Şehriban OĞHAN
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2010 00:00
Ulaştırma Bakanlığı’nın hayata geçirdiği proje ile engellilere yeni bir hayat umudu doğdu. Proje, engellilere GSM operatörleri için müşteri hizmetleri personeli olarak evlerinde çalışma olanağı sağlıyor. Bu gençlerden biri de 21 yaşındaki Can Yıldız. Bir kas hastalığı nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Can ayda 800 lira kazanıyor. Can, ilk maaşıyla ailesi ile yaşadığı kapıcı dairesinin banyosuna büyük bir küvet yaptırmak istiyor. Böylece banyo yaparken düşmekten kurtulacak.
AŞIK olduğunuz genç kız, “Yakışıklı ama keşke yürüseydi; O sana ne verebilir” diyen annesinin etkisiyle aşkınıza nokta koymaya kalksa ne hissederdiniz? Can “Bu aşk olgunlaştırdı beni. Sevdiğim insanlara fazla bağlanmıyorum artık” diyor. Bu aldığı ilk darbe değil çünkü Can’ın. 5 yaşında konulan “Becker kas distrofisi” tanısı, 17 yaşında tekerlekli sandalyeye bağlamış onu. 18 yaşında ise bir doktorun “İyileşme umudun yok, çok yaşamazsın” sözleriyle yüzleşmeye. Şimdi 21 yaşında; omuz kaslarının zayıflığı nedeniyle sağ kolunu kullanmakta da sıkıntı yaşıyor. İlk başlarda “Niye ben” sorgulamasıyla hayata küsse de, “Ayaktakiler de ölüyor, oturanlar da” felsefesi hedeflerine ve hayallerine koyduğu engelleri kaldırtmış. Muhasebe bölümünde ön lisans eğitimi, düzgün diksiyonu ve bilgisayar bilgisi ise ayda 800 lira maaşla iş imkanı olarak çıkmış karşısına.
Evden anket yapıyor
O şimdi Ulaştırma Bakanlığı’nın “Ulaşımda, İletişimde, Hayatın İçerisinde Ben de Varım” projesini yürüttüğü GSM operatörlerinden AVEA’nın müşteri hizmetleri personeli. Evinden günde 150 AVEA müşterisini arayıp hem anket yapıyor, hem eksik evrak uyarısı. “Yarın ne yapacağım” kaygısı, artık yerini günlük planlara bırakmış. Bugünlerde ise alacağı ilk maaşla ne yapacağının hayallerini kuruyor. İlk önce anne-baba ve ağabeyiyle yaşadığı kapıcı dairesinin banyosuna büyük bir küvet yaptıracak. Böylece her defasında kayıp düşersem kaygısı yaşadığı klozetin üzerinde banyo yapmaktan kurtulacak. Arkasından bu yaz evlenecek ağabeyinin çeyizine destek olacak. O zaman iki saatten fazla yanından ayrılamayan Akdeniz ateşi hastası babası ve annesinin gözü arkada kalmayacak. Zira bu yıl çıkmasını beklediği ilaç, hastalığının ilerlemesini durdurunca (bunu umut ediyor) o da hayatını birleştirecek birini bulacak. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, AVEA Genel Müdürü Erkan Akdemir, Genel Müdür Yardımcısı Orçun Onat ve proje koordinatörü Nüket Aşkın ile Yıldız Ailesi’nin Ankara Batıkent’teki kapısını çaldık.
Nasıl fark ettiniz hastalığı?
* 4 yaşında yürümüşüm. Arka arkaya da çiçek, menenjit, zatürre geçirince... Önce demir eksikliği deyip şurup verdiler. Ardından emin olamayıp biyopsi yaptılar. Parça Avrupa’ya gitti. Sonuç: Becker kas distrofisi. Kasta olması gereken protein bende eksikmiş. 3500 doğumda bir görülüyormuş. Genetik. Ama sülalemde benden başka kimsede yok. 17 yaşına kadar adım atıyordum. 5 dakika yürürsem 6. dakika yerdeydim. Sonunda sağ ayak topuğum yere değmemeye başladı.
