sigorta ücreti olarak 40 milyon lira alıyoruz. Bu rakam işyerleri için değişiyor.’’

Türkiye'de özel sigorta anlayışının, ekonomik gelire paralel olarak toplum bilincinde fazla yer tutmadığını kaydeden sigorta acentesi sahib Gülden Başer de, ‘‘Sigortacılıkta deprem gibi doğal afet teminatının bedeli yüksek. Bu nedenle konut ve işyerleriyle ilgili paket sigorta sözleşmesindeki deprem maddesi genelde çıkartılır. Yıllık deprem sigortası bedeli ortalama binde 1.64 prim ödemeyi gerektiriyor. Yani 1 milyar lira değerindeki konut için yıllık 64 milyon lira sigorta bedeli ödenmesi gerekiyor’’ dedi.

Deprem iddiası bilimsel değil

Kandalı bir bilim adamının önümüzdeki günlerde İstanbul ve Saroz Körfezi'nde deprem olacağı yönündeki iddalarına, Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkkara'dan yanıt geldi. Işıkkara, depremlerin önceden belirlenmesini sağlayan teknolojinin dünyada olmadığını kaydederek, bu tür spekülasyonlara karşı toplumu sakin olmaya çağırdı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkkara, 10 Temmuz günü şiddetli bir deprem olacağı yönündeki açıklamarını eleştirdi. Prof. Işıkkara, toplumu tedirgin edecek açıklamaların bilim adamları tarafından yapılmaması gerektiğini söyledi. Işıkkara, ‘‘Topraklarımızın yüzde 98'i depreme maruz. İnsanların bu kadar telaşlanmasının nedeni ise oturdukları yerlerin güvenli olmamasından kaynaklanıyor. Yaşadığımız mekanlar güvenli ve depreme dayanıklı yapılmış olsaydı, bu kadar telaşa kapılmazdık’’ dedi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!