Güncelleme Tarihi:
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Alaattin Çakıcı katıldı. Hakkında yakalama emri bulunan Kamil Özkılıç ise yakalanamadığı için duruşmada hazır edilemedi.
Duruşmada, sanık avukatı Şafak Mahmut Yazıcıoğlu'nun talebi üzerine, Ağansoy'un basına yansıyan ve hakaret ile tehdit içerdiği öne sürülen sözlerinin CD kaydı bilgisayardan görüntülü olarak izlendi.
Kayıtta yer alan Ağansoy'un “Alaattin de Dündar da bu saatten sonra kendine dikkat etsin” sözleri tutanağa yazdırıldı.
Duruşmada söz alan Alaattin Çakıcı, Avrupa'dan Türkiye'ye iade edildiği günden beri Tevfik Nurullah Ağansoy'un sürekli olarak kendisi hakkında çevresine ve basına hakaret ve tehdit dolu sözler söylediğini belirtti.
Çakıcı, Ağansoy'un düelloya bile davet ettiğini, buna karşılık kendisinin onun hakkında hakarette veya tehditte bulunmadığını öne sürdü.
MÜTALAA
Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Orhan Erbay, Alaattin Çakıcı ile Tevfik Nurullah Ağansoy'un olay tarihi olan 28 Ağustos 1996 tarihinden birkaç ay öncesine kadar arkadaş olduklarını, ancak çeşitli nedenlerle aralarının bozulduğunu söyledi.
Ağansoy'un bu aşamadan sonra Çakıcı'yı tehdit eder ve hakaret içerir şekilde beyanlarda bulunduğunu belirten Savcı Erbay, Alaattin Çakıcı'nın da yakın adamı olan Adnan Çiçek ve Kenan Ali Gürsel'e Ağansoy'un öldürülmesi konusunda talimat verdiğini iddia etti.
Bunun üzerine Çiçek ve Gürsel'in, diğer sanıklarla birlikte 28 Ağustos 1996 tarihinde Bebek sahilindeki “Deniz Cafe”de bulunan Ağansoy ve yanındakilere ateş ettiklerini belirten Savcı Erbay, bu saldırıda Tevfik Nurullah Ağansoy ile yanında bulunan Celal Babür ve yan masadaki Ayşe Gülçin Balaban, karşılıklı çatışma sonucu da Recep Çiçek'in öldüğünü, Ferda Temel, Murat Çalışkan, Gültekin Alkol ve Emrah Çiftçi'nin yaralandığını hatırlattı.
Bir kısım sanıklar yönünden daha önce hüküm kurulduğunu belirten Savcı Erbay, Alaattin Çakıcı'nın “haksız tahrik altında tasarlayarak insan öldürtmeye azmettirmek” suçundan 18 ile 24 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını, yakalanamayan sanık Kamil Özkılıç'ın dosyasının ise ayrılarak hakkındaki yakalamalı halinin devamına karar verilmesini istedi.
“DEVLET DAHA YATMAMI İSTİYORSA KUZU KUZU YATARIM”
Mütalaaya ilişkin söz alan Alaattin Çakıcı, Ağansoy'un kendisini tehdit etmesi üzerine Kenan Ali Gürsel'e “Bu şahsı vurun” dediğini dile getirerek, ”Ben sadece 'vurun' dedim, 'öldürün' demedim. Bu belden aşağıya vurma şeklinde değil. Ancak, 'kafasına ateş edin, öldürün' şeklinde de değil. Ama düşünce olarak ölmesini istedim. Tabii düşünce eyleme dönüşünce suçtur” diye konuştu.
Ağansoy'un ölümüne üzülmediğini, sadece çocukları için üzüldüğünü dile getiren Çakıcı, “İnsan oldukları için ölenlere üzüldüğüme inanmanızı isterdim. Vereceğiniz karar ne olursa olsun teşekkür ederim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hala hapishanede yatmamı istiyorsa boynumuz kıldan ince. Devlet daha yatmamı istiyorsa kuzu kuzu yatarım. Ama bu kuzu kuzu yatmak kurallara uymak anlamında. Devlete karşı boynumuz kıldan ince, ama kedi gibi yatmam. Hakkımda vereceğiniz karar ister olumlu, ister olumsuz olsun, kanuni ve vicdani açıdan rahatım. Canınız sağ olsun” dedi. Sanık avukatlarına son savunmalarını hazırlayabilmeleri için süre veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
TÜRKBANK İHALESİ DAVASI
Bu arada, Alaattin Çakıcı'nın “cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak” ve “Türkbank ihalesine fesat karıştırmak” suçlarından yargılanmasına da İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
Duruşmada söz alan Çakıcı'nın avukatı Mustafa Avlağı, “müvekkilinin morali açısından ve beklenen belgeler nedeni ile yargılamasının uzaması göz önüne alınarak ileride mağduriyetinin önlenmesi için tahliyesini” istedi.
Yüce Divan'da görülen ve karara bağlanan eski başbakanlardan Mesut Yılmaz ve arkadaşları hakkında verilen hükme ilişkin gerekçeli karar ile bazı mahkemelerden istenen dosyaların beklenmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, Çakıcı'nın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, “İş adamı Korkmaz Yiğit'in, Türkbank ihalesinin lehine sonuçlanması için ihaleye giren kişi ve şirketler ile irtibata geçtiği, bunun yanında ihaleyle ilgilenen Alaattin Çakıcı ile işbirliği yaptığı” anlatılıyor.
“Alaattin Çakıcı'nın ihaleye girmek isteyen kişileri silahlı teşekkülün korkutucu tehdit gücünü kullanarak ihaleden çekilmeye zorladığı” ifade edilen iddianamede, Çakıcı'nın “cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak” ve ”ihaleye fesat karıştırmak” suçlarından 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.