Güncelleme Tarihi:
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi bölgenin tarihi dokusunu yansıtmak için kentteki 18 tarihi binayı ve 4 meydanı kamulaştırdı. Kamulaştırılan binalardan biri de Reşat Nuri Güntekin’in bir dönem yaşadığı, Çalıkuşu romanını kaleme aldığı Ertuğrul Mahallesi’ndeki iki katlı konaktı. Yıllarca özel mülk olarak kullanılan ikinci derece tarihi eser konakla ilgili idari işlemler bir hafta önce tamamlandı. Tapusu da 3 gün önce belediyeye ulaştı. Ancak 6 Ocak’ı 7 Ocak’a bağlayan gece saat 04.00 sıralarında tarihi konaktan dumanlar yükseldi. İtfaiye ekipleri gelene kadar da alevler tüm konağı sardı. Yoğun çabalara rağmen bina küle döndü.
YAKACAK SEBEP YOK
Ne elektriğin, ne kablonun bulunduğu konağı kül eden alevlerin nereden çıktığı belirlenemedi. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi kundaklama iddialarıyla ilgili savcılığa başvurdu. Soruşturmanın yönü Tekirdağ Belediyesi İtfaiyesi’nin hazırlayacağı raporun ardından belli olacak. İtfaiye kundaklamayla ilgili rapor verirse soruşturmaya polis ekipleri de dahil olacak.
İKİ SENEDE AÇARIZ
Binanın halihazırda bir rölovesinin bulunmadığını söyleyen bir belediye yetkilisi, “Projede yer alan öğrencilerin çalışmaları, temel kazısı ve binanın farklı cephelerden fotoğraflarıyla aslına uygun olarak yeniden yapacağız. Yangın projemize engel olamayacak. Tam tersi çalışmalarımızı hızlandıracağız. En geç iki yıl içerisinde Çalıkuşu Evi ziyaretçilere açılmış olacak” dedi.
Ahşap konak çok kısa bir sürede alevlere teslim oldu. İtfaiyenin zamanında müdahalesine rağmen tamamen yandı.
1900’LÜ YILLARDA TEKİRDAĞ’DA YAŞADI
1889 doğumlu Reşat Nuri Güntekin 1900’lü yılların başında bir süre Tekirdağ’da yaşadı. Türk edebiyatının en ünlü isimlerinden olan Güntekin büyük bir bölümünü Tekirdağ’da kaleme aldığı Çalıkuşu romanını ilk olarak İstanbul kızı adlı bir tiyatro oyunu olarak planladı. Ancak oyun sahnelenemedi. Müfettişlik görevi nedeniyle Anadolu’yu karış karış bilen Güntekin, Çalıkuşu’nda iyi öğrenim görmüş İstanbullu genç bir kadının Anadolu’nun çeşitli köy ve kasabalarında öğretmen olarak yaşadıklarını anlatmıştı. Çalıkuşu romanı 1923’te yayımlandı.
Diziye de uyarlanan Çalıkuşu’nda başrolleri Fahriye Evcen ve Burak Özçivit paylaşmıştı.
PUŞKİN, HUGO, KAFKA...
Ünlü yazarların evlerinin kültür evi ya da müze olarak kullanılmasının ülkemizde ve dünyada yüzlerce örneği bulunuyor. Bunlardan bazıları şöyle:
Sait Faik Abasıyanık Evi: Türk edebiyatının en önemli öykücülerinden Sait Faik Abasıyanık’ın İstanbul Burgazada’daki evi ölümünden beş yıl sonra müze haline getirildi. 22 Ağustos 1959 tarihinde açılan müze ev, yazarın yaşamına tanıklık etmiş eşyaları, fotoğrafları, mektupları, kartpostalları, eserlerine konu olan sayısız hatırasını koruyor ve ziyaretçilerle paylaşıyor.
Puşkin Evi: Rus edebiyatının ünlü isimlerinden Puşkin’in evi Moskova’nın en meşhur caddesi Arbatskaya’da bulunuyor. Puşkin bu evi 1831 yılında Natalya Gonçarova ile evlendikten sonra kiralamış ve üç ay oturmuş. Bu evde ünlü edebiyatçının çalışma masası, notları, mektupları yer alıyor.
Aşiyan Müzesi: Edebiyatçı Tevfik Fikret’in ömrünün son dokuz yılını geçirdiği ev Aşiyan Müzesi olarak korunuyor. Fikret 1906 yılında iç ve dış mimarisini, tüm planlarını kendisinin düzenlediği bu evi inşa ettiriyor. İstanbul Belediyesi şairin ölümünden yıllar sonra evi satın alıyor ve Fikret’in hayata gözlerini yumduğu ev, müze evi oluyor.
Dostoyevski Evi: Rusya’nın St. Petersburg şehrinde bulunan ünlü edebiyatçı Dostoyevski’nin evi, yazarın 150. doğum yılında müze haline getirildi. Müzede Dostoyevski’nin hayatı ve edebiyat yolculuğuna ilişkin çok sayıda detay görmek mümkün. Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler eserini bu evde yazdığı biliniyor.
Kafka Evi: Çekya’nın başkenti Prag, ünlü yazar Kafka ile özdeşleşmiş bir şehir. Prag’da hem Kafka’nın doğduğu ev, hem de bir süre kız kardeşi ile birlikte yaşadığı 22 numaralı ev müze olarak ziyarete açık. İki evde de Kafka’nın “Dönüşüm” romanından izler ve yazarın hayatından bölümler görmek mümkün.
Emile Zola Evi: Fransız yazar Emile Zola’nın, Paris’te bulunan evini Meyhane romanından kazandığı parayla satın aldığı biliniyor. 1878’den ölümüne dek bu evde yaşayan Zola’nın kütüphanesi, mobilyaları, kişisel eşyaları halen korunuyor ve sergileniyor.
Victor Hugo Evi: Fransız şair, romancı ve oyun yazarı Victor Hugo’nun, Napolyon Bonapart’ın 1851’deki hükümet darbesinden dolayı sürgün edildikten sonra Belçika’ya gittiği biliniyor. Hauteville House’a yerleşen Hugo “Sefiller” romanını bu evde yazdı. Ev, 1927 yılında müze eve dönüştürüldü.