Seyit ERÇİÇEK/İSTANBUL, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2009 12:34
ABD'de “Camgöz" takma adıyla tanınan ve yıllarca aranan ünlü gangster Ralph Gary Bauledin, 1968 yılında sevgilisi Patricia Ann Seeds’le Milano plakalı otomobille Taksim’de gezerken gözaltına alındı.
HÜRRİYET BÖYLE DUYURMUŞTUSahte pasaportla yurda giren Ralph Gary, getirildiği Yolcu Salonu'ndaki Mali Polis Merkezi’nde ifadesini alınmadan, aniden belindeki silahını çekerek, ortalığı kana buladı. O olayda, bir emniyet amiri, bir polis memuru, lokanta görevlisi ve banka müşavirini öldürdü, 3 kişiyi de yaraladı.
Arkadaşlarıyla olay yerine gelen 36 yaşında bir polis şefi, bu ölüm makinesini susturdu. O isim İkinci Şube Müdürü Saip Gözet idi. Tedavi gördüğü Balıklı Rum Hastanesi'nde 79 yaşında ölen Gözet, dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce Fatih Camii'nde düzenlenen silah arkadaşlarının da katıldığı resmi cenaze töreniyle toprağa verildi. Eşi Yıldız, kızı Sibel ve ölüm ilanını gazetelerde gören silah arkadaşlarının da katıldığı törende duygulu anlar yaşandı.
70 yaşındaki eşi Yıldız Gözet, uzun süre gözyaşı döktü. Saip Gözet’in İzmit Emniyet Müdürlüğü'nden mesai arkadaşı, emekli emniyet müdürü Dursun Hocoğlu yanında getirdiği 5 Nisan 1976'da çektirdikleri bir hatıra fotoğrafını aileye hediye etti. Hocoğlu, “1976 yılının Nisan ayında İzmit’te 8 emniyet müdürü ve amiriyle çektirdiğimiz bu fotoğrafta yer alanlardan geriye bir ben kaldım. Saip, inanılmaz birisiydi. Çok iyi disiplinli, çalışkan bir polis müdürü olmanın yanında, çok da neşeli ve bir o kadar da şakacıydı. Onunla birlikte omuz omuza çarpıştığım için çok mutluyum" diye konuştu.
Gözet'in arkadaşları cenaze namazı sonrası iki dakikalık saygı duruşunda bulundular. Cenaze, Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi.
HİÇ ACIMADIM
Saip Gözet, ölüm makinesini nasıl susturduğunu, ölenlerin acısını içinde duyarak ağlamış ve şöyle anlatmıştı:
“Sınıf arkadaşım Kemal Eröge ile meslektaşımı ve vatandaşlarımı öldüren Amerikalıyı polislerimle birlikte ben öldürdüm. Acımadan üzülmeden vurdum onu, taradım. Ta ki, her yanı kurşunlarla delik deşik olana kadar. İçeri girmiştim, yanımda komiser muavinim Asım vardı.
Yemek salonunun yan tarafından kurşunlarla ölüm kusuyordu. Polis Ahmet’e de ateş etmişti, isabet ettiremedi. Bu sırada elimdeki telsizden acı haberi işittim. Emniyet amiri Kemal Eröge hastanede ölmüştü. Holde bulunuyorduk, sırtıma çelik yelek giydirmişlerdi. Yanımdan iki kurşun geçti, tetiğe dokundum ve taradım. Gary, koridordan tuvalet kısmına kaçtı. Bir el daha ateş etti. Yine davrandım. Bu defa tuvalet penceresini kırıp aydınlık kısmına geçti. Aşağıya atlamıştır, diye düşündüm. Yere doğru bakarken Asım hızla tutup içeri çekti. Bu sırada Gary’nin birkaç metre yukarımızda olduğunu anladım. Bunun üzerine yukarıyı taradım. Gary, bağırarak yere düşmüştü. İngilizce bir şeyler söylüyordu. Aynı anda Asım ve Ahmet de ateş ediyorlardı. Silahından kan kusan Amerikalı’nın artık sesi kısılmıştı.