Çamur çizme savaşı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2009 00:00
Başbakan Erdoğan, CHP’nin İstanbul Belediye Başkan adayına; "İstanbul’un bir ucuna koysanız, adresi bulamaz. İstanbul’da çamur da, çukur da yok. Çizmeyle dolaşacak yer mi kaldı? O, 1992 yılındaydı" diye yüklendi.
Kemal Kılıçdaroğlu Ahmet Hakan'ın sorularını cevapladı
Baykal da, "AKP panik halinde. Kılıçdaroğlu dürüstlüğü temsil ediyor" dedi. Kılıçdaroğlu ise, Altınşehir’de çamurun içinden Başbakan’a seslendi: "Çamuru da, çukuru da gördüm. Dilara neden öldü? Gel İstanbul’u birlikte dolaşalım."
Erdoğan: Orada adres bulamaz
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, partisinin dünkü Meclis grup toplantısında Kemal Kılıçdaroğlu’nu adını anmadan şöyle hedef aldı:
Atı alan geçti gitti
İstanbul’un bir ucuna koysanız, ’Seni şurada bekliyoruz’ deseniz, adresi bulamaz. Çizmeyle dolaşacakmış. İstanbul’da çizmeyle dolaşacak yer mi kaldı? O, 1992 yılındaydı. O zaman biz çizmeleri giyip dolaştık. Şimdi oralar kalmadı, tamamı asfaltlarla döşendi. Çok geç kaldı. Artık biliyorsunuz atı alan Üsküdar’ı geçti. Bu iş bitti.
Atıp tutma ile olmaz
Neymiş, kömür dağıtmayacaklarmış ama ayda 600 TL yardım yapacaklarmış. Bunu da evdeki kadının banka hesabına yatıracaklarmış. Hatırlıyorsunuz 1 anahtar, 5 anahtar hikayesini. Bunlar aynı yolu takip ederler. Ama bunlar bire beş vermiyorlar, çok daha fazla veriyorlar. Ayıptır. Böyle atıp tutmayla bu iş olmaz. Biz kömürü verirken bile bunun hesaplarını çok ince yaptık. Bizimle böyle yarışa girmeye gerek yok. Ama yaparsanız öper başımızın üstüne koyarız. Siz önce, sizde olan belediyelerde uygulayın, biz de alkışlayalım.
AKP’yi taklit et
Tabii ki adama sorarlar, ’Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?’ Tamam AKP’yi taklit et, örnek alın, bunlarla biz mutlu oluruz. Ama lütfen biraz da tutarlı olun, hakkı teslim edin.
Baykal: AKP’de panik yarattı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanmasından sonra "Kıyamet koptuğunu" belirterek Başbakan Erdoğan’ı şöyle yanıtladı:
Dürüstlüğü temsil ediyor
Kemal Kılıçdaroğlu’nun partimizin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu, kıyamet koptu. AKP bir panik halinde düşünmeye başladı. Peki, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı neden bu kadar ilgi çekti. Çünkü insanlarımız dürüstlüğü özlemiş ve Kılıçdaroğlu, alçak gönüllülüğü, dürüstlüğü temsil ediyor. Oysa belediyelerde dahası İstanbul Belediyesi’nde dürüstlük olacak şey değil!
Özlenen sonuç olacak
Bu ilginin ve AKP’nin paniğinin altında bu gerçek yatıyor. Ancak, dürüstlük duygusu oturmaya başladı. İnşallah bu gerçek işleyecektir ve özlenen sonuç doğacaktır. Eğer İstanbul Büyükşehir Belediyesi AKP’nin elinden çıkarsa, orada yaşanan o büyük tertibin, tezgahın, Kılıçdaroğlu eliyle nasıl ortaya çıkacağı; bunun Türkiye’de bir deprem etkisi yaratacağı korkusu bir telaş yarattı. O yüzden Başbakan verip veriştiriyor.
Korku ecele faydasız
Oysa bilmeli ki ’Korkunun faydası yoktur!’ Hiç merak etmesin! İstanbul’da yaşanan gerçeği hepimizin göreceği bir dönem olacak. Milletimiz ne yapacağını biliyor!
Çalmayan hizmet eden
Türk siyasetinde, ’Çalıyor, ama hizmet ediyor!’ anlayışı vardı. Bu anlayış yerini, ’Çalıyor, hizmet de etmiyor, ama bana biraz koklatıyor’ anlayışına bıraktı. Geldiğimiz noktada hakim olan anlayış ise ’Hem çalıyor hem de hizmet etmiyor, koklatan da yok!’ Bu anlayışları tamamen değiştireceğiz. Seçimler, ’Çalmayan ancak hizmet eden’ anlayışı getirecek.