Ve hayatın değişti, nasıl baş ettin bu değişiklikle?
* Lisedeydim. Bir anda tekerlekli sandalyeye oturamadım. Babam servise kucağında bindiriyor, sınıfa kucağında götürüyordu. O olmadığı zaman arkadaşlarım yardımcı oluyordu ama yardım istemeye bile çekiniyordum. İlk başta hayatın çok anlamı kalmadığını düşündüm. Dalga geçenler, gücümün yetmeyeceğini bile bile efelenenler oldu. Sonuçta dengesiz insanlar çıkıyor yani. Yalnız kaldığımda ağlardım. Hayattan umudumu kestiğim anlar oldu ama insan ister istemez olgunluğa kavuşuyor.
Bu süreçte en çok ne üzdü seni?
* Sevdiğim kızın ayrılmak istemesi. Bu durum aşık olmaya engel değil aslında ama insanlar önyargılı. Arkadaşımın dersanesine gidiyordu. Benim için tam anlamıyla ilkti. Annesi görmüş beni. Kızına “Yakışıklı ama keşke ayakta olsaydı, bu haliyle sana ne verebilir” demiş. Ayrıldık. Ama o ilişki olgunlaştırdı beni; çok bağlanmıyorum artık sevdiğim insanlara.
Üniversitede sorun oldu mu?
* Ticaret lisesi mezunuyum. Okul üçüncüsü olduğum için Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Muhasebe bölümüne yatay geçiş yaptım. 1-2 ay uyum sorunu yaşadım ama hergün gidip geliyordum. Şimdi de Açık Öğretim Fakültesi İşletme Bölümü’nde lisansımı tamamlamaya çalışıyorum. Mezun olur olmaz kaymakamlık sınavlarına gireceğim. Belki ilk engelli kaymakam olurum.
Şu anda sadece bacaklarında mı sorun?
* 4 senedir kollarımda da sıkıntı var. Omuz kaslarım zayıf olduğu için sağ kolumu rahat kullanamıyorum. Tokalaşırken sıkıntı oluyor. Bilek kaslarımdaki zayıflık da bardak tutmama engel oluyor. Allah’tan solağım. Bilgisayar kullanırken sıkıntı yaşamıyorum. Ama anneme babama bağımlı yaşıyorum. Babam tuvalete kaldırıyor, banyomu yaptırıyor. Hergün 1 saate yakın spor yapıyorum. Takip ettiğim kadarıyla bu sene Kanada’da ilaç çıkacak. 13 ayda ilerlemeyi durduruyormuş. Sonra da ayağa kaldırır belki.
Askere gitmemek sıkıntı yarattı mı?
* Bir günlüğüne askere alınma durumu var ya gideceğim, asker olacağım. Elime silah alıp bir fotoğraf çektireceğim. Gerçi şu an birşey kaybetmiş değilim. İlaç tedavisinden sonra belki giderim. İki sene daha tecil hakkım var.
İşi nasıl buldun, hayatını nasıl değiştirdi?
* Bakanımıza mektup yazmıştım. Çağırdılar, konuştular ve işe alındığımı söylediler. Direncim zayıf olduğu için en küçük bir gribi bile çok ağır geçiriyorum, kalabalıklara karışamadığım için de eve bağımlı yaşıyorum. Bu iş tam bana göre. Yapacak birşey bulamıyordum. Gerçi bilgisayarımla vakit geçiriyordum ama belli süre sonra daraltıyordu o da. Şimdi iç huzuruyla uyanıyorum. İnsanın kendi parasını kazanması güzel bir duygu. İnternetten diksiyon dersi alıyorum. Seslendirme sanatçılarını ilgiyle izliyorum. Belki birgün ben de dublaj yaparım.