Güncelleme Tarihi:
Ancak ankette en çok dikkat çeken nokta, göç ve AB karşıtı politikalarıyla Muhafazakar Parti’den oy çalan aşırı sağcı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi UKIP’e olan desteğin partinin 2004 yılındaki kuruluşundan bu yana ilk kez yüzde 19’a yükselmiş olması.
Uzmanlar sık sık ırkçılıkla suçlanan ve eşcinsel evliliğin yasallaşmasına şiddetle karşı çıkan UKIP’in yükselişinin Cameron’un parti tabanının desteğini kaybettiğinin açık göstergesi olarak yorumluyor.
NE YAPSA YARANAMADI
İktidarının ilk iki yılında Muhafazakar Parti seçmenlerinin öncelikleri arasında bulunan göç, AB ve sosyal yardım konularına odaklanan Cameron, bir sonraki seçimleri kazanması durumunda AB üyeliğini halk oyuna sunacağını söyledi ve şu anda yılda 200 bin olan göçmen sayısını 2015 yılına dek "on binlere" düşürmek konusunda azimli olduğunu belirtti. İngiltere’ye göç edenlerin sadece ülkeye yarar sağlayacak "en zeki ve kalifiye" kişiler olmasını hedeflediğini söyleyen Başbakan göçmenlerin ülkenin bedava sağlık sistemine ve konut yardımına olan ulaşımını azaltmak yönünde de düzenlemeler yaptı.
Yine de seçmen, Cameron’un ne AB ne de göç konusunda ki samimiyetine inanmadı. Ülkenin önde gelen siyaset yorumcuları Cameron’un hızla popülarite kaybetmesini Muhafazakar seçmenin ülkenin Euro bölgesinin borç yükünü sırtlandığı konusundaki inancına ve seçmenlerin Cameron’un eşcinsel evliliğin yasallaştırılmasına verdiği desteğe bağlıyor.
Eşcinsel evliliğin yasallaştırılması ile ilgili düzenlemenin Cameron’a verdiği zarar Pazartesi günü parlamentoda yapılan oylamada da net bir şekilde görüldü. Eşcinsel evliliğin yasallaşmasına Muhafazakar Partili milletvekilleri, yasanın yürürlüğe girmesini geciktirmek için süreci uzatacak ek maddeler talep edince Cameron büyük savunucusu olduğu yasanın devamlılığı için İşçi Partisi ile kendi milletvekillerine karşı işbirliği yapmak zorunda kaldı.
Diğer yandan Cameron’un zengin üst orta sınıf geçmişi de Başbakan’ın halkın gözünde kabul görmesini zorlaştırıyor. MORI Ipsos’un Mart ayında yaptığı bir anket İngiliz halkının David Cameron’un İngiltere’deki en "halktan kopuk" lider olduğunu düşündüğünü gösterdi.
BAŞBAKAN BAŞKA BİR GEZEGENDEN
Prens Harry ve William’ın da mezunları arasında bulunduğu ülkenin en seçkin özel lisesi Eton’dan sonra Oxford Üniversitesi’ni bitiren ve iktidarı boyunca "halkı anlamayan bir zengin çocuğu" olmakla suçlanan Cameron, son olarak üniversite arkadaşı ve tenis partneri Lord Feldman’ın son sekiz yıldır üst yönetim kadrosunda bulunduğu Muhafazakar Parti’nin seçmenlerini "Deli bakışlı ahmaklar" olarak tanımladığı iddiaları ile karşı karşıya kaldı.
Times ve Daily Telegraph gazeteleri söz konusu tanımlamanın "Muhafazakar Parti’nin önde gelen isimlerinden biri" tarafından, AB referandumunda ısrarcı olan parti tabanını tanımlamak için özel bir yemek yapıldığını söylemekle yetinirken, Mail On Sunday bu tanımlamanın Başbakan’ın Muhafazakar Partililerle ilgili görüşünü yansıttığını iddia etti.,
Cameron Lord Feldman’ın kesinlikle böyle bir yorum yapmadığını söylese de Muhafazakar Parti Seçmenleri Şemsiye Grubu temsilcisi Bob Woolard BBC’ye yaptığı bir açıklamada "Başbakan çevresinde bizlerden farklı bir gezegende yaşayan metropol elitlerini toplamış. Eskiden tamamen sadık olan bir sürü Muhafazakar Parti üyesi hızla partiyi terk ediyor" dedi.
SUÇU LİBERAL DEMOKRATLARA ATIYOR
Cameron parti tabanının taleplerini karşılayamıyor oluşunu koalisyon ortağı Liberal Demokrat Parti’nin varlığına bağlıyor. 2010 yılında ortanın solunda yer alan Liberal Parti ile "ülkenin ekonomisini yeniden canlandırmak için" bir koalisyon kurduğunu söyleyen Cameron, genel seçimlere kadar koalisyonu dağıtmayacağını geçmişte sık sık dile getirmiş olsa da UKIP’in yükselişi ile üzerindeki baskının artması ile Liberal Demokratlarla beklenenden daha önce ipleri koparabileceğine dair ipuçları vermeye başladı.
Conservativehome editörü Paul Goodman Evening Standard gazetesinde yayınlanan makalesinde koalisyonun gelecek 12 ay içinde dağılabileceğini düşündüğünü belirtirken, geçen hafta Total Politics dergisine konuşan Başbakan "Ülkenin durumunu nasıl düzeltebiliriz? Bence bunun en iyi yolu koalisyonda kalmak. Ancak bu durum değişirse yeni koşullarla yüzleşip yapmamız gerekeni yaparız’’ dedi.
ALTERNATİF YOK
Uzmanlar, tüm eleştirilere rağmen Cameron’un parti liderliğinin kısa vadede sallantıda olmadığı görüşünde birleşiyor. Ancak bu Başbakan’ın partiden aldığı desteğe değil, onun yerine geçecek kabul edilir bir adayın parlamentoda bulunmamasına yoruluyor.
Cameron’un tahtına göz diktiği sık sık dile getirilen İçişleri Bakanı Theresa May’in parti kodamanları arasında yeterli sayıda destekçisi bulunmuyor. Birçok partilinin Muhafazakarların geleceği olarak gördüğü Londra Belediye Başkanı Boris Johnson ise parlamentoda sandalye sahibi değil.
Ancak Muhafazakar Parti’nin kahramanlarından biri kabul edilen eski Başbakan Margaret Thatcher’ın bile AB politikaları konusunda kabinesiyle fikir ayrılığına düştükten ve anketlerde İşçi Partisi’nin 14 puan gerisinde kaldıktan sonra parti liderliğini kaybettiğini hatırlatan yorumcular, AB konusunda kimseyi tatmin edemeyen Cameron’ın parti içi bir darbeye çok da uzak olmayabileceğini belirtiyor.