Güncelleme Tarihi:
Yüce Divan'daki yargılamada, önce sanıklar Ersümer ve Çakan'ın kimlik tespiti yapıldı. Avukatların, TBMM Soruşturma Komisyonu'nun raporunun okunmaması yönündeki taleplerini kabul eden Yüce Divan heyeti, sadece Ersümer ve Çakan'ın Yüce Divan'a sevkıne ilişkin TBMM Genel Kurul kararının okunmasına karar verdi. Bu kararlar, raportör tarafından okundu.
Ersümer, işi sorulduğunda “emekliyim” derken, Çakan “serbest” olduğunu söyledi. Daha sonra Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, Ersümer ve Çakan'ın avukatlarının usule ilişkin dilekçeleri bulunduğunu belirtti. Ersümer'in avukatı Bülent Acar, dilekçelerinde öne sürdüğü usule ilişkin itirazlarını özetleyerek sıraladı.
Acar, müvekkili bakanın yap-işlet-devret projeleri nedeniyle suçlandığını, ancak bu konuda isnat edilen suçların açık olmadığını savundu. Bu durumun, TBMM ile veya iddia makamında bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca açıklığa kavuşturulması gerektiğini savunan Bülent Acar, bunun Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılabileceğini söyledi.
TBMM'nin, Yüce Divan'a sevk kararının “geçersiz ve Anayasa'ya aykırı” olduğunu iddia eden Acar, Soruşturma Komisyonu'nun, Anayasa gereği verilen süreleri aştığını, Soruşturma Komisyonu'nun ek süreyle birlikte 10 Haziran 2004'te görevini tamamladığını, ancak TBMM Başkanlığı'na raporunu 25 Haziran 2004'te sunduğunu söyledi.
“KOMİSYONUN YETKİ GASPI VARDIR”
Acar, “Komisyonun yetki gaspı vardır. Yetkisi olmayan bir komisyonun raporu yok hükmündedir. Dolayısıyla Soruşturma Komisyonu'nun bu raporu hukuken yoklukla sakattır. Dolayısıyla TBMM Genel Kurulu'nun oylaması da hukuken yok hükmündedir ve dolayısıyla kamu davası da yok. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'na göre düşme kararı verilmelidir. Yokluk tespit edilmelidir” diye konuştu.
TBMM Soruşturma Komisyonu'nun, soruşturma önergesinde yer almayan 24 fiille ilgili müvekkiline isnatta bulunduğunu, Komisyon'un böyle bir yetkisi olmadığını savunan Ersümer'in avukatı Bülent Acar, dolayısıyla bu fiiller hakkında TBMM'de yapılan oylamanın da yok hükmünde olduğunu, bu 24 iddia hakkında kamu davası bulunmadığını ileri sürdü.
Acar, ayrıca Anayasa ve TBMM iç tüzüğüne göre, müvekkilinin TBMM'nin Yüce Divan'a sevk kararının, Anayasa ve TBMM iç tüzüğüne aykırı olduğunu, bu nedenle yargılamanın durdurulması gerektiğini bunun bekletici sorun olduğunu savundu.
YENİ DELİL YOK
Acar, müvekkiline isnat edilen bazı fiiller hakkında daha önce soruşturma açılmasına yer olmadığı yönünde karar verildiğini söyledi. Şimdiki iddiaların Hazine Müsteşarlığı, Devlet Denetleme Kurulu raporlarına dayandığını ifade eden Acar, ancak bunların delil kabul edilemeyeceğini, senaryolara dayandığını, bu nedenle ortada yeni bir delil de olmadığını savundu.
Acar, müvekkili Ersümer'e yönelik iddiaların, Bakan'ın tek başına yaptığı işlemler olmadığını, bu iddialarla ilgili Bakanlık bürokratlarının yargılandığını ve bunların kesin hükme bağlandığını, aynı fiillerden iki kez yargılama yapılamayacağını iddia etti.
ÇAKAN'IN İTİRAZLARI
Sanık Zeki Çakan'ın avukatı Birgül Feyzioğlu da hiç bir isnadı kabul etmediklerini söyledi.Soruşturma Komisyonu'nun raporunun süresi içinde verilmediğini, bu nedenle dava açılamayacağını iddia eden Feyzioğlu, davanın yokluğunun tespitine karar verilmesini istedi. Feyzioğlu, isnatların belirgin olmadığını öne sürdü.
Çakan'ın avukatı Turgut Kazan da Soruşturma Komisyonu'na tanınan sürenin bağlayıcı olduğunu, bunun eski Başbakan ve Bakanlara karşı ”siyasal linç yapılmaması için konulduğunu” öne sürdü.
Soruşturma önergesinde yer almayan iddiaların da Soruşturma Komisyonu raporunda yer aldığını, bu iddialarla ilgili durdurma kararı verilmesi gerektiğini ifade eden Kazan, ayrıca müvekkiline yöneltilen suçlamalarla Ersümer'e yöneltilen suçların farklı olduğunu, bu nedenle dava dosyasının da ayrılması gerektiğini iddia etti.
BAŞSAVCI OK'UN GÖRÜŞÜ
İddia makamında bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, sanık avukatlarının usule ilişkin itirazlarını değerlendirdi.
Ok, sanık avukatlarının soruşturma önergesinde olmayan, ancak Soruşturma Komisyonu'nun raporunda yer verdiği 22 iddianın yargılama dışında tutulmasını ve bu konuda son kararla hüküm verilmesini talep etti.
Sanık avukatlarının, iddialarının belirgin olmadığı yönündeki taleplerine de katılmayan Başsavcı Ok, yargılama dışında tutulmasını talep ettiği iddialar dışında yer alan iddiaların savunmayı zaafa uğratacak soyutluk taşımadığını, belirsizliğin olmadığını söyledi.
Savunmanın, Soruşturma Komisyonu'nun bağlayıcı olan çalışma sürelerine uymadığı şeklindeki itirazına da katılmadığını bildiren Ok, Soruşturma Komisyonu'nun verilen sürede görevini tamamladığını, bu iddia geçerli olsa bile Soruşturma Komisyonu'nun raporunun geçersiz olamayacağını vurguladı. Ok, Soruşturma Komisyonu raporunun yok hükmünde sayılamayacağını ifade etti.
Ersümer'in avukatlarının, aynı fiiller hakkında ikinci kez soruşturma önergesi verildiği yönündeki iddialarının, CMUK karşısında doğru olmadığını belirten Ok, CMUK'a göre kesin hükmün bir yargı organı tarafından verilmiş karar anlamına geldiğini, böyle olsa dahi yine CMUK'a göre yeniden yargılama yolunun da açık olduğunu kaydetti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ok, Çakan'ın avukatlarının, Ersümer ile ilgili dava ile kendi davalarının ayrılması yönündeki talebine de katılmadığını, çünkü CMUK 230. madde karşısında geniş anlamda fiiller arasında bağlantı bulunduğunu söyledi.
Ok, sanık Ersümer'in avukatının Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları itiraz nedeniyle dava şartının olmadığı, yargılamanın durması gerektiği yönündeki istemine de katılmadıklarını, yargılamanın başlayıp sürdürülmesinin zorunlu olduğunu kaydetti.
Ok'un usule ilişkin itirazlar hakkında görüşünü belirtmesinin ardından Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, duruşmaya 14.00'te devam etmek üzere ara verdi.
Yüce Divan heyetinin usule yönelik itirazları hakkında ara karar vermesi bekleniyor. Bu arada, eski ANAP'lı bakanlar Lütfullah Kayalar ile Nejat Arseven de duruşmayı izlediler.