Camiden petrol fışkırdı

Güncelleme Tarihi:

Camiden petrol fışkırdı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2008 15:14

Erzurum’da Osmanlı döneminde 1645 yılında Hazine memuru Ebubekir oğlu Hacı Cafer tarafından yaptırılan Caferiye Camisi kitabesinden ‘petrol’ müjdesi çıktı. Caminin giderlerinin karşılanması için Hacı Cafer’in Erzincan’ın Balıklı (Pürk) Köyü'nde ‘neft kuyusu’ bağışladığı ve bunu caminin kitabesine yazdırdığı ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Tarihi yapılarla ilgili araştırma yaparken ilk kez böyle bir durumla karşılaştığını belirten Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyelerinden Doç.Dr. Hüseyin Yurttaş, aynı konuyu Tarihçi İbrahim Haluk Konyalı’nın 1960 yılında kaleme aldığı ‘Erzurum Tarihi’ adlı kitabında işlediğini söyledi. Doç.Dr. Hüseyin Yurttaş, “O dönemde yaşayanlar, imkanlar ölçüsünde ‘neft’ olarak nitelendirdikleri petrol kuyularını açmış ve kullanmışlar. Kitabede cami giderlerinin karşılanması için Hacı Cafer tarafından tarım arazileri ile birlikte eski adı Pülk olan Balıklı Köyü'ndeki neft kuyusu da vakfedilmiş. Eğer bölgede araştırma yapılırsa, petrol rezervi bulunacak” dedi.


Erzurum Kalesi yakınında, Cumhuriyet Caddesi’ne bakan Caferiye Camisi’nin kadınlara ayrılan üst bölümünde yer alan ve mermer taş üzerine Osmanlıca kitabede, ilginç bir ipucuna rastlandı. Ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde anlattığı Caferiye Camisi’nin Osmanlı padişahlarının 18’incisi Sultan İbrahim (1640- 1648) döneminde Hacı Cafer tarafından yaptırıldığını belirten Atatürk Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyelerinden Doç.Dr. Hüseyin Yurttaş, Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan caminin çok önemli bir eser olduğunu dile getirdi.

Haberin Devamı

‘Erzurum Tarihi ve Tarihi Eserleri’ kitabı için araştırma yaparken, İbrahim Haluk Konyalı'nın ‘Erzurum Tarihi’ adlı kitapta caminin kitabesiyle ilgili ilginç bilgilere rastladığını kaydeden Doç. Dr. Yurttaş, şunları söyledi: “Cafer Efendi, külliyesini tamamladıktan sonra hayır eserlerinin yaşayabilmesi için padişahtan gelir kaynağı olabilecek bir yer istemiştir. Tercan’ın Pürk Köyü verilmiştir. Cafer Efendi de Pürk Köyü'nün toprakları içinde bulunan neft kuyusu, tuzla ve boyahaneyi camiye vakfetmiştir. Külliye vakfiyesinin bir sureti Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 414- 416 sayfasına kaydedilmiştir. Ebubekirzade Cafer Efendi'yi, 1650 yılında yeniçeriler tarafından öldürülmüştür. Dönemin insanları mal varlıklarını ölmeden önce kurdukları vakıflar aracılığıyla cami, çeşme ve medreseler için bağışlamışlar. Bunu birçok eserde görmek mümkün. Caferiye Camisi de bunlardan biri. Ancak burada farklı olan ‘neft kuyusu’nun bağışlanmış olmasıdır. Bu Türkiye açısından çok önemli bir olay. O bölgede bir araştırma yapılsa, büyük ihtimalle petrol bulunacak.”

Haberin Devamı

MTA DA ARAŞTIRMA YAPMIŞ

Öte yandan eskiden Erzincan’ın Tercan İlçesi'ne bağlı olan şimdi ise Çayırlı İlçesi'ne bağlanan Balıklı Köyü’nün muhtarı 48 yaşındaki Ahmet Hulusi Tahan, “Köyümüzün adı eskiden Pürk’tü. Ben beş dönemden beri muhtarlık yapıyorum. MTA, 1970’li yıllarda köyde petrol arama çalışması için bir sondaj yaptı. Sondaj yaparken matkabı kırdılar. Gittiler, sonra bir daha gelmediler” dedi.

Balıklı ve Cennetpınar bölgesinde petrol olduğunun yıllardır konuşulduğunu anlatan muhtar Hulusi Tahan, “Belki kuyularda vardı ama şimdi kapanmış. İlkbaharda MTA Bölge Müdürlüğü'nden yeniden geldiler. Yeniden arama çalışması yapacaklarmış” dedi.

Kitabede ne yazıyor?

‘Vakfiye-i Cami-İl Hac Cafer’ başlığında yazılan kitabe şöyle:

Haberin Devamı

“Cami-i mezburun kıblesinde bina eyledüğüm ricale mahsus hamamı ve Tebriz kapusunun karşısında olan debbağhane ile mumhane ve Gürcü kapusundan taşra kaleden çıkan su ile suvarılan çukur çevirme bostan ve Erzincan kapusundan taşra handek kenarı ile aşağıya giden yola muttasıl çevirme bostan ve camiyi mezburun hareminin şimalen dıvarına, muttasıl üç kıta bakkal dükkanı ve kuyumcular çarşısında üç dükkan kuşeleri ve Erzurum nahiyesi kariyerlerinden Mülk nam kariyede malikanem olan nısıf çiftliği ve nahiye-i Tercan’da mülk Name-i hümayun ile temlikim olan Pürf nam karyenin mahsulü ve rüsümatını ve sınırında malim ile hafr ve iharç eylediğim naft kuyumuz ve mümkün olursa memlihasını ve Micingirt sancağında hali ve harabe kariyelerinden ihya eylediğimiz Zanzak ve alakilise naman kariyerlerin senede şartı üzre yüz İstanbuli gilal miraye verildikten sonra iki kariyeden hasıl olan mahsülat.”

Caferiye Camisi

Cami 1645 yılında Hacı Cafer tarafından yaptırıldı. Caminin önündeki dört yuvarlak sütun üzerine oturan üç küçük kubbeli son cemaat yeri bulunuyor. Ayrıca son cemaat yerinin sol tarafında camiyi yaptıran Hacı Cafer’e ait türbe yer alıyor. Bu türbe içerisinde Hacı Cafer’in 1650 tarihli mezarı bulunuyor.
Kare planlı caminin üzeri sekiz köşeli bir kasnağa oturan kubbe ile örtülü. Bu yapı tek kubbeli Osmanlı camiler plan düzeninde. Kubbe eteğinde Kaside-i Bürde yazılı bir firiz dolaşıyor. Caminin mihrabı sanat tarihi yönünden bir özellik taşımamakla beraber minberi Osmanlı ağaç işçiliğinin güzel örnekleri arasında sayılıyor. Caminin, kesme taştan yapılan tek şerefeli minaresi bulunuyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!