Baykal da, "AKP panik halinde. Kılıçdaroğlu dürüstlüğü temsil ediyor" dedi. Kılıçdaroğlu ise, Altınşehir’de çamurun içinden Başbakan’a seslendi: "Çamuru da, çukuru da gördüm. Dilara neden öldü? Gel İstanbul’u birlikte dolaşalım."
Erdoğan: Orada adres bulamaz
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, partisinin dünkü Meclis grup toplantısında Kemal Kılıçdaroğlu’nu adını anmadan şöyle hedef aldı:
Atı alan geçti gitti
İstanbul’un bir ucuna koysanız, ’Seni şurada bekliyoruz’ deseniz, adresi bulamaz. Çizmeyle dolaşacakmış. İstanbul’da çizmeyle dolaşacak yer mi kaldı? O, 1992 yılındaydı. O zaman biz çizmeleri giyip dolaştık. Şimdi oralar kalmadı, tamamı asfaltlarla döşendi. Çok geç kaldı. Artık biliyorsunuz atı alan Üsküdar’ı geçti. Bu iş bitti.
Atıp tutma ile olmaz
Neymiş, kömür dağıtmayacaklarmış ama ayda 600 TL yardım yapacaklarmış. Bunu da evdeki kadının banka hesabına yatıracaklarmış. Hatırlıyorsunuz 1 anahtar, 5 anahtar hikayesini. Bunlar aynı yolu takip ederler. Ama bunlar bire beş vermiyorlar, çok daha fazla veriyorlar. Ayıptır. Böyle atıp tutmayla bu iş olmaz. Biz kömürü verirken bile bunun hesaplarını çok ince yaptık. Bizimle böyle yarışa girmeye gerek yok. Ama yaparsanız öper başımızın üstüne koyarız. Siz önce, sizde olan belediyelerde uygulayın, biz de alkışlayalım.
AKP’yi taklit et
Tabii ki adama sorarlar, ’Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?’ Tamam AKP’yi taklit et, örnek alın, bunlarla biz mutlu oluruz. Ama lütfen biraz da tutarlı olun, hakkı teslim edin.
Baykal: AKP’de panik yarattı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanmasından sonra "Kıyamet koptuğunu" belirterek Başbakan Erdoğan’ı şöyle yanıtladı:
Dürüstlüğü temsil ediyor
Kemal Kılıçdaroğlu’nun partimizin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu, kıyamet koptu. AKP bir panik halinde düşünmeye başladı. Peki, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı neden bu kadar ilgi çekti. Çünkü insanlarımız dürüstlüğü özlemiş ve Kılıçdaroğlu, alçak gönüllülüğü, dürüstlüğü temsil ediyor. Oysa belediyelerde dahası İstanbul Belediyesi’nde dürüstlük olacak şey değil!
Özlenen sonuç olacak
Bu ilginin ve AKP’nin paniğinin altında bu gerçek yatıyor. Ancak, dürüstlük duygusu oturmaya başladı. İnşallah bu gerçek işleyecektir ve özlenen sonuç doğacaktır. Eğer İstanbul Büyükşehir Belediyesi AKP’nin elinden çıkarsa, orada yaşanan o büyük tertibin, tezgahın, Kılıçdaroğlu eliyle nasıl ortaya çıkacağı; bunun Türkiye’de bir deprem etkisi yaratacağı korkusu bir telaş yarattı. O yüzden Başbakan verip veriştiriyor.
Korku ecele faydasız
Oysa bilmeli ki ’Korkunun faydası yoktur!’ Hiç merak etmesin! İstanbul’da yaşanan gerçeği hepimizin göreceği bir dönem olacak. Milletimiz ne yapacağını biliyor!
Çalmayan hizmet eden
Türk siyasetinde, ’Çalıyor, ama hizmet ediyor!’ anlayışı vardı. Bu anlayış yerini, ’Çalıyor, hizmet de etmiyor, ama bana biraz koklatıyor’ anlayışına bıraktı. Geldiğimiz noktada hakim olan anlayış ise ’Hem çalıyor hem de hizmet etmiyor, koklatan da yok!’ Bu anlayışları tamamen değiştireceğiz. Seçimler, ’Çalmayan ancak hizmet eden’ anlayışı getirecek.