Güncelleme Tarihi:
Dündar’ın savunmasında dikkat çeken bölümler özetle şöyle:
TÜRKEŞ TANIK OLABİLİR
“Şunu biliyorum. Devletin içinde bir yapılanma vardı, hâlâ var. Ben kişisel olarak bu yapılanmanın ne kadar zararlı olduğunu yazdım. Gazetem ve çalışanları tutuklandı, mağdur oldu. Biz Türkiye’ye ne kadar mağdur olduğumuzu gösterdik.
Biz bunları yaparken devlet vardı. Bu tezgâhı birlikte kurdular, ortaktılar ve hepimizin bildiği gibi kurdukları kumpas bir yerde bozuldu ve ayrıldılar. Cumhurbaşkanı ‘Ben ne istediler ki vermedim’ dedi ve ihanete uğradığını söyledi. İşin garipliğine bakın ki biz olayın mağduru olan gazete ve gazeteciler bu yapının ne kadar tehlikeli olduğunu yazan yazarlar, o yapıya yardımcı olmakla suçlanıyoruz. O yapının ortağı olan, ne istediğini verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı bizden şikâyetçi oluyor.
Tuğrul Türkeş ‘Silahın vallahi billahi Türkmenlere gitmediğini biliyorum’ dedi. Tanık olarak dinlenebilir. Temel mesele devletin güvenlik ihtiyacı bunun karşısında da halkın bilme hakkı ve gazetecinin ifade özgürlüğü var. Ben burada ifade özgürlüğünün devletin güvenlik ihtiyacının önüne çıktığını düşünüyorum. Hiçbir şekilde devletin suç işleme özgürlüğü yok. Biz bu haber nedeniyle tutuklanıp yargılanıp mahkûm olursak bu hem Türkiye halkına yalan söylediğini belgelediğimiz için olacaktır ve bütün mahkeme sürecinde biz bütün belgeleriyle bu yalanı ortaya koyacağız. Watergate’te aynı şey oldu ve başkanın istifası ile sonuçlandı. İrangate Amerika’nın İran’a silah satışını belgeledi, bütün sorumlular mahkeme önünde ifade verdi. WikiLeaks Amerika’nın bütün usulsüz belgelerini ortaya koydu. Burada beni casuslukla itham edebileceğiniz herhangi bir kanıt yoktur. Hiçbir ülke ile ilgim yoktur. Kendi ülkemin istihbaratı dahil, belirttiğiniz FETÖ örgütü ile hiçbir ilgim yoktur.
MONTAJI BOŞA ÇIKARDI
Ben yapılanın iyi bir gazetecilik olduğunu düşünüyorum. Bugün olsa yine yayınlarım. Kamuoyu iyi ki bunları öğrendi, iyi ki Cumhurbaşkanı ‘Silahsa silah ne olmuş yani’ deme noktasına geldi. Böyle diyerek bu görüntülerin montaj olduğu, sahte olduğu, yanıltıcı olduğu iddialarını da boşa çıkarmış oldu. Yani kabul etti. Bu bile bize yönelik suçlamanın düşmesi için yeterlidir diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanı ‘Silahsa silah ne olmuş’ diyorsa ben de ‘Haberse haber’ diyorum, ne olmuş yani. Bir kez daha hiçbir çıkar grubu ile cemaat ile istihbarat ile ilgim olmadığını ve gazetecilik dışında bir mesleğim ve amacım olmadığını vurgulamak istiyorum.